Sessiz tehlikeye dikkat! 3 kişiden birinde belirti vermiyor

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Sessiz tehlikeye dikkat! 3 kişiden birinde belirti vermiyor
A
a

Kalp ve Damar Cerrahı Dr. Tamer Turan, koroner kalp hastalığının ani ölüme yol açabileceğine dikkat çekerek düzenli kontrollerin hayati önemde olduğunu vurguladı.

Kalp ve damar hastalıklarının en sinsi türlerinden biri olan koroner kalp hastalığı, kimi zaman hiçbir belirti vermeden ilerleyerek ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Tamer Turan, bu hastalığın %30 oranında hiçbir belirti göstermediğini belirterek, “Düzenli sağlık kontrolleri, hastalığın erken yakalanması ve krizin önlenmesi ile uzun ve sağlıklı bir hayat sunacaktır” dedi.

Kalbi besleyen damarların tıkanması ciddi risk yaratıyor

Anne karnında 5. haftadan itibaren çalışmaya başlayan kalbin sağlıklı şekilde görevini sürdürebilmesi için enerji ve oksijene ihtiyaç duyduğunu hatırlatan Dr. Turan, bu ihtiyacı karşılayan damarların “koroner damarlar” olduğunu söyledi. Bu damarların duvarını kaplayan hücrelerin kolesterole gereksinim duyduğunu belirten Turan, “İhtiyaç fazlası ve atık kolesterol hücrelerden uzaklaştırılır; uzaklaştırılamayan atık kolesterol, hücreler ile damar duvarı arasında birikmeye başlar. Vücut bu birikimi uzaklaştıramasa da üzerine kalsiyum birikimi yaparak engellemeye çalışır, bunun net sonucu olarak da damar duvarında kolesterol ve kireç birikir. Damar elastikiyetini kaybeder ve Atherosclerosis ya da halk arasında damar sertliği adını verdiğimiz hastalık ortaya çıkar. Koroner damarlar tutulduğu zaman koroner damar, koroner kalp ya da iskemik (kanlanma bozukluğu) kalp hastalığı adını verdiğimiz hastalık ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.

Damar tıkanıklığı kalp krizine neden olabilir

Koroner damarlarda daralmanın %50’yi aştığı durumlarda kan akımının bozulduğunu ifade eden Dr. Turan, bu durumun pıhtı oluşumu ve damar tıkanıklığına neden olabileceğini vurguladı. “Kan pıhtı halini alarak damarı tamamen tıkayabilir. Bir bölgeyi besleyen kan akımının kesilmesi o bölgedeki kalp kası hücrelerinin ölümüne neden olur ve ‘İnfarktüs’ olarak adlandırılır” dedi. Kalp kasının yenilenme yeteneği olmadığını da hatırlattı.

“Göğüste ağrı ve nefes darlığı hastalığın habercisi”

Hastalığa yol açan başlıca nedenleri genetik yatkınlık, hipertansiyon, yüksek LDL kolesterol, sigara kullanımı, diyabet, hareketsizlik, kötü beslenme ve stres olarak sıralayan Dr. Turan, belirtilerin kişiye göre değişebileceğini, bazı hastalarda ise hiç belirti görülmediğini söyledi. “Göğüste ağrı ve nefes darlığı hastalığın habercisi” uyarısında bulunan Dr. Turan, özellikle kadınlar, yaşlı bireyler ve diyabet hastalarının sessiz seyreden risk grubunda yer aldığını kaydetti.

Tedavi hastaya göre şekilleniyor

Dr. Turan, tedavi yaklaşımlarının hastalığın şiddeti, semptomların derecesi ve kişinin genel sağlık durumuna göre belirlendiğini belirtti. Medikal tedavide ilaçlarla kalbin yükünün azaltıldığını, kolesterol dengesi sağlandığını ve pıhtı oluşumunun önlendiğini söyledi. Girişimsel tedavilerde ise anjiyoplasti ve stent uygulamalarıyla daralan damarlar açılıyor. Cerrahi tedavi kapsamında yapılan bypass operasyonlarında ise vücudun başka bölgelerinden alınan damarlarla kan akımı yeniden sağlanıyor. Dr. Turan, son yıllarda kalp ve akciğer durdurulmadan yapılan cerrahi girişimlerin, hastaların daha hızlı iyileşmesini sağladığını da ekledi.

“Bu koruyucu önlemlere dikkat edin”

Koroner kalp hastalığını önlemenin ve varsa da kriz geçirmeden uzun bir ömür sürmenin en etkili yolunun yaşam tarzı değişikliği olduğuna vurgu yapan Dr. Turan şu önerilerde bulundu:

“Düşük kolesterollü, düşük yağlı sağlıklı beslenme alışkanlığı geliştirmek, tahıllı, yüksek lifli, meyve, sebze ağırlıklı düşük tuzlu gıdalar içeren kalp koruyucu diyetler uygundur. Sigara ve alkol tüketimini azaltmak, hareketsiz yaşam tarzını değiştirerek, yürüyüşler, egzersiz uygulamaları faydalı olacaktır. Stresli hayat tarzından uzak kalmak, gerekirse meditasyon ve yoga uygulamalarından yararlanmak olumlu olur. Düzenli sağlık kontrolleri, hastalığın erken yakalanması ve krizin önlenmesi ile uzun ve sağlıklı bir hayat sunacaktır. Ailevi yatkınlık olan bireylerde, erkeklerde 40 yaş, kadınlarda menopoz sonrası mutlaka düzenli kardiyoloji kontrolleri önerilmektedir.”

 
Kaynak : HABER MERKEZİ
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi