Manavgat Belediyespor maçında yaşanan ve altında CHP’li Belediye başkanı Niyazi Nefi Kara’nın imzası bulunan rezillikleri unutmak istiyoruz. Takım otobüsüne saldıran, futbolcularımıza saldıran, soyunma odasını kilitleyen ve “Uygun” bir hakemle uyduruk bir penaltı kazanıp maçı kazanan Manavgat maçını artık geride bırakmamız lazım.
Manavgat Belediyespor maçında yaşanan ve altında CHP’li Belediye başkanı Niyazi Nefi Kara’nın imzası bulunan rezillikleri unutmak istiyoruz. Takım otobüsüne saldıran, futbolcularımıza saldıran, soyunma odasını kilitleyen ve “Uygun” bir hakemle uyduruk bir penaltı kazanıp maçı kazanan Manavgat maçını artık geride bırakmamız lazım.
Maçın hakemi olan İzmir Bölgesi’nden Hasan Avcı’ya kızmıyorum. Muhtemelen maçtan önce Manavgat’ın iyi otellerinden birinde kalmış, güzel bir yemek yemiştir. Antalya özellikle Rusya’dan gelen konuklarımızın da yoğun olarak bulunduğu bir yer; Hasan Avcı belki Ukrayna’dan gelen bir hanımefendiyle de Manavgatlılar tarafından tanıştırılmış olabilir. Bu ruh haliyle maça iyi konsantre olamamış olabilir. Nitekim çaldığı penaltı düdüğü tam bir rezaletti.
Dediğim gibi Manavgat’taki rezillikleri artık geride bırakmak lazım.
Fakat ve maalesef futboldaki rezillikler bitmek bilmiyor.
Son olarak Manavgat Belediyespor’un deplasmanda maç yapacağı Homurlu 1951 takımı, liglerden çekileceğini açıkladı.
Bundan daha büyük bir şaibe olamaz…
Homurlu takımı, ligden düşen son takım olabilir. Şu anda Keçiborlu Belediyespor’la ligde kalma mücadelesi veriyorlar ve aralarında sadece 1 puan fark var. Homurlu ve Keçiborlu’nun da önünde 2 maç bulunuyor.
Dolayısıyla Homurlu takımının ligden çekilmek için hiçbir mantıklı sebebi bulunmuyor. Önlerinde iki maç var ve bu maçları alırlarsa, pekiala kümede kalabilirler.
Homurlu bir Mersin takımı ve Manavgat’la aralarında sadece çok az mesafe var. Muhtemelen Manavgatlı yöneticilerle, Homurlulu yöneticiler tanışıyordur. Belki aralarında ticari ilişkiler de olabilir. Bilemeyeceğiz artık.
Fakat ortada büyük bir şaibe olduğu da gerçek. Homurlu, Manavgat maçını kazanıp kümede kalabilecekken, maça çıkmayarak büyük bir şaibenin altına imza atmıştır.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu rezil gelişmeleri takip etmesinde fayda görüyorum.
Milletvekilleri suçlu mu?
Manavgat maçında aşağılık ve alçakça saldırılara uğradıktan sonra, Eskişehir’in milletvekillerine karşı tepkiler yoğunlaştı.
Öncelikle AK Parti Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun takımı yalnız bırakmadığını hatırlatalım. Milletvekillerine yönelik eleştirilerden Hatipoğlu’nu ayrı tutuyoruz.
Bu arada CHP Milletvekili İbrahim Arslan’ın da maç günü hastaneye kaldırılarak ameliyat edildiğini de hatırlatalım. Sayın Milletvekilinin sağlık durumunun iyi olduğunu söyleyelim. Kendisinin maça gitmemek için gerekçesi gayet sağlam.
Geriye 4 milletvekili kalıyor; AK Partili vekiller Fatih Dönmez, Ayşen Gürcan ile CHP’li Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü.
Bu dört milletvekilimizin neden maça gitmediklerine ilişkin mantıklı bir açıklama yapmalarını bekliyoruz. Çünkü mantıklı bir gerekçe olmaksızın Manavgat maçına gitmemelerinin kabul edilebilir bir yönü bulunmuyor.
Ulaş Entok’tan büyük hata
Eskişehirspor takımına destek vermek için, CHP milletvekilleri Jale Nur Süllü ve Utku Çakırözer, kulüp tesislerinde bir basın açıklamasında bulundular. Toplantıya CHP il Başkanı katılmadı. Neden katılmadığı hakkında mantıklı bir açıklama bekliyoruz. Öte yandan AK Parti ve MHP’nin il başkanları katıldılar.
Davet edilmelerine karşın, katılmayan siyasetçiler kimlerdir; bilmiyorum. Ancak toplantıya hiç davet edilmeyen siyasetçiler de bulunuyor.
Bunlardan biri de İYİ Parti İl Başkanı Serdar Ulucan. Sayın Ulucan’la telefonda konuştum ve böyle bir toplantıdan en ufak bir fikrinin bile olmadığını söyledi.
AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın kendi kendine toplantıya katıldığını düşünmüyorum. Muhtemelen MHP İl Başkanı Candemir de Ulaş Entok yönetimi tarafından toplantıya davet edilmiştir. Öte yandan Eskişehir’de milletvekili çıkartan İYİ Parti’nin İl Başkanının akla bile gelmemesi kabul edilebilir bir şey değil.
Ulaş Entok ve arkadaşları büyük hata yapmışlar. Meseleyi fazla büyütmüyorum; ama bir daha tekrarlanması da Eskişehir’de sağlamak istediğimiz birlik ve bütünlüğe zarar verir.
Bizden hatırlatması…
Tarihte Bugün
Çanakkale’yi evliyalar kazanmadı
25 Nisan 1915’te düşman kuvvetleri Çanakkale’ye büyük bir çıkartma yaptı. Düşman Gelibolu Yarımadasında bulunan Seddülbahir ve Arıburnu sahillerine saldırarak, Türk genelkurmay heyetini gafil avladı. Çünkü biz düşmanın Saroz körfezine çıkartma yapacağını zannediyorduk. Ancak 19’uncu tümen Komutanı Mustafa Kemal’in dehası ve Türk askerinin vatanseverliği ile birlikte, düşmana sürpriz yapma fırsatı yakalatmadık.
Çanakkale savaşında 55 bin şehit verdik. Düşman da 50 bin kayıp verdi. Çok kanlı bir savaş oldu ve zafer Türk’ün süngüsü sayesinde bizim hesabımıza yazıldı. Nihayetinde düşman 9 Ocak 1916’da geldiği gibi gitti.
Çanakkale Savaşı, Yarbay rütbesiyle savaşa girip, Paşa olan Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıktığı andır.
Şimdilerde kimileri Çanakkale Savaşlarındaki Mustafa Kemal Atatürk’ün başarısını küçümsemek için özel çaba sarf ediyor. Kafasına fes geçiren bir maymunun peşinden giden bu kişilerin tamamı FETÖ benzeri tarikatların mensupları. Bulutların arasından evliyaların savaş meydanına indiği gibi masallarla milleti kandırmaya çalışıyor.
Çanakkale Savaşında göklerden inen bir şey varsa, o da topçuların bombalarıdır. Üstelik bu savaşa herhangi bir tarikat mensubu da katılmamıştır. Esasen o tarikat mensupları, Osmanlı zamanında askerlikten muaf tutulurdu. Tekkelerinde oturur, birbirleriyle sapık ilişkilere girer ve yeryüzüne fitne ve fesat yayarlardı. Tıpkı şu anda yaptıkları gibi…
Daha sonra Cumhuriyet kurulunca Atatürk, bu sapık zihniyetli kişileri askere almaya başladı. Atatürk’ten nefret etmelerinin bir sebebi de budur.
Biz Çanakkale Savaşlarını, gökyüzünden gelen evliyalar sayesinde kezenmedik. Türk’ün süngüsü sayesinde kazandık.