İletişim çağında hukuki terimlerin doğru anlaşılması, toplumsal yapıların sağlıklı işleyişinde kritik bir rol oynamaktadır. Özellikle kamu görevlileri ve kamu hizmetleri ile ilgili konularda sıkça duyulan bir terim olan “irtikap”, yolsuzluk ve etik ihlalleri ile bağlantılıdır. Ancak, bu kavramın rüşvet ile karıştırılmaması gerekir. Bu makalede, irtikap terimini açıklayacak ve irtikap ile rüşvet arasındaki temel farkları ortaya koyacağız.
İrtikap Nedir?
İrtikap, genel olarak bir kamu görevlisinin, kendi yetki ve görevlerini kötüye kullanarak çıkar elde etmesi anlamına gelir. Türk Ceza Kanunu'nda tanımlanan irtikap, kamu görevlisinin hukuka aykırı bir şekilde bir mal veya hizmett е bulunması veya bunları yönlendirmesi durumunda meydana gelir. İrtikap, toplumda güven kaybına yol açarken, kamu kaynaklarının özellikle ihale süreçlerinde baskı altına alınmasına ve kötü kullanılmasına sebep olabilir. Kamu hizmetleri sunan bir kişi, kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ettiğinde ve bu davranış topluma zarar verdiğinde, irtikap eylemi gerçekleşmiş olur.
İrtikap ile Rüşvet Arasındaki Farklar
İrtikap ve rüşvet, her ne kadar benzer veya iç içe geçmiş kavramlar gibi görünse de, önemli bazı farklılıkları vardır. Bu bölümde, bu iki kavramı karşılaştırarak açıklayacağız. İrtikap, yukarıda belirtildiği gibi, kamu görevlisinin görevini kötüye kullanarak çıkar sağladığı bir durumdur. Rüşvet ise, bir kişi veya kuruma herhangi bir menfaat sağlayarak, onlardan bir hizmet ya da işlem teslim almak amacı ile yapılan bir eylemdir. Dolayısıyla, irtikap kendi kendine oluşabilen bir durumu ifade ederken, rüşvet genellikle iki tarafın da aktif katılımı ile gerçekleşir.
Türk Ceza Kanunu’ndaki irtikap suçu, rüşvetten farklı olarak, sadece kamu görevlileri tarafından iş yapılan bir suçtur. İrtikap, kamu görevlisinin kendi yetkilerini kötüye kullanması adına gerçekleştirdiği eylemlerden oluşurken; rüşvet her iki taraf arasında, yani kamu görevlisi ile özel sektör arasında, yapılan bir menfaat alışverişidir. İrtikap, genellikle kamu hizmetinin kalitesini etkilemekte ve bu durum dolaylı yoldan toplumun genelini etkilemektedir. Kamu görevlisinin görevinin altyapısını çökertmesi, toplumda güven kaybına yol açar. Rüşvet ise spesifik bir işlem veya hizmet ile ilgilidir. Örneğin, bir kişinin belirli bir işin sonuçlanmasını hızlandırmak üzere bir kamu görevlisine rüşvet vermesi, daha sınırlı bir etki alanına sahiptir.
İrtikap ve rüşvet kavramları arasındaki fazlalık ve karmaşayı azaltmak için örneklerle konuyu netleştirelim. Bir duruma bakarsak, bir belediye başkanının belediyeden ihale alacak bir müteahhidi kendi menfaatine uygun bir şekilde yönlendirmesi irtikap olarak değerlendirilebilir. Bu durum, başkanın kendi yetkilerini kötüye kullanarak çıkar elde etmesi anlamına gelir. Öte yandan, aynı müteahhidin daha önceden başkanın birkaç kişisel ihtiyacını karşılamış olması, yani rüşvet vermesi, rüşvet eyleminin gerçekleştiği anlamına gelir. Buradaki eylem, zaman içinde alışveriş yapılarak ilişki kurma üzerine dayandığı için, rüşvet eylemi olarak değerlendirilir.
İrtikap ve Rüşvetin Önlenmesi
İrtikap ve rüşvet, toplumun her kesiminde önemli bir sorun teşkil etmektedir. Kamu hizmetlerinde şeffaflığın sağlanması, yapılacak olan denetimlerin arttırılması ve toplumsal bilincin yükseltilmesi ile bu kavramların olumsuz etkilerinin önüne geçmek mümkündür. İrtikap ve rüşvetin karşılaştırılması, bu kavramlara dair net bir anlayış geliştirilmesine yardımcı olurken, toplumsal deyimlerin daha bilinçli bir çerçevede tartışılmasına katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda, bireyler ve toplum olarak irtikap ve rüşvet kavramları üzerinden yapacağımız tartışmalar, etik ve adalet anlayışımızı güçlendirerek hukukun üstünlüğünü sağlamada büyük bir öneme sahip olacaktır. Böylece, hem kamusal hem özel sektörde sürdürülebilir bir iş ortamının oluşması mümkün hale gelecektir.
İrtikap ve rüşvetin önlenmesi adına bireylerin ve toplumun ortaklaşa hareket etmesi gerektiği unutulmamalıdır. Eğitimin ve hukukun güçlendirilmesi, bu tür olumsuz etkilerin en aza indirilmesine yardımcı olacaktır. Herkesin üzerine düşen sorumlulukları bilmesi ve buna göre hareket etmesi, daha adil ve düşük yolsuzluk oranlarına sahip bir toplum yaratma yolunda kritik bir adımdır.
Kaynak : Haber Merkezi