Eskişehir'de TEMA Vakfı ve Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu tarafından düzenlenen “Altın Madenciliğinin Eskişehir ve Sakarya Havzası’na Etkileri” paneli, Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Nazan Aksaray üstlenirken, konuşmacılar arasında TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu’ndan Fatma Filiz Özkoç, Yeşil Artvin Derneği’nden Neşe Karahan ve Murat Dağı Yok Olmasın Platformu’ndan Funda Öz Akcura yer aldı.
Panele, CHP Eskişehir Milletvekilleri Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan ve Utku Çakırözer, Saadet Partisi Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Kütahya Belediye Başkanı Eyüp Kahveci, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe ile çok sayıda çevre ve doğa savunucusu katıldı.
ŞEHİRLERDEN NEREDEN SU ALACAK?
Eskişehir’de madencilik faaliyetlerinin yüzde 71 oranında yer kapladığını aktaran TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ataç, “Kentin etrafında 9 tane maden lokasyonu var. İlk başlayan Kaymaz. Son dönemde gündeme gelenler arasında Sarıcakaya, Alpagut-Atalan ve Tepebaşı Habeşi var. Böyle bir mikro klima alanında, verimli bir bölgede, doğaya rağmen bu projeleri gerçekleştiriyorlar. Burada bir maden bölgesi oluşturuluyor. O gördüğünüz coğrafi yapı tamamen değişecek ve başka haritalara bakarsanız Sakarya’nın çevresine de bu madenlerin nasıl sıralandığını göreceksiniz. Eskişehir’in yıllık toplam su kullanımının yaklaşık dörtte biri yalnızca bu madenlere aktarılacak. Porsuk gidiyorsa, Sakarya gidiyorsa, Sarıcakaya nereden su alacak? Şehirler nereden su alacak?” dedi.
MADEN SÜRECİ UZUN SÜRECEK
İzin alınan projenin ÇED alanının 509 hektar, ruhsat alanının ise 1836 hektar olduğunu vurgulayan Ataç, “Burası öyle 10-15 yılda kapanmayacak. 50 yıl mı sürer, daha mı fazla bilinmez ama bu iş uzun soluklu olacak. İlk açıklamalara göre, ilk iki yıl arazi hazırlığı, on yıl işletme, üç yıl kapanış süreci deniliyor ama gerçek böyle olmayacak. Bu projede her şey baştan sona bir altın madeni operasyonu olarak planlanmış. Taşınacak tonlarca malzeme, kazılacak devasa alanlar var. Bu bölgenin ve çevresinin bir madencilik merkezi haline getirilmesine göz yummamalıyız” ifadelerini kullandı.
DOĞAYA BİR BEDELİ VAR
“Altın sadece biz değer verdiğimiz için değerli” diyen Ataç, “Biz bu altını neden çıkarıyoruz arkadaşlar? Ne işe yarar bu altın? Bir gün susuz ve ekmeksiz kalsanız yenir mi içilir mi? Hiçbir işe yaramayan bir maden. Buna rağmen geleceğimiz, su kaynaklarımız ve verimli topraklarımız altın madenciliğine teslim ediliyor. Altının yüzde 46’sı mücevher üretiminde kullanılıyor. Sırf takı ve süs eşyası için bu kadar büyük bir çevresel yıkımın yaşanması kabul edilemez. Doğadan alınan her şeyin doğaya bir bedeli var. Ancak bu bedel, geleceğimize bıraktığımız kirlilikle ödeniyor” diye konuştu.
SAKARYA YOK OLACAK
Platformun sadece Eskişehir’de değil ülke genelinde doğa ve yaşam alanları tehditlerine de ses çıkardığını söyleyen Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu adına konuşan Fatma Filiz Özkoç, Alpagut-Atalan altın madeni projesi hakkında bilgiler verdi. Özkoç, “Büyükdere, Gökmeydan, Vişnelik, Akarbaşı, Kırmızıtoprak, Erenköy, Yıldıztepe ve Yenikent mahallelerinin toplam yüzölçümü 17,9 kilometrekare. Maden projesinin yüz ölçümü ise 18,4 kilometrekare. Yani dokuz mahallenin toplam alanından bile büyük. Bu proje, yalnızca doğal yaşamı değil, Sakarya Vadisi’ndeki tarımı da tamamen yok edecek” ifadelerini kullandı.
HAVAMIZA TOPRAĞIMIZA DÜŞMANLAR
Mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini belirten CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, “Bu mücadele kolay değil. Hukuksal süreçlerden mali engellere, baskı ve sindirme girişimlerine kadar pek çok zorlukla karşı karşıya kalınıyor. Bize düşen görev, mücadeleyi yürüten arkadaşlarımızı yalnız bırakmamak, onların hepimiz adına verdikleri bu mücadeleyi sahiplenmektir. Onlar ki işimize, aşımıza, düşüncemize, ifademize düşman; onlar ki havamıza, toprağımıza, suyumuza düşman. Öyleyse bu düşmandan ülkemizi bir an önce kurtarmak bizim görevimizdir” şeklinde konuştu.
YÖRE HALKI ENDİŞELİ
Yöre halkının endişeli olduğunu vurgulayan CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, “Gerçekten de endişelenmek gerekiyor. Eskişehir halkı olarak bizler de büyük bir kaygı içindeyiz. Çünkü doğayı sadece ağaçlardan ibaret gören bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. ‘Maden sahalarını yeniden ağaçlandırıyoruz, eski haline kavuşturuyoruz’ diyorlar. Oysa TEMA ve Birleşmiş Milletler raporlarının verileri çok açık: Bir maden sahası yok edildiğinde, doğa bir daha eski haline dönemez. Çünkü o ağaçların altında su kaynakları var. Su geleceğin en büyük ihtiyacı olacak” ifadelerini kullandı.
SADECE ESKİŞEHİR’İ İLGİLENDİRMİYOR
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, gönüllülerin büyük bir mücadele verdiklerini aktararak, “Bu mesele yalnızca Eskişehir’i ilgilendirmiyor. Bilecik’i, Kütahya’yı, Bursa’yı ve hatta tüm ülkeyi etkileyen bir durum. Çünkü bir bölgede yapılan bir müdahale sadece o alanla sınırlı kalmaz, geniş bir havzayı tehdit eder..Buradan bir kez daha iktidara ve rant odaklarına sesleniyoruz: Aklınızı başınıza alın. Biz Eskişehirliler, Kütahyalılar, Bursalılar, bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Havamıza, toprağımıza, suyumuza sonuna kadar sahip çıkacağız” dedi.
ONLAR ÖLDÜRÜYOR BİZ YAŞATACAĞIZ
Bu filmi daha önce de izlediklerini belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Bu filmi Kaymaz’da izledik, termik santralde izledik ve şimdi de aynısını Sakarya Vadisi’nde izliyoruz. Üstelik şu an bildiğimiz en az üç ayrı tesisin planlandığını ve bunlardan ikisinin de Kaymaz’a kurulacağını biliyoruz. Bu, partiler üstü bir meseledir ve burada her partiden güçlü bir katılımın olması da bunun en büyük kanıtıdır. Bugün bizim için bir güç toplama günü. Onlar bir yandan bölgeyi öldürmeye çalışırken biz, can suyu ile yaşam vermeye devam edeceğiz. Ve diyorum ki çaresi yok, biz kazanacağız” diye konuştu.
ALTIN KARIN DOYURMUYOR
Türkiye'de milyonlarca insanın açlık sınırının altında yaşadığını söyleyen Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, “Biz sofralarımıza domatesle, biberle, fasulyeyle doyuyoruz ama altın, insanların karnını doyurmuyor. Bugüne kadar gördük ki, altının yaşamsal bir önemi yok, aksine doğamıza, tarımımıza ve sağlığımıza büyük zararlar veriyor. Kimse yer altı kaynakları kullanılmasın demiyor. Eğer bu altın Türkiye’deki milyonlarca aç insanın karnını doyurmuyorsa, halkın refahını artırmıyorsa, topraklarımızı, suyumuzu kirletmekten başka bir işe yaramıyorsa biz bu altını istemiyoruz” dedi.
PES ETMEDİK
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, “Alpu’nun Büyük Ova olarak tespit ettiği güzel topraklarında da maden çıkarmaya kalkıştılar. Ancak bizler, hep birlikte buna itiraz ettik ve yıllarca süren hukuki mücadele sonunda bu projeyi iptal ettirdik. Asla pes etmedik” diyerek mücadele de emeği geçenlere teşekkür etti.
YÜZDE 90’I MADEN RUHSATLI
Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe, doğanın her geçen gün daha çok tehdit altında olduğunu söyleyerek, “Seyitgazi’nin yaklaşık yüzde 90’ı maden ruhsatlarıyla çevrilmiş durumda. Sakarya Vadisi’nin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurgulamak istiyorum. Sakarya Nehri’nden Polatlı ve Ankara’ya kadar uzanan bölge büyük bir risk altında. Eti Maden İşletmeleri’nin bulunduğu alandaki atık göletlerinde biriken su, havaya karışarak asit yağmurlarına neden oluyor” diye konuştu.
CEVABIMIZ POLİTİK OLMALI
Birkaç kişinin maddi çıkarı uğruna doğayı sermayeye teslim ettiklerini ifade eden CHP İl Başkanı Talat Yalaz, “Bu anlayış politik bir tercihtir. Buna karşı verilecek mücadele de aynı şekilde politik olmalıdır. Vahşi kapitalizmin, doğamızı ve çevremizi sermayenin insafına bırakmasına ancak doğayı, çevreyi, insanı ve yaşamı merkeze alan bir mücadeleyle karşı koyabiliriz. Ancak bu mücadelenin nihai sonucuna ulaşabilmek için, doğayı ve yaşamı hiçe sayan bu düzeni sürdüren iktidarın değişmesi gerektiğini de kabul etmek zorundayız” diye konuştu.
YOL HARİTASI BELİRLEMELİYİZ
Ülkenin tarımdan sanayiye adaletten hukuka derin sorunlar yaşadığını söyleyen Saadet Partisi İl Başkanı Fesih Bingöl, “Özellikle seçimli otokrasiye doğru yönelen bir süreçte, toplumsal dayanışmanın ve ortak mücadelenin önemi daha da artmaktadır. Bu nedenle siyasi ayrımları bir kenara bırakarak, karşı karşıya olduğumuz sorunlara dair nasıl bir yol haritası belirleyeceğimizi netleştirmeliyiz” ifadelerini kulllandı.
DOĞAYI SAVUNACAĞIZ
“Bugün Eskişehir kararlılığını ve duruşunu ortaya koydu” diyen İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer, “Eskişehir halkı, doğasına, suyuna, toprağına sahip çıkacağını güçlü bir şekilde ifade etti.Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi: ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır.’ Bu mücadele sadece bir bölgeyle sınırlı değildir; doğamızı, yaşam alanlarımızı savunmak için her yerde, her zaman birlikte olacağız” dedi.