Ataç: Seçim olsa da gereken dersi versek!

Dünyaca ünlü seramik sanatçılarımızdan Mehmet Tüzüm Kızılcan, geçen yıllarda Tepebaşı Belediyesi’nin düzenlediği Pişmiş Toprak sempozyumuna katılır.

28 Mayıs 2025 09:17
A
a
Dünyaca ünlü seramik sanatçılarımızdan Mehmet Tüzüm Kızılcan, geçen yıllarda Tepebaşı Belediyesi’nin düzenlediği Pişmiş Toprak sempozyumuna katılır.
Sempozyumda Başkan Ahmet Ataç ile sohbet ederler. Ataç, sanatçıya şu soruyu yöneltir:
-Hocam nasıl bir eser yapmayı düşünüyorsunuz?
Büyük sanatçı şöyle der:
-Buraya Hazreti Fatma’nın elini yapayım. Tepebaşı Belediyesi’ni ve seni nazardan ve kötülüklerden korusun… Bereket gelsin!
Tepebaşı Belediyesi’nin hemen önündeki Hazreti Fatma’nın eli işte böyle bir sohbetin ardından ortaya çıkar.
AK Parti il Başkanı Gürhan Albayrak’ın, “İlluminati’nin gözü” olarak nitelendirdiği göz, Hazreti Fatma’nın avucundaki gözdür.



Nazarlıktır!
Üstelik çok eski dönemlerden bu yana takı, duvar süsü olarak kullanılıyor.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Albayrak’ın bu açıklamasını tek kelimeyle şöyle değerlendirdi:
-Cehalet!
-Sorsalar biz kendilerine anlatırız. Dahası bütün mecralarda bu figürün ne anlama geldiği var. Kuzey Afrika’dan, Orta Asya’ya kadar her yerde biliniyor.
Ve Ataç şöyle diyor:
-Artık söyleyecekleri hiçbir şey kalmayınca böyle şeyler söylüyorlar. Seçim olsa da Eskişehirlilerle birlikte kendilerine gereken dersi versek!

 

FİKRET MUALLA’NIN KORKUSU!

Fikret Mualla, ülkemizin yetiştirdiği en büyük ressamlardan biridir.
Hayatı boyunca polis korkusu ile birlikte yaşadı.
Niçin mi?
Resmi tarih, Fikret Mualla'nın 1936 yılında bir bunalım geçirerek Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne kaldırıldığını yazar. Oysa gerçek farklıdır.
Fikret Mualla, İstanbul’da bir lokantada yemek yerken, gözü duvarda asılı Atatürk tablosuna takılır. Fikret Mualla, Atatürk tablosunun çok çirkin ve kötü yapıldığını, bu tür tabloların iş yerlerine asılmamasını ister.
Elindeki sigara izmaritini de tabloya doğru fırlatır.
Fikret Mualla’nın bilmediği bir şey vardır. Lokantanın sahibi bir zamanlar Atatürk'ün aşçılığını yapmıştır. Aşçı, polise Fikret Mualla’yı şikayet eder. Polis gelir ve Fikret Mualla, Atatürk’e hakaretten gözaltına alınır.
Dönemin sanatçıları, aydınları Fikret Mualla’yı kurtarmak için harekete geçer.
Mualla çok eziyet çeker...
Sonunda çözüm bulunur.
Atatürk’e hakaret eden bir kişinin aklından zorunun olacağı ispatlanır, Bakırköy'e yatırılır...
Fikret Mualla, Atatürk'ün kendisini değil, portresini beğenmediğini kimselere söyleyemez, anlatamaz
Akıl hastanesinden çıktıktan sonra, Türkiye'den ayrılır ve Avrupa'ya gider.
Hayatı boyunca polisten korkarak yaşamını sürdürür.
Korkan insan düşünemez...
Korkan insan öğrenemez...
Korkan insanın iyi yaptığı tek bir eylem vardır.
İyi itaat eder!
 

ACI ÜZERİNE

Acı tarifi…
Sartre: Duyduğum acıyı göstermemek yetmiyordu, acı duymamak gerekiyordu.
Camus: Yaşadığım dünyadan iğreniyorum; ama orada acı çeken insanlara bağlıyım.
Viktor Emil Frankl: Acılar, sadece gelişiyorsan bir anlam taşır…
Byron: Acı, bilgidir.
 

BANKACI SOYGUNCU!

Olay Kayseri’de geçiyor…
Bankacı N.Ç  isimli kadın kılık değiştiriyor kaldırım taşı ve biber gazı ile kuyumcuyu soymaya kalkıyor…
Hakim karşısına çıktığında da şöyle savunma yapıyor:
-Niyetim soygun değildi, tahliyemi istiyorum…
Herkes şaşırınca gerekçesini anlatıyor:
-Oradakilerin ekonomik olarak rahat olmaları benim de sıkıntı içinde yaşamam zoruma gitti. Bir tur attıktan sonra geri geldim, kuyumcu dükkanına girdim. Müşteri ile sohbet ettim. Altınları almaya yeltenmedim. Müşteriye zarar vermek istemedim.
Son yıllarda insanlar yaptıkları bir hareketin sonucunu asla düşünmüyorlar…
Ve son pişmanlık fayda etmiyor!
 

GÜNÜN SÖZÜ!

Kusuru kendisine söylenmeyen adam... Ayıbını hüner zanneder.
Sadi-i Şirazi
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi