Yozgat, tarihin hiçbir döneminde ülke gündemini bu kadar işgal etmemişti. CHP’nin mitinginden sonra aklımda birkaç soru birikti…
1-Yozgat’ta bu kadar insan var mıydı?
2
-Yozgat’ta bu kadar traktör var mıydı?
3-Yozgat’ta bu kadar CHP’li var mıydı?
Muhafazakar kesimin kalesiydi Yozgat!
Bir dönem MHP’nin, bir dönem Erbakan’ın ve AK Parti’nin fire vermediği bir şehirdi…
CHP liderleri geçmiş zamanlarda Yozgat’a şöyle bir uğrardı. Birkaç oda esnaf ziyareti, kahvaltı, öğle yemeği falan yerdi ve programı kapatırdı…
Miting zaten yapılmazdı. Nadiren yapılan mitinglerde de en fazla 200-300 kişi olurdu.
Traktör sayısının fazla olmadığını söyleyebilirsiniz, mitinge katılanlara “bindirilmiş kıtalar” diyebilirsiniz.
Yozgat’ta CHP’nin dirilişini küçümsemek için tüm bunları söyleyebilirsiniz. Ancak gerçeği değiştiremezsiniz.
Yozgat bu kez çok farklı bir işaret veriyor.
Çapanoğlu isyanından bu yana Yozgat hiçbir dönem bu kadar çok konuşulmamıştı!
ÇİZMELİOĞLU’NUN ÖNÜ AÇIK!
Siyasi partilerin alt yapısı olur mu?
Kimi isimleri görünce böyle bir alt yapının olduğunu görüyoruz. Ancak bu “alt yapıdan” A takıma çıkanlar pek az…
Sözü Hakan Çizmelioğlu’na getireceğim…
Siyasete AK Parti ile atıldı…
2001 yılında AK Parti Eskişehir İl Gençlik Kolları’nda Sosyal İşler Başkanlığı görevini üstlendi…
2009 yılında AK Parti’nin Odunpazarı Kurucu İlçe Gençlik Kolları Başkanı oldu. 2015 yılına kadar bu görevini yürüttü.
2018 yılında il yönetiminde yer aldı.
2019-2023 yılları arasında da AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı olarak görev yaptı. Kamuoyu tarafından son derece başarılı bulundu.
Son genel seçimlerde milletvekili adayı oldu. Listenin 4. Sırasında kendine yer buldu. Ancak seçilemedi.
Köşesine çekilecekti, ancak kendisine yeni bir görev verildi.
Çizmelioğlu, AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı Batı Karadeniz İl Koordinatörü oldu.
Eğer, Tepebaşı ilçe başkanlığı görevinde olduğu gibi aktif bir çalışma sergilerse önü açılır!
SELAMLAR SAYGILAR!
Cuma günü sabah saatlerinde ardı ardına telefonlar çaldı.
Hepsi de aynı soruyu yöneltiyordu:
-Ali Hakkı Kutlu’yu okudun mu?
Hepsine aynı yanıt:
-Görevimiz okumak! Sabahları meslektaşlarımızı, belli başlı köşe yazılarını okumak, bizim işimiz…
Yazının içeriğinin anlatmayacağım. Arzu edenler benim bir gün önceki yazımı ve meslektaşım Kutlu’nun yazılarını bulup okuyabilir.
Telefonla arayan arkadaşlarıma şunu söyledim…
-
Yazının benimle ilgili bölümlerine katılmıyorum. (Haliyle diyeceksiniz ki yazı zaten seninle ilgili)
Ama bir fikirdir, görüştür saygı duymak gerekir. Hakaret olmadığı sürece, her yazıdan ders çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.
En azından bu köşede yanlış, hatalı yazılar olmuştur ama hakarete rastlayamazsınız
. Bu vesile ile Hakkı Kutlu’ya selamlarımı saygılarımı iletiyorum.
Bir deliye kılıç vermek ne kadar tehlikeliyse, ahlaksız bir insana güç vermek de o kadar tehlikelidir.
GÜNÜN KARİKATÜRÜ