Süllü: Emanete sahip çıkamadılar

Röportaj: Ali Baş

Sahada vatandaşlarla yapılan sohbetleri anlatan Süllü: Gördüklerimiz okuyucularınızın hoşuna gidecek manzaralar değil. Ama onların durumunu biliyoruz. Bildirgemizde yer alan Aile Sigortası başta olmak üzere onlara birçok sosyal güvence sunmayı hedefliyoruz.

CHP’nin ikinci sıra Milletvekili Adayı Jale Nur Süllü, ESGROUP Genel Koordinatörü ES TV Genel Yayın Yönetmeni Ali Baş’ın sorularını yanıtladı. Süllü, 24 Haziran seçimlerine sayılı günler kala yaptığı çalışmaları ve vatandaşla olan temaslarını anlattı. Süllü, 24 Haziran’da halkın kararlı olacağına inandığını söyledi.
 
Eskişehir’de seçim tecrübesi olan birisiniz. Son günlere geldiğimiz 24 Haziran seçimlerini diğer seçimlerle karşılaştırır mısınız?
Öncelikle belirtmek isterim ki yerel seçim tecrübesi ile genel seçim tecrübesi bambaşka…  Geçmişte yerel seçimlerde şehrimizin ve bölgemizin sorunlarına, projelerine yönelik çalışmalar yürüttük, genel seçimlerde  ise partimizin başarısı için adaylarımıza destek çalışmaları yürüttük.   Bu kez, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçiminde kendim  aday olduğum için, ülke sorunlarına ve parti projelerine odaklanarak çalışmalarımızı yürütüyoruz.  Ülkemizin barış içinde olması, kalkınması, insanlarımızın hak-hukuk-adalet kavramlarından eşit düzeyde istifade etmeleri için çok yoğun çalışıyoruz. Vatandaşlarımıza mevcut durumun nedenlerini, sorunları nasıl ve hangi projelerle aşacağımızı teker teker anlatıyoruz. Ve takdir edersiniz ki bunu çok kısa bir süre içerisinde yapmaya çalışıyoruz. Bir de yeni seçim sistemi ve süreçlerini de anlatma çabası bunlara eklenince çok yoğun bir süreçten geçiyoruz.

Gördüğünüz sorunlar ve bunların halkımızda karşılığı nasıl?
Bu sorunları liste şekilde versem sanırım gazetenizde diğer haberlere yer kalmaz. Ancak özetleyebilirim. Eğitimden tutun da tarıma, devlet yapılanmasından tutun tüketim politikalarına kadar her sorunun vatandaşa yansımasının ekonomik açıdan olduğunu görüyoruz. Ekonomik sorunlardan bahsetmek işin kolay yolu ancak şu görülmelidir ki sorunlarımızın yansımaları vatandaşımızın cebine, sosyal yaşamına yansıyor. Yatırımlara yansıyor. Tüketim politikalarının “harcama” ve “satma” üzerine kurulduğunu düşündüğümüzde ürettiğimizin giderek azaldığını görüyoruz. Devletin üretimleri ve yatırımlarının neredeyse kalmadığını, özelleştirme politikaları ile sadece “kaynakların bilinçsiz ve israf içinde harcandığını” söylemek yanlış olmaz. Eğitim politikalarına ise girmek bile istemiyorum. Ancak şunu söyleyebilirim ki ilkokuldan üniversiteye kadar alınan eğitimin kişilerin keyfi kararları ile “politikasızlaştırıldığı” bir gerçek. Bunun da tek nedeni halkımızı cahil bırakma çabasıdır. Çünkü eğitimli seçmen her zaman sorgulayıcı… Bir üniversitemizin rektörünün çıkıp “eğitim seviyesi arttıkça AKP’nin oyları düşüyor” demesi durumun en yalın açıklamasıdır. Toplumsal barışın istenmemesi, kutuplaştırma politikası ise oy kaptırmama stratejisinde temel unsur. Biz ve onlar anlayışını destekleyen  ayrıştırma söylemlerinin artık oy pusulalarına yansıdığını görüyoruz. İktidarın anlamadığı konu, konumlarını korumak uğruna bu millete ve ülkeye verdikleri zarar. Güzel bir sözümüz vardır. “Küs eve misafir gelmez”… Evinizde kavga gürültü varsa misafir ağırlamanız zordur. Aynı şekilde yabancı yatırımcıya güven vermediğiniz takdirde kabaca söylemek gerekirse riskli ortamdan çeker gider.

Peki, bu durumda vatandaşın tepkisi nasıl?
Bakın size bir seçmen değil, bir çocuğun bunu nasıl hissettiğini anlatayım. Bir ilçe gezimizde esnaf ziyareti yaparken dükkânda iş yeri sahibi yerine bir çocuk karşıladı bizi… Adı Mustafa, 11 yaşında… Kendimizi tanıttık, Cumhuriyet Halk Partisinden geldiğimizi söyledik… Ailesinin nerede olduğunu sorduğumuzda, O da bize daha karşılaşır karşılaşmaz ilk cümle olarak “dolar 4 buçuk lirayı aştı, ailem bana bilgisayar alacaktı ama dolar bu kadar artınca alamadı” diye bir serzenişte bulundu.  Şimdi Mustafa bir çocuk olarak bahsettiğimiz konuları, politikayı bilmez ama bildiği bir şey varsa o da dolar artışından nasıl etkilendiğidir. Burada dizüstü bilgisayar alamayan bir çocuğumuzdan bahsediyoruz ama sahada ekonomik olarak vahim durumda olan vatandaşlarımız var. Bu anekdotu her yerde anlatıyorum. Sıkılmadan, usanmadan… Çünkü bir çocuğun bile çok yakından hissedebileceği bir ekonomik çöküntü içindeyiz. Diğer yandan ekonomik göstergeleri açıklayabilecek, sonuçlarını hissedebilecek önemli kesim ise esnafımız… Esnafımız ekonominin sinir uçlarıdır.  Çalışmalarımıza esnaf ziyaretleri ile başladık. Her biri en az Mustafa kadar hissediyor ve aynı doğallıkla ifade ediyorlar bu durumu… Kısaca “bir dokun, bin  ah işit” diyebiliriz. Mahalle ziyaretlerinde düşük gelirli vatandaşlarımızın yaşam koşullarının ne düzeye geldiğinden söz etmek istemiyorum. Çünkü gördüklerimiz okuyucularınızın hoşuna gidecek manzaralar değil. Ama onların durumunu biliyoruz. Bildirgemizde yer alan Aile Sigortası başta olmak üzere onlara sunacağımız  sosyal güvence hedeflerimiz hazır. Eğitim yardımları, su-elektrik-ısınma yardımları… Her hanedeki kadınlara sağlayacağımız aylık bin lira ile vatandaşlarımızın aslında kendilerinin hatalarından kaynaklanmayan bu durumla ilgili suiistimal edilmelerine engel olacağız. Vatandaşımız daha onurlu bir biçimde,  kendi ekonomisini kendi yönetecek! Kömür, makarna vb. yardımlarla, geçici ve göstermelik desteklerle yaşamaya mecbur edilmeyecek…

Neden kadına veriliyor bu para?
Kadın üretir, çoğaltır, üstüne katar ve bütçeyi daha tasarruflu kullanır! Kadın evi kurar, birleştirir ve korur… Korur! Biz kadınlarımızın neler yapabileceğini yedi cihana gösterdik. Ama eve hapsedilme politikaları ile üretim gücü elinden alındı kadının… “Çocuk kreşe, anne işe” projemizin ilk meyvelerini toplamaya başlayınca her şey daha net görülecek. Üretimlerimiz artacak, dışa bağımlılık azalacak… Ülke ekonomisi, aile ekonomisi düzelince, toplumsal barışın yeniden nasıl tesis edildiği ve ülkemizde yakındığımız sorunlardan nasıl kurtulduğumuz görülecek.

Listedeki sıralamanıza baktığımızda şimdiden milletvekili olduğunuzu söyleyebiliriz. Jale Nur Süllü nasıl bir milletvekili olacak?
Cumhuriyet Halk Partisi adayları olarak bugüne kadar geçen süre içerisinde elini sıktığımız, dertleştiğimiz ve hatta başka partilere oy vereceğini söyleyen vatandaşlarla yaptığımız sohbetlerde her zaman bildirgemizde yer alan hedefleri anlatmaya çalışıyoruz. Her birimiz bu hedefleri rehber edindik. Çünkü çözümlerin bunlar olduğunu biliyoruz. Kişisel olarak şunu söylemeliyim ki mücadeleci ve çalışkan bir yapıya sahip olmam beni biraz uykusuz bırakacak gibi… Çünkü çok işimiz var… Ülkemizin tüm sorunlarına çözmeye aday olduğumuz için liyakatimiz çerçevesinde verilecek her göreve hazırız.