Türkiye’de CHP’nin 47 yıl aradan sonra birinci parti olmasıyla sonuçlanan 31 Mart 2024 yerel seçimleri, sadece 22 yıllık AK Parti iktidarında değil siyasette de önemli bir kırılmaya yol açtı.
Türkiye’de CHP’nin 47 yıl aradan sonra birinci parti olmasıyla sonuçlanan 31 Mart 2024 yerel seçimleri, sadece 22 yıllık AK Parti iktidarında değil siyasette de önemli bir kırılmaya yol açtı.
CHP’nin sosyal demokrat belediyecilik anlayışının halkta karşılık bulmasını, 31 Mart’ta gösterilen kadın adayların seçimleri kazanmasıyla adeta taçlandı.
Hafızalara tazelersek eğer…
Yerel seçimlerde 11 ilde kadın belediye başkanları ipi göğüsledi.
Partilerine göre dağılıma bakıldığında 11 ilde kadın belediye başkanlarından 6'sı CHP, 4'ü DEM Parti ve 1'i AK Parti'li. Türkiye’nin toplam 922 ilçesinden 61'inde de kadın belediye başkanları bu koltuğa oturdu. CHP 32, DEM Parti 31, AK Parti 8 kadın belediye başkanına sahip.
MHP'den sadece Gümüşhane'nin Kelkit ilçesine bağlı Deredolu beldesinde Özgül Alkan kadın belediye başkanı oldu.
Kadınların yönettiği büyükşehirler Aydın, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep ve Tekirdağ olurken, il bazında Afyonkarahisar, Ağrı, Batman, Bilecik, Edirne ve Siirt'te kadın adaylar kazandı.
DEM Parti’li Batman ve Siirt’in kadın belediye başkanlarının terörle ilgili davaları nedeniyle yerlerine valiler kayyum olarak atandı.
Gelelim kadın başkanların yönettikleri illere kattıkları değere…
Cinsiyet eşitliği temelli yaklaşımları, kariyer yapmış kadınlara karşı oluşan önyargı ve kaygıların önüne geçme bakımında son derece kıymetli.
Kadına yönelik şiddetin arttığı bir dönemde kadın başkanlar hemcinslerine hem örnek hem de rol model oluyorlar.
Eskişehir’in ilk kadın Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Ayşe Ünlüce, aslında diğer kadın başkanlardan ayrışıyor.
Çünkü 3 yıl büyükşehirde Hukuk Müşavirliği, 5 yıl da Genel Sekreter olarak ikinci koltukta görev yapmış bir belediyeci.
Başkan Ünlüce bu farkını da göreve gelir gelmez hayata geçirdiği hizmetleriyle ortaya koyuyor.
Detaycı ve bütüncül bakış açısıyla aslında 25 yıllık sosyal demokrat belediyecilik anlayışının devamı niteliğindeki yönetim hassasiyetini sürdürüyor.
CHP’nin Ankara’da yapılan Olağanüstü Kurultayı’nda bir araya gelen CHP’li kadın belediye başkanları modern, uygar ve çağdaş bir Türkiye beklentisinin de pozunu vermişler.
Bilmem kendileri bunun farkında mı ama…
31 Mart seçimlerinde yerel yönetimlere damga vuran kadın başkanlar oldu.
CHP’nin kurultay mesajı!
CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, ESTV yayınında Olağanüstü Kurultay’ı değerlendirdi.
Olağanüstü Kurultayı’nın partiye kayyum atama tehlikesini bertaraf etme amacı taşıdığının altını çizen Yalaz’ın şu sözleri önemli:
“Olağanüstü şartlarda yapılmış bir kurultaydı bu. İktidara ve özellikle yandaş medyasının yürüttüğü algılara ciddi bir cevap verdik. Birlik ve beraberliğimizi perçinledik. Partimiz ve Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nun üzerine giden iktidarın ve onun sopa haline getirdiği yargıya cevap niteliğinde bir kurultayı geride bıraktık. Bizi motive eden, irademizi ve mücadele azmimizi artıran bir süreç oldu.”
Cumhurbaşkanı ve AK parti Genel Başkanı Erdoğan’ın meşruiyetini sorgulatmak ve erken seçim talebiyle 27 milyon imza hedefiyle başlattıkları kampanyaya destek çağrısında da bulunan Yalaz, “Gençler, özellikle alanı dolduran binlerce kişi, ‘Hükümet istifa’ diye bağırınca hükümet istifa etmiyor. Bırakın hükümeti, bakanlar bile istifa etmiyor. Onu erken seçime zorlamanın yolu 27 milyon imzadır. Recep Tayyip Erdoğan'ın aldığı oydan fazla imza veren bir kitleye karşı artık iktidar meşruiyet sorunu yaşayacaktır” yorumunu yaptı.
Yalaz, asli gündemlerinin ülkenin beka sorununa dönüşen, demokrasiyi tehdit eden bu iktidardan kurtulmanın yollarını aramak olduğuna vurgu yaparak, “Hedeflediğimiz imza sayısına ulaşmak önemli. 27 milyon imza, bu iktidarın halka rağmen halkı yönetmeye çalıştığını açıkça dünyaya ilan edecek” dedi.
Hasılı…
İmamoğlu darbesi, kayyum iddiaları, Saraçhane, sokak eylemleri, ambargo ve Olağanüstü Kurultay derken…
Savunma durumundayken doğru hamlelerle gündem belirleyen CHP’ye geçiş yaşandı.
Eğer iktidarın ana stratejisi, adaylığından çekinilen İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı yaptırmamak üzerine kurgulanmışsa yanlış.
Çünkü milyonların sevgisini kazanmış cezaevindeki İmamoğlu, kendisi olamasa bile işaret ettiğini seçtirme potansiyeline sahip görünüyor.
Demedi demeyin.