Anılar yıkılmaz - 3

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Anılar yıkılmaz - 3
A
a

Röportaj: Cihan Yıldırım

Sütiş Eskişehir
Ayder tribünü, seyyar köfteciler, kağıt şapkalar,  Fethi’nin tozluğu

Atatürk Stadı kimine Türkiye’ye ‘taraftar’ olgusunu öğreten tribünleri, kimine sattığı kağıt şapkaları, kimine seyyar köftecileri, kimilerine de o dönemin ‘yıldızları’ olan futbolcuları hatırlatıyor.

 Prof. Dr. Aydın Ayder’i, Kaya Bilge protokol krizini, Gürol Yer kağıt şapkalar yapan komşusunu, Kerem Akgören ilk heyecanını, Rıdvan Aras Heper ile anısını, Bülent Erkul Türkiye Kupası finalini unutamıyor.
 
Prof. Dr. Ufuk Aydın: Atatürk Stadı bana 1970’ler ve 80’lerde her pazar dayımla gittiğim Ayder Tribünü’nü hatırlatıyor. İsmail Arca’yı, Ömer Kaner’i, Kaleci Sinan’ı, Burhanettin’i... Hey gidi günler dedirtiyor bir de...
 
Mustafa Yıldırım:
Mustafa Yıldırım:
60’lı yılların sonu... Eskişehir 7’den 70’e maçların heyecanını yaşıyor. Atatürk Stadı çevresinde seyyar arabada köfte satıp rızkımızı çıkarıyoruz. 100’e yakın böyle köfteci var. Arada maça girmek istiyoruz. Demirlerin üzerinden atlamaya çalışırken pantolon gömlek yırtılıyor. Teraslar ve duvar üstleri bizim gibi gençlere düşmüyor. Kimi zaman bizi topluyorlar, Otel Şale önünde gece 2-3’e kadar bağırıyoruz. Misafir takım topçuları orada kalırdı. Rahmetli babam Eskişehir’e geldiğinde bana ‘oğlum burada herkes gazeteyi tersten okuyor’ demişti. Baba burada top işi çok önemli demiştim... Her anı çok değerli, güzel günlerdi.
 
Erkan Midilli:
Erkan Midilli:
Babam ve dayılarımla çok ufak yaşta gitmeye başladığım Atatürk Stadı’na onlar gitmediği zamanlarda da mutlaka her maça gider 'Abi bende sizinle girebilir miyim' diyerek birileriyle her maça girerdim. Yaşımız küçük olduğu için... Daha sonra gazeteci olarak maçlara gitmeye başladım.  Yani 30 yıldır ic sahada ES-ES in gitmediğim maçı yoktur. Her maçın ayrı bir anısı var. Ama şu an Atatürk stadyumun önünden geçerken içim sızlıyor. Modern yeni stadyumumuz var ama keşke Atatürk Stadyumu yıkılmasaydı.
 
Kaya Bilge:
Kaya Bilge:
EsEs Galatasaray maçı, protokolden sorumluyum. Polis kordonu var inanılmaz... Kartımı göstermeme rağmen polisler yeniymiş beni çok geç geçirdiler. Protokole bir gittim beni arayan soran... Herkes her yere oturmuş... Bir de fırçayı ben yedim geç geldim diye ama durum tabii ki böyle değil anlatana kadar akla karayı seçtim. İnanılmaz bir gün ve hiç aklımdan çıkmaz benim kâbusum...
 
Can Düz:
Can Düz:
Rize maçıydı... Eskiden Kızılcıklı Taraftar Grubu vardı. Protokol tribünün hemen yan tarafında... Bir kargaşa oldu. Polis taraftarı almaya çalıştı. Kargaşa giderek büyüyünce, Vali Kadir Çalışıcı hemen oraya giderek taraftarları polisin elinden kurtardı. Stadın yakılmasını, Kadir Vali’nin maçı açık tribünde taraftarla izlemesini ve Beşiktaş maçında açık tribündeki görsel şovu unutamam.
 
Gürol Yer:
Gürol Yer:
Eskişehir Atatürk Stadı denildi mi hafızaların çoğunda ortak anılar canlanır. Çocukluğumuzun o imkan kıtlığı yıllarında gişe önünde bekleyip ‘abi beni de maça sok’ sözünü defalarca söylemişizdir. Sonrasında Odunpazarı’nda oturan o zamanların meşhur kağıt şapkalarını yapan komşumuz Selahattin Amca’nın yanında tribünde EsEs şapkası satmışlığımız da vardır. Atatürk Stadı fiilen yıkılabilir ancak hatıralar yıkılmaz...

Kerem Akgören:
Kerem Akgören:
91-92 sezonu, henüz sekiz yaşındayım. Şu meşhur sezon, şehrin dört bir yanı bayraklarla donatılmış. ‘Haydi el ele 1. Lige’ sloganı ile sezona başlanmış, haftalar geçtikçe acı gerçeklerle yüzleşilmiş. Takım düşme potasına gelmiş. Rakip, o yıllarda 1. Lig’de fırtınalar estirecek Kocaelispor. Kış ayı ve buz gibi bir hava. Dakika 90, 2-1 öndeyiz, hakem maçı bitirmemekte ısrarcı, stattaki gürültü anlatılmayacak kadar yüksek... Ve işte o an, 90+7’nci dakika ve Kocaeli’nin beraberlik golü... Kıyamet kopuyor sandım, kırılan koltuklar, sahaya inmeye çalışanlar, polisle itişip kakışanlar... Ve 8 yaşında ben, biraz korku, biraz öfke ve çokca hüzün. Elbette daha önce tanışmıştım Eskişehir Atatürk Stadyumu ile ama ilk heyecanım bu maçtı. Ne beklenir ki bizim jenerasyondan. Yaşının yarısından fazlasını alt liglerde geçiren nesiliz biz. Defalarca hayallerimin yıkıldığı stat, şu an kendisi yıkılıyor. Ne diyeyim ki, yıkılan beton olsun, hayaller ve umutlar değil.
 
Rıdvan Aras:
Rıdvan Aras:
Sınav döneminde Ankara'dan kaçıp geldiğim, açıkta donduğum GS maçını mı, seyirci rekoru kırdığımız Afyon şampiyonluk maçını mı yahut dost ‘Sen Cansın’ maçını mı desem bilemedim? Ama en unutamadığım sanırım yeniden sınava girip bitirdiğim ikinci okulum İşletme Fakültesinin, başarılı öğrencileri çağırdığı diploma töreninde, ilk kez tribünlerde değil, yeşil çimlere basarken tribünü izlediğim, Fethi Heper ile bugünü ölümsüzleştirdiğim andır.
 
Bülent Erkul:
Bülent Erkul:
1972 yılında Bursaspor'u 2-0 yenerek kazandığımız Türkiye Kupası maç bitiminde kendimi tel örgüleri yırtmış sahanın içinde ve Fethi’nin sol bacağını yakalamış havaya kaldırırken buldum. Kaptan omuzlardaydı... (Halil ve Fethi'nin golleriyle) formasını, ayakkabılarını almışlardı. Ben bir taraftan Fethi Abi'yi taşırken diğer taraftan tozluğunu çıkarmaya çalışıyordum. Bu arada yaşça benden büyük biride tozluğa saldırıyordu. Ama zafer benim oldu. Sol tozluk yıllarca anı olarak saklandı evimin bir köşesinde. Maalesef bir taşınma esnasında kayboldu gitti. Atatürk stadı bitmiş, çimlenmiş (ki yıllarca Türkiye’nin en güzel çim sahalarından biriydi), tahta oturma yerleri bitmiş. Sıra açılış maçına gelmişti. EsEs yeni kurulmuş ve 2. Lig’e alınmıştı. Şehirde heyecan çok büyüktü. Fakat Demirspor kulübü Türkiye Şampiyonu olduklarını ve Eskişehir’i kendilerinin temsil ettiğini ve açılış maçını 1965 Şampiyonu Beşiktaş ile yapmalarında ısrar ettiler. Federasyon bu ısrarlara dayanamadı ve Aziz Bolel Başkanın hoşgörüsü ile maç Demirspor - Beşiktaş oldu. Ama Beşiktaş zorlanmadan hatta biraz da hafifseyerek maçı 6-0 kazandı. K. Ahmet’in açık tribün önünde Demirspor sağ bekine attığı çalım hala gözümün önünde. Topu ayaklarının arasına sıkıştırıp bekin üstünden aşırtıp arkasına dolanarak attığı çalım sahalarda ender görülen cinstendi. Stadın çevre duvarları üzerinde bulunan demirlerde pantolonunu yırtmayan, üç metreden aşağıda elinde copla bekleyen bekçiye rağmen atlayıp bacağına ve beline cop yemeyen çocuğa bizim zamanımızda EsEs'li denmezdi. İstanbulspor maçı 1974 veya 75... İstanbulspor puan alamazsa küme düşecek. EsEs çok rahat. Şehirde şike iddiaları ayyuka çıkmış. Mac başladı. İstanbulspor direniyor. Üç arkadaşız. Arkamızda 15-20 kişilik yaşları bizden oldukça büyük bir grup başlama vuruşuyla ‘şike şike’ diye konuşup bağırmaya ve futbolcularımıza özellikle Fethi'ye küfür ediyorlar. Bizde EsEs şike yapmaz diye cebelleşiyoruz... Sinirler gerildi. 85 dakika geride kaldı. Adamlar artık iyice azdılar. Biz sustuk ve için için ağlıyoruz birbirimize bakıp. Ve Fethi 89’da golü attı. Biz üç kişi gole sevinmeden arkamızdaki adamların üzerine atladık. Allah ne verdiyse hem sopa yedik, hem attık. Benim gözlüklerim kırıldı. Arkadaşın burnu kanıyor. Bir taraftan ağlıyor, kavga ediyor ve EsEs şike yapmaz diye bağırıyorduk... Gol sonrası Fethi oyundan çıktı... Belki de son maçlarından biriydi.

Haber
Ayder tribününün ilk dönemleri
İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Bülent Erkul, çalışmamız için gönderdiği bu fotoğraf için şunları kaydetti: “Ayder tribününün ilk dönemleri. Ben ayakta sağdan ikinciyim EsEs şapkalı... Bizler tribünün biraz büyük kesimiydik. Rahmetli Kelaynak İsmail ile görüşür karton, konfeti, bayrak, hatta parası olmayan gençler için bilet parası temin ederdik. Ayder Kahvesi’nde toplanan gençler bodrumda gösteri için çalışırlardı. Bu maç 1981-82 sezonunda Sakaryaspor maçı. 1982 Mart veya Nisan ayı. Solda ayakta İsmail, yanında Taşbaşı esnaflarından Cengiz ve ismini hatırlayamadığım bir kaç kişi. Mavi gömlekli rahmetli kuyumcu Ferit Akçin (önde kornalara bağlı akü onun vosvos minibüsünden söküldü) onun sarıldığı arkadaş Erdoğan Yeşilcan (eski Gençlik Spor İl Müdürü)  yanında 45 yıllık dostum Şevki Tekin (geçmiş yıllarda Yaşarbank müdürlüğü yaptı, şimdi emekliliğini sürdürüyor ), ben, yanımda Mustafa Tanyeri (Ecza-Koop muhasebe müdürü idi. Şimdi Alanya’da yaşıyor). Bu maçta meşhur "Sakarya Sakarya .....   ......." tezahüratı çok tutmuştu. Fakat tıklım tıklım olan stattan 0-0 beraberlikle ayrıldık.
 
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi