Hoca'nın adaylığı ortalığı yatıştırdı

Büyükerşen’in adaylık açıklamasını değerlendiren Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, “Erken açıklama şu amaçla yapılmış olabilir; biliyorsunuz parti içinde bazı dengeler vardı, bazı tartışmalar vardı. Onu sona erdirmek için yapılmış olabilir. Doğru da olmuştur, bence ortalık yatışmıştır, süt liman olmuştur. Herkes kendi yolunda gidecek. Bundan sonrası bellidir. Ve bir itiraz da yoktur” dedi.
 
Makamında buluştuğum Başkan Kurt ile yaklaşan yerel seçimler öncesi partisinin, kendisinin ve rakiplerin son durumuna ilişkin görüştüm. Kurt’un masasında CHP Genel Merkezi’nden gelen ve istifa ve başvuru takvimini bildiren genel duruyordu. Aday olmak isteyenlerin 19 Ekim’e kadar başvurularını yapması gerektiğini öğrenince “Şu ana kadar kimseyi duymadık? Başvuru olur mu? Ne diyorsunuz” diye sordum. Kurt, “Odunpazarı ilçesi politikanın yoğun olarak yapıldığı bir ilçe. Dolayısıyla burada başvuru olabilir. Ben birkaç tane duyuyorum. Yani bizde iki üç başvuru olması mümkün. O nedenle bunları bekleyip göreceğiz. Aday belirleme yöntemi de biraz bunu etkiler, belirler. Dolayısıyla şimdi alacağımız sinyallere göre arkadaşların hareket edeceğini düşünüyorum. Olur, aday olur” diye konuştu. Ben ‘Aday çıkabilir diyorsunuz yani” deyince gülümseyerek “Odunpazarı’nda çıkar, başka yerleri bilmem” dedi.

Bir dönem daha aday olmak istiyorum

Genelgede aday belirleme yönteminin belli olmadığını öğrendim. Kurt, “Yöntem ne zaman belli olacak” sorumu şöyle yanıtladı: “Yöntemin ne zaman belli olacağıyla ilgili bu genelgede bir şey yok. Ama Kasım ayı içinde sanıyorum belli olur diye düşünüyorum.” Kurt, “O zaman yine bir ön seçim tartışması olabilir mi” yönündeki sorum için şöyle konuştu: “Önseçim tartışması CHP’de her zaman olur. CHP ön seçim esaslı düşünen bir parti yapısı yarattı. Ama ön seçim her zaman olur mu, onu bilemem. Benim için partinin genel isteği, genel arzusu, parti üyelerinin tavrı önemlidir. Ama Genel Merkez şimdiye kadar yerel yönetim seçimlerinde ön seçim yapacağına dair bir işaret vermedi. Tersine Genel Başkan birçok toplantıda ‘adayları ben belirleyeceğim’ dedi. Ama geçen ay yapılan Parti Meclisi toplantısında aday belirleme noktasında herhangi bir yetki istemedi. Dolayısıyla şu an belirsiz bir durum var. Bu belirsiz durum içinde Parti Meclisi nasıl bir karar verir onu kestiremem ama tüzüğe göre önseçim yapılabilir, esastır. Ön seçim birkaç yolla yapılabilir. Bütün üyelerle yapılabilir, delegelerle yapılabilir, bir de daraltılmış delege dediğimiz o da sadece kongre delegeleriyle yapılabilir. Bunlardan hangisini kullanacağına Parti Meclisi karar verir. Parti Meclisi’nde böyle bir şey tartışılırsa şu andaki dengeler itibariyle Genel Başkan’ın tercihinin dikkate alınacağını düşünüyorum.” Kurt’a “Sizin bu konudaki tavrınız ne olur” dediğimde “Benim için ç ok şey fark etmez. Ben adayım sonuçta. Ön seçimde olsa, merkez yoklaması da olsa hangi çeşit ön seçim olursa da ben Odunpazarı’nda bir dönem daha aday olmak istiyorum” cevabını verdi.
 
Partiler yapamazsa
tabanda yapılacaktır

Sohbetin ilerleyen bölümünde meşhur ittifaklar meselesine girdik. “Bazı ittifaklar gündemde... Ne diyeceksiniz” diye sordum. İşte cevabı: “Partilerin samimi olması lazım. İttifak niçin yapılır, hangi koşullarla yapılır? Bunu yerelin özelliklerini bilmeden Ankara’da oturup yapmak mümkün müdür, hepsi değerlendirilmeli. Öyle bir ilçe vardır ki birbirine tamamen zıt iki partinin ittifakı mümkündür ama öyle bir ilçe vardır ki ‘biz beraberiz, yan yanayız diyen partilerin ittifakı mümkün değildir. Genel seçim gibi değildir. Cumhur İttifakı’nda büyük olan parti AKP ittifaktan söz etmiyor, BBP ve MHP ittifak istiyor. Orada AKP henüz karar vermiş değil. Recep Tayyip Erdoğan da ‘bakarız, düşünürüz’ dedikçe Devlet Bahçeli ‘İstanbul’a aday çıkarmayacağım’ diyor. Dolayısıyla orada ittifakı zorlayan küçük partiler... Millet İttifakı’nda ise küçük partiler ‘biz ittifaktan memnun değiliz’ diyor. CHP ‘Biz hala o ittifakı devam ettirmek istiyoruz’ diyor. Dolayısıyla belirsiz bir ortam var. Bize gelen genelgelere göre Millet İttifakı ile ilgili olumsuz bir söz söylemememiz gerektiği yolunda notlar geliyor. Biz Millet İttifakı’ndaki partilere saygılıyız. Sonuna kadar onların demokratik haklarını savunuruz. Ama onlarla ilgili herhangi bir yorum yapmayacağız. Biz ittifaka sıcak bakıyoruz. Çünkü temel amacımız bu sistemin Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden kurtarılmasıdır. Sıkıntılı bir dönemdeyiz. O zamanda Türkiye’de demokrasiden yana olan güçler, özgürlüklerden yana olan güçler, adaletten, haktan yana olan güçlerin ittifak yapması kadar doğal bir şey yoktur. Bunu partiler, örgütler kendi içinde yapamasa bile tabanda insanlar yapacaktır. Bu yerel seçimlerin arkasından biz kazanacağız ve bir erken seçim olacak diye düşünüyorum.”
 
Büyükerşen 20 yıldır yapıyor

Kurt, “Eskişehir’in CHP ile yola devam edeceğini düşünüyor musunuz” sorumu şöyle yanıtladı: “Düşünüyorum. Eskişehir’de zaten Yılmaz Büyükerşen bu ittifakı 20 yıldır yapıyor. Yüzde 1’lik partiden de, yüzde 25’lik partiden de çok daha yüksek oylar alarak seçiliyor. Neden seçiliyor? Sağ partiden aldığı oylarla seçiliyor. Belediye meclisi yapılarına baktığınız zamanda zaten o ittifakı tabanda gerçekleştirmiş olduğu görülüyor. 2014 seçimlerinde Yılmaz Büyükerşen’in aldığı oya şu ana kadar ne Tayyip Erdoğan yetişebildi, ne Muharrem İnce yetişebildi, ne AKP, ne CHP... Yılmaz Büyükerşen’in normal parti oyundan çok fazla aldığı oy doğal yerel ittifakın sonucunda alınan oydur. Bizim ilçe belediyelerinde de onun etkisi görülüyor.”
 
Bende görüşüyorum
anormal bir şey yok
 
“Yılmaz Hoca adaylığı açıkladı. Erken bulanlar oldu. İlk defa adaylığa talip oldu diyenler var... Bu açıklamayı nasıl görüyorsunuz” sorum için şöyle konuştu: “Yılmaz Hoca’nın sağlık durumunun şu anda bu işi götürebilecek nitelikte olduğunu görüyorum, düşünüyorum onun için aday olmasının da doğal olduğunu düşünüyorum. Erken açıklama şu amaçla yapılmış olabilir; biliyorsunuz parti içinde bazı dengeler vardı, bazı tartışmalar vardı. Onu sona erdirmek için yapılmış olabilir. Doğru da olmuştur, bence ortalık yatışmıştır, süt liman olmuştur. Herkes kendi yolunda gidecek. Bundan sonrası bellidir. Ve bir itiraz da yoktur. Öyle görünüyor...”
“Hoca’nın adaylık açıklamasını parti içine yönelik olduğunu söylüyorsunuz” demem üzerine “Ben öyle düşünüyorum. Her seçim risktir. Hoca seçime girmekle riski zaten almıştır. 2009’da da riskti, 2014’te de riskti... Karşısında şu ana kadar gelmiş geçmiş en güçlü iktidar var. Tek parti dönemindeki iktidardan bile güçlü bir iktidar var. Buna göre de girdiğimiz her seçim risktir. Bu riski göze alarak bu işe başlarız. Seçimde sonuçta bir oyla kazanılabilir ya da kaybedilebilir” dedi.
Büyükerşen-Gölet buluşmasını sormasam olmazdı... Kurt’a “Hoca, Erman Gölet görüşmesi oldu. Kulislerde ‘ne oluyor’ denildi. Sizce ne oluyor” sorumu “Erman Gölet bizim partili arkadaşımızdır. Partiye önemli katkıları olmuş, hizmetleri olmuş bir arkadaşımızdır. Biz normal şartlarda hiçbir arkadaşımızın gücünün heba olmasını istemeyiz. Siyaset de bir makamı elde etmeye yönelik bir uğraş değildir. Bugün belediye başkanı olmak istersiniz, olamazsınız. Milletvekili olmak istersiniz, olamazsınız. Bu bizim siyaset yapmamızı engellemez. Siyaseti biz memleketi kurtarmak için, memleketi refaha kavuşturmak için yapıyoruz. Diğerleri olur ya da olmaz. Erman Gölet de bir iki deneme yaptı. Olmadı, şansı yaver gitmedi. Ha bundan sonrası için siyaset yapmalıdır, gücünden parti yararlanmalıdır. Onu dışlayarak, aynı şeyleri düşünen insanları dışlayarak büyümek de mümkün olmaz. Dolayısıyla bu görüşmeler her zaman olur, mümkündür, olmalıdır da... Biz rakiplerimizle birlikte yürüyebilmeliyiz. Çünkü aynı partinin elemanları olaylar karşısında yüzde 95 aynı düşünecektir. O nedenle Erman Gölet ile Yılmaz Hoca’nın görüşmesi doğal. Bende zaman zaman görüşüyorum. Anormal bir şey yok. Bunu kulislerde aday arayışı ya da adaylık çabası gibi algılamak mümkün müdür? Mümkündür... O da olabilir. Erman da tekrar Odunpazarı’na aday olmak isteyebilir. Onun için Hoca ile görüşmüş olabilir. Bunlar doğal şeyler” diyerek cevapladı.
 
Yavaş yavaş muhalefete alıştılar

Kurt’a son sorum rakipleriyle ilgili oldu. “En ciddi rakibiniz AK Partili olacak. O cepheyi takip ediyor musunuz, orada neler oluyor” dediğimde aldığım cevap şöyle oldu: “AK Parti’nin içindeki olumsuzluklar ve kavgalar beni ilgilendirmiyor. AK Parti’nin en iyi adayla bizim karşımıza çıkacağını düşünüyorum. AK Parti’nin 10 yıl önceki kadar rahat olmadığını düşünüyorum. AK Parti’nin beş yıl önceki kadar rahat olmadığını düşünüyorum. Yavaş yavaş muhalefete alıştılar. Zaman zaman bazı protestoları, bazı yürüyüşleri eylemlere dönüştürmek suretiyle normalleştiklerini zannediyorum. Olumlu buluyorum. Keşke Cumhuriyet Bayramı’nı her zaman kutlasalar. Keşke İki Eylül’deki milli değerlere, ulusal bağımsızlığa her zaman sahip çıksalar... Biz bunu yıllardır yapıyoruz. demek ki yavaş yavaş ortak noktayı bulmak üzereyiz. Bu toplumda uzlaşmayı getirir. Bu uzlaşma sayesinde bizim okullara hizmet etmemiz sağlanmış olur. Sağlık ocaklarının önünü temizleme şansımız olur. Şu anda Eskişehir’de çok ciddi bir gerginlik var. Bu gerginliği yaratanlar AKP’li yöneticiler. Bürokratlar üzerindeki baskı devam ettiği sürece Eskişehir’de iç barışı sağlamamız zorlaşıyor.”