1970’lerde özgüvenin, her zaman iyi bir şey olduğu varsayıldı ve ‘
Özgüvenli Çocuk Yetiştirme Hareketi’ başladı.
Ama araştırmacılar, hapishanedeki suçluları analiz edince fark etti ki; mahkumların çoğunun özgüveni oldukça yüksek.
Ardından hemen “Özgüven ile suç arasında bir ilişki mi var?” sorusu akıllara geldi.
Acaba özgüven, tahmin edildiği karar iyi bir şey değil miydi?
Araştırmalar derinleşince fark edildi ki, özgüvenin tanımı yanlış yapılmış.
Özgüven kavramıyla narsisim (buna yükseklik kompleksi de diyebiliriz) karıştırılmış
. Suçluların çoğunun aslında özgüveni yüksek değil, sadece yükseklik kompleksleri olduğu anlaşıldığı. Yani aslında mahkumların çoğu özünde, kendilerine güvenmiyor ve değersizlik duygusu hissediyor. Bunu da narsisim ile kapatıyor. Yani, narsisim, aslında özgüven eksikliği.
Özgüven; kendinle barışık olma halidir.
Özgüvenin bir temeli daha var. O da ‘yeterlilik’.
Bir çocuğun bir alanda yeterli ve dolayısıyla başarılı olması, onun mutlu olacağı anlamına gelmez.
Bir çocuğun mutlu olması için gerekli olan tek şey aslında onun değerli hissetmesi.
Yukarıdaki satırlar ve önemli tespit Dr. Özgür Polat'a ait.
Çok uzaklara bakmayın, yakın çevrenize bakın!
Yöneticilere, siyasetçilere, başkanlara, kamu görevlilerine, yazan-çizen şarkı söyleyenlere…
Herkeste bir özgüven patlaması olduğunuza tanık olacaksınız. Herkes kendisine iltifat edilmesini,
saygı duyulmasını istiyor. Ulaşılmaz katlarda olduğunu sanıyor…
Aman dikkat!
Bunun adı özgüven değil!
YUSUF ÇOLAK SEVGİSİ!
Yusuf Çolak, CHP’nin neşesi…
İtici gücü, vefakar üyesi…
Partinin neferi…
Atatürkçü, hayvansever, Eskişehirspor sevdalısı…
İyilik saçan bir insan…
Uzun yıllara dayalı arkadaşlığımız var. 23 Nisan tarihinde düzenlenen bisiklet turuna katıldı.
Trafik kazası geçirdi. Kolunda ve bacağında kırıklar, çatlaklar oluştu…
Haliyle CHP’nin etkinliklerinde yer alamadı. Ama CHP’liler onu yalnız bırakmadı ziyaretçisi hiç eksik olmadı…
Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü il Başkanı Talat Yalaz başta olmak üzere CHP’liler akın akın ziyaretine geldi…
Yusuf Çolak’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyor. Bol hareketli bir ömür diliyorum…
YILMAZLAR GAZETECİ!
Gazeteci- Yazar Yılmaz Özdil, Sözcü TV’de yayınlanan Kırmızı Beyaz programında Yılmaz Büyükerşen ile ilgili konuştu…
Yılmaz Özdil, Büyükerşen ile ilgili şu cümleleri kurdu:
-
Beni diğer gazetecilerle karıştırıyorlar. Ben siyasi analizlerimi yaparken hiçbir siyasetçiyle konuşmam, bir kişi hariç! O kişi de Yılmaz Büyükerşen’dir. Çünkü o benim hocamdır!
Büyükerşen’de, Özdil’in bu övgüsüne sosyal medya hesabından şu cümlelerle yanıt verdi:
-
Sevgili kardeşim Yılmaz Özdil’in benden başka, “hiçbir siyasetçi ile çay dahi içmem” demesi benim için gurur ve onur vesilesidir.
Ancak unutulan bir konu daha var…
Büyükerşen’in siyasetçi kimliğinin yanı sıra aynı zamanda gazeteci kimliği de var! Adaşlar aynı zamanda meslektaş!

GÜNÜN SÖZÜ!
Eğer bir şeyi yapmaktan gerçekten korkuyorsan, muhtemelen en çok yapman gereken şey odur.
GÜNÜN KARİKATÜRÜ