Her yıl 8 Mart'ta, kadınların toplumsal hayatta, iş dünyasında, siyasette ve aile içinde verdikleri mücadeleler aklımıza gelir…
Çünkü kadınların hakları, emeği ve varoluşları her gün değer görmeli, her an savunulmalıdır.
Bugün birçok kadın, aynı işi yaptığı halde erkeklerden daha az ücret alıyor.
Kadınların eğitime erişiminden, çalışma hayatındaki yerlerine kadar birçok alanda ciddi engellerle karşılaştığını görüyoruz.
Eşitlik sadece bir söz olmamalı, hayata geçirilmeli.
Kadınların en büyük sorunlarından biri de ne yazık ki şiddet…
Fiziksel, psikolojik, ekonomik ve dijital şiddet, kadınların hayatında büyük yaralar açıyor.
Kadın cinayetleri, tacizler ve baskılar, sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal bir yara...
Kadınların kendini güvende hissettiği bir toplum inşa etmek hepimizin sorumluluğu.
Bir toplumda kadınların hak ettikleri değeri görmesi, o ülkenin gelişmişlik göstergelerinden biridir.
Kadınlara eğitim, iş ve sosyal yaşamda eşit fırsatlar sunmak, aslında hepimiz için daha yaşanabilir bir dünya demektir.
Kadınlarımız Türkiye’nin bir çok kademesinde daha çok rol almalıdır. Kadınların aktif rol aldığı alanda başarının gelmemesi mümkün değildir…
Kadınlar güçlendikçe toplum güçlenir, ekonomi yükselir, adalet daha sağlam temellere oturabilir…
8 Mart, sadece kutlama günü değil, mücadeleyi hatırlama ve dayanışmayı büyütme günü olduğunu unutmayalım…
Bugün, tüm kadınların hak ettiği eşitlik, adalet ve güven içinde bir hayat sürebilmesi için bir kez daha ses yükseltelim.
Çünkü kadın hakları, insan haklarıdır.
Bunu her zaman hatırlatalım…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun…