Yer bilimci Prof. Dr. Altunel Eskişehirlileri rahatlattı!

Faylar üzerinde yerinde önemli araştırmalar yapan Türkiye’nin önemli bilim insanlarından Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Altunel ile deprem üzerine konuşma fırsatı yakalayınca sorular art arda geldi.

25 Nisan 2025 09:13
A
a
Faylar üzerinde yerinde önemli araştırmalar yapan Türkiye’nin önemli bilim insanlarından Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Altunel ile deprem üzerine konuşma fırsatı yakalayınca sorular art arda geldi.
İlk sorum İstanbul’da önceki gün medyana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin “beklenen büyük İstanbul depremi” olup olmadığı…
Prof. Dr. Altunel, Silivri açıklarında yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depremin beklenen İstanbul depremi olmadığını belirtirken, konuyu şöyle detaylandırdı:
“Bu deprem, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Marmara Denizi’nden geçen kısmında oluştu. 1766 yılından bu yana tekrarlamadığı için aslında beklenen bir depremdi. 65 kilometrelik fayın yaklaşık 10-15 kilometre uzunluğundaki bölümünde meydana geldi. Kırılmayan ve bizim 7’nin üzerinde büyüklükte meydana gelmesini beklediğimiz o büyük İstanbul depremi değil. Marmara Denizi’nde kırılmayan 50 kilometrelik bir fay var. Asıl büyük İstanbul depremini burada bekliyoruz.”
6,2 büyüklüğündeki depremi Eskişehir de hissetti.
İkinci sorum 7 ve üzeri büyüklükte meydana gelmesi beklenen büyük İstanbul depreminin Eskişehir’e olası etkisi oldu.
Erhan Hoca, bu konuda Eskişehirlilerin yüreklerine su serpecek bir açıklama yaptı.
Dediği şu:
“Büyük İstanbul depreminin Eskişehir’de büyük etki yapmasını beklemiyorum. Büyük hasar vermez. Belki Porsuk Havzası dahilindeki eski binalarda bazı sıva çatlakları, baca yıkılmaları falan oluşturabilir ancak yıkıcı etkisi olmaz. O konuda Eskişehirliler rahat olsun.”
Peki ya beklenen Eskişehir depremi…
Malum, en son 20 Şubat 1956'da büyüklüğü 6 olan bir deprem yaşadı Eskişehir…
Prof. Dr. Erhan Altunel, bu konuda temkinli açıklama yapmaya özen gösterdiğini söyledi ve ekledi:
“İstanbul’daki bu deprem bir uyarı niteliğindedir. Kamudaki yetkililer şehri depreme karşı hazırlamalıdır. Bu, üst yapılaşmadan imar planlarına kadar pek çok konuyu içeriyor. Hazırlıklı olmalıyız. Bunu yapacak olanlar da kamu yetkilileridir. Bir doğa olayı depreme karşı her konuda bilinçli olmak zorundayız.”
Önceki yıl yaşanan asrın felaketi Kahramanmaraş depreminin bölgedeki kültürel mirasa etkilerini araştırmak amacıyla Hatay’a gitmeye hazırlanan Prof. Dr. Altunel’in son sözü manidar:
“Uyarıları niteliğindeki bu depremi ciddiyetle dikkate almalıyız”
Hasılı…
Artık kimsenin sorumluluğu birbirinin üzerine atma lüksü kalmadı.
Hükümet-belediye işbirliği çerçevesinde işe siyaseti karıştırmadan artık harekete geçme zamanı.
Deprem siyasi parti ayrımı yapmıyor…

‘Hekimlerimizi şiddete kurban vermek istemiyoruz’

 Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Nazan Aksaray, katıldığı ESTV yayınında “sağlık sistemi ve sağlıkta şiddet” konuları başta olmak üzere sorumluluk alanlarıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
Bilindiği gibi 2012 yılının 17 Nisan günü Gaziantep'te hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülen Dr. Ersin Arslan'ın ölüm yıldönümleri Türk Tabipleri Birliği tarafından “Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü” olarak ilan edilmişti.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanı Nazan Aksaray, sağlıkta şiddetin toplumun şiddet ortamından ayrı düşünülemeyeceğine dikkati çekti. Siyasilerin, topluma örnek olması gereken kişilerin dillerinin şiddet dolu olduğunu anlatan Aksaray’ın şu tespitleri kıymetli:
Kırklareli milletvekili ‘Biz her şeyi sağlıyoruz bundan sonra memnun değilseniz gidin hekimin gırtlağına yapışın’ dedi. Bu nasıl bir ifade şekli. Gerçekten onun adına biz utandık. Kamu otoritesinin şiddet anında sert bir şekilde kınamasını bilmesi lazım. Biz acımızı kendi kendimize yaşıyoruz. Eğitimsizlik aynı şekilde. Yine toplumun büyük stres altında olması, işsizlik, ekonomik sorunlar, göç…
Biz sağlık çalışanları çok çaresiz koşullarda çalışıyoruz. İnsanlar kamu spotlarındaki gibi bir ortam bekliyorlar.  Maalesef gerçekler böyle değil. İnsanlar acil Servislere 3 aylık şikayetleriyle gelebiliyorlar. Geldiği anda o hizmeti orada görmek istiyorlar. Gerçekte bu mümkün değil.
Polikliniklerde 3 dakikada bir hasta bakmaya zorlanıyoruz biz. Ama hastalar sanki bunu biz istiyoruz sanıyorlar. Çünkü bizi yönetenler böyle bir algıyı yayıyor. Güvenli ortamlarda çalışmıyoruz. İnsanlar ellerinde silahlarla hastanelere girebiliyorlar.”
Nazan Hoca, sağlık çalışanlarına karşı işlenen suçların ayrı bir başlık içinde tanımlanmasını istediklerine de vurgu yaparak, “Cezaların ağırlaştırılmasını, caydırıcı olmasını talep ediyoruz. Yasalarla sağlık kurumlarına silahla girilmesinin engellenmesini istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Hekimler, artık şiddete kurban vermek istemiyor.
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi