30 Ağustos Zafer Bayramı'nda yapılan Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde, dönem birincisi Ebru Eroğlu'nun da arasında olduğu 5 teğmen, kılıçlarını havaya kaldırarak "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganını atmıştı.
30 Ağustos Zafer Bayramı'nda yapılan Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde, dönem birincisi Ebru Eroğlu'nun da arasında olduğu 5 teğmen, kılıçlarını havaya kaldırarak "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganını atmıştı.
Kılıçlı yemin törenini organize ettiği öne sürülen teğmenler ve üst rütbeli 8 subay, daha sonra Yüksek Disiplin Kurulu'na (YDK) sevk edildi.
Ve ihraç kararı gecikmedi…
5 teğmen TSK’dan ihraç edildi.
Tam bu noktada 21 Kasım’da kaleme aldığım “Mustafa Kemal’in askerlerine CHP’li belediyeler sahip çıkmalı” başlıklı yazımdaki hatıramı yineleyerek bağlam bütünlüğü oluşturmak isterim…
“… Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in, ‘Disiplinsizlik’ cümlesine sığmayacak kadar Atatürk düşmanlığı kokan bu gelişme askerlik hatıralarımı canlandırdı.
İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde bulunan Akpınar kışlasında 1995 yılında askerliğimi yaptığım sırada biri kıdemli yüzbaşı, diğeri kıdemli binbaşı 2 subayın Zaman gazetesi okumaları bir gazeteci olarak dikkatimi çekmişti.
Bu subaylardan biri kışlaya inşaat mühendisi arkadaşımıza mescit tarzında namaz kılınabilecek bir bina da yaptırmıştı. İki subayın kimlerle nasıl bir ilişki içinde olduklarını bilmemekle birlikte birkaç yıl sonra YAŞ kararıyla ordudan ihraç edildiklerini öğrenmiştim.
İrticai faaliyetlerden dolayı ihraç edilen subaylardan biri hafızam beni yanılmıyorsa o dönem Recep Tayyip Erdoğan’ın Başkanlığını yaptığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönetici pozisyonunda işe alınmıştı.”
Bu örnekten de iyi anlaşılacağı üzere…
Büyük Önder Atatürk ve devrimlerine olan inancı simgeleyen bu sözlerin bir disiplin suçuna konu olması Türkiye’nin ayıbıdır.
Ülkenin kurucu lideri Büyük Önder Atatürk ve devrimlerine olan bağlılık her nedense birilerini rahatsız ediyor.
Bu ayıbı kapatmak görevi de CHP’li belediye başkanlarına düşer.
Nitekim…
CHP lideri Özgür Özel, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin etkinliğinde yaptığı konuşmada, tam da benim işaret ettiğim gibi teğmenlere sahip çıktı ve şu sözleri ifade etti:
“Kendilerini nerede görmek istiyorlarsa, o görmek istedikleri görev başımızın üstündedir, teminatı biziz. Ama kendilerini görev almak istedikleri yerde misafir kabul ediyoruz. Çünkü o görev yapılacak ilk genel seçime kadar sürecek. O genel seçimden sonra, bu 5 teğmenimiz maddi ve manevi özellikle askerlik mesleğine dair, hiçbir kayıpları olmaksızın şanlı üniformalarına ve görevlerine, arkadaşlarının yanına dönecekler.”
Bu teğmenler TSK’ya dönene kadar CHP’li belediyelerde istihdam edilmeli.
Eskişehir’in CHP’li belediyeleri buna öncü olabilir.
Aklın yolu bir.
Umut sensin, umut benim, umut hepimiziz…
“Umut sensin, umut benim, umut hepimiziz. Kimse umudu kesmesin güzel yurdumuzdan ki güzel günler çok yakında.”
Bu sözler Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’ye ait.
Çamlıca Kapalı Pazar Yerini ziyaret ederek vatandaş ve esnafla bir araya gelen Ünlüce, ekonomik kriz nedeniyle umutsuzluğa kapılan vatandaşlara böyle moral verdi:
“Moraller bozuk, insanlar artık ülkede bir şeylerin değişmesini istiyor. Buna rağmen yüzünden gülümsemesi eksik olmayan, bizleri içtenlikle karşılayan tüm Çamlıcalılara teşekkür ediyorum. Zor günlerden geçiyoruz, pazar çantaları eskisi gibi dolmuyor ama umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz. Umut sensin, umut benim, umut hepimiziz. Kimse umudu kesmesin ki güzel günler çok yakında.”
Merhum duayen gazeteci yazar Çetin Altan’ın dediği gibi…
Yeter ki enseyi karartmayın.
Laborantın yürek burkan gözlemi!
İstanbul’da bir devlet hastanesi laborantının mesajı:
"30 yıllık laborantım. Bir devlet hastanesinin acil laboratuvarında çalışıyorum.
Geçen seneye kadar haftada bir ya da iki uyuşturucu taraması geliyordu.
Artık gecede 10 geliyor.
Gündüz 30-40 vaka oluyor. Hemen hemen hepsi pozitif metamfetamin.
Gelenler kuaför, oto tamircisi, kargocu, öğrenci ve her meslekten insan.
Bu dertlerimizi bile arayacağımız günler olacak."
Güleriz ağlanacak halimize…