İstanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesinde yerel seçimlerde CHP’nin adayı Hakan Bahçetepe, yüzde 40,5’e tekabül eden 107 bin 636 seçmenin oyunu alarak başkan seçildi.
İstanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesinde yerel seçimlerde CHP’nin adayı Hakan Bahçetepe, yüzde 40,5’e tekabül eden 107 bin 636 seçmenin oyunu alarak başkan seçildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) düzenlenen 5. dalga operasyonları kapsamında tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan Başkan Bahçetepe'nin yerine başkan vekili seçimi yapıldı. MHP’li Meclis üyelerinin desteğiyle AK Parti'nin adayı Eray Karadeniz başkan vekili oldu.
Bu gelişme siyasi etik kavramını gündeme getirdi.
Benzer durum 1998 yılında İBB’de yaşanmıştı.
Recep Tayyip Erdoğan’ın okuduğu şiir yüzünden aldığı hapis cezası 1998’de Yargıtay tarafından onandıktan sonra yerine vekalet edecek kişinin belirlenmesi için İBB Meclisi’nde oylama yapılmıştı.
O dönem Erdoğan’ın partisi Refah Partisi Meclis’te azınlıkta olmasına karşın diğer partilerin İBB Meclis üyeleri başkan vekilinin siyasi etik gereği Erdoğan’ın partisinden olması gerektiğini belirterek Ali Müfit Gürtuna lehine oy kullanmıştı.
Bugün ne yaşıyoruz?
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, başkanlığa vekalet edecek Eray Karadeniz’i telefonla arayarak tebrik ediyor.
İyi de ortada kazanılmış bir başkanlık yok.
Hakkındaki iddialar düştüğünde, tutuksuz yargılama söz konusu olduğunda görevinin başına dönme ihtimali yüksek bir Hakan Bahçetepe gerçeği var.
Gürtuna, Halk TV’ye yaptığı değerlendirmede siyasi nezaket ve etik kavramlarına şöyle ışık tutuyor:
“Seçilmiş bir başkanın, herhangi bir sebeple görevden alınması halinde yine aynı ekolden birinin seçilmesinin tercih edilmesini teamül haline getirmeliyiz. Bu, kurallara olan güveni de artırır, devlete olan güveni de artırır, insanların mağduriyet duygusunun da önüne geçer.
Devlet kurumlarının gücü de kurallara sadakatten, demokratik teamüllere sadakatten, hukuka uymaktan gelir. Bunu sağladığımız zaman, bunu siyasetimizin kültürü haline getirdiğimizde her seferinde benzer olaylar yaşamayız.”
Anlayacağınız…
CHP’nin yerel seçimlerde başarı gösterip birinci parti olması, ülkenin en büyük illerinde başkanlıkları yeniden elde etmesini AK Parti bir türlü hazmedemedi.
Bazı belediyelerin yanı sıra çıkartılan yasayla belediye şirketlerine kayyum atamalarına tanık oluyoruz.
Güncel kamuoyu anketlerinde CHP’nin birinci parti çıkmaya devam etmesi de yaşadığımız otoriter siyasal iklimi iyice hakim kıldı.
İktidarın, kaybetme korkusu Gaziosmanpaşa Belediyesi örneğinde olduğu gibi önce siyasi nezaketi ardından da siyasi etiği rafa kaldırdı.
Üstelik 1998 örneği ortadayken.
Seçimle kazanılamayan başkanlığı Ali-Cengiz oyunlarıyla masada elde etmek bırakın siyasi etiği gelecek sandıktan çıkacak sonuçlara duyulan kaygının şimdiden dışa vurumudur.
Buradan görünen o.
Doğal Yaşam Alanı nefes aldıracak!
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Sarısungur Mahallesi’nde yapımı süren Hayvan Bakımevi inşaatının içinde bulunduğu Doğal Yaşam Alanı’nı hizmete açtı.
“Eskişehir ve ülkemiz için ‘En önemli 5 sorun nedir?’ deseler, sokak hayvanları konusu ilk 5’te mutlaka yer alır” diyerek açılıştaki konuşmasına başlayan Ünlüce, şöyle devam etti:
“Yapılan değişiklikle artık kısırlaştırılıp aşılanan hayvanların bulunduğu yere geri bırakma uygulaması kaldırıldı. Tepebaşı ve Odunpazarı Belediye Başkanlarımız sokak hayvanlarıyla ilgili çok ciddi bir mücadele yürüttüler. Yıllık kısırlaştırma sayıları 4 bine yaklaştı. Ancak aldığınız yere bırakma uygulaması olmadığı için barınaklar dolmuş durumda.
Hayvan bakım evi inşaatı sürerken, bu tıkanıklığı aşmak için doğal yaşam alanı oluşturma kararı aldık. Normalde önce bakım evi, ardından doğal yaşam alanı açılır. Biz bu sırayı tersinden uyguladık. Önümüzdeki birkaç ay içinde bakım evini de açmış olacağız.
Sorunun temel kaynağını çözebilmek için ilçelerde de doğal yaşam alanları kurulmalı. Mihalıççık’ta bunun güzel bir örneği hayata geçirildi. Eğer diğer ilçelerimiz de benzer adımları atarsa, hep birlikte bu sorunu daha sağlıklı şekilde çözeceğimize inanıyorum.
Çünkü bu mesele sadece belediyelere yüklenip geçilecek bir konu değil. Devletin tüm kurumları, özellikle Tarım İl Müdürlüğü başta olmak üzere bu süreçte birlikte çalışmalı. Veterinerler Hekimleri Odamız ve Kent Konseyimiz ile birlikte bu duygularımızı, gözlemlerimizi ve çözüm önerilerimizi rapor haline getirip Valiliğimize ve Bakanlığa ileteceğiz.”
Aslında durum net.
İlçeler de doğal yaşam alanları oluşturursa sokak hayvanları sorunu kaynağında çözülmüş olacak.
Umarım bu konuda tüm kurumlar elini taşın altına koyar.