“Adaleti diğer her şeyden üstün gören, onu devletin temeline yerleştiren bir geleneğin bugünkü temsilcisiyiz”
“Adaleti diğer her şeyden üstün gören, onu devletin temeline yerleştiren bir geleneğin bugünkü temsilcisiyiz”
"Kimse kendisini hukukun üstünde, erişim alanı dışında göremez. Hukuk başka bir şey, kanun başka bir şey. Biz hukuku kanunun üstünde gören bir milletiz.
"Hukuk devleti hepimizin ortak hedefi ve kırmızı çizgisidir. Adalet hizmetlerinde kaliteyi yükselterek ve yargıya olan güveni artırarak, toplumdan gelen serzenişlerin önüne geçmek hepimizin görevidir."
“Adalet dağıtamayan, vatandaşına adaletle hükmedemeyen bir devlet, tıpkı temeli çürük bir bina gibi yıkılıp gitmeye mahkumdur.”
Bu ifadeler Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait.
Son 5 yıl içinde çeşitli etkinliklerde hukuk üzerine zikrettiği sözlerden bazıları…
Ancak bugün gelinen noktada hukukun üstünlüğü konusunun maalesef sözde kaldığını görüyoruz.
Örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları…
AİHM kararlarının Türkiye hukuk sisteminde bağlayıcılığı söz konusu.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin tarafı olan Türkiye Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Mahkemesi’nin yetkisini de kabul etmiş oluyor. Yani alınan kararlarına uymayı taaddüt ediyor.
Ayrıca Anayasa’nın 90’ıncı maddesine göre, temel hak ve özgürlükler söz konusunda, uluslararası sözleşmelerin öncelikli kabul ediliyor.
Anlayacağınız Türkiye AİHM kararlarını uygulamak zorunda. Tartışmalı bir durum değil.
Gelin görün ki durum hiç de öyle değil.
AİHM, 2024 yılında Türkiye adına yapılan toplam 6 bin 190 başvuruyu sonuçlandırdı. 67 ihlal kararı çıktı. BirGün gazetesinden Mustafa Bildircin'in haberine göre Türkiye, henüz çözülemeyen başvurular açısından 21 bin 600 başvuru ile ilk sırada yer aldı.
Türkiye’nin ardından 8 bin 150 derdest başvuru ile Rusya ikinci, 7 bin 700 derdest başvuruyla da Ukrayna üçüncü sırada geldi.
En fazla ihlal kararları alınan konular, 13’er ihlal kararı ile adil yargılama hakkı ve ayrımcılık yasağı olarak kaydedildi.
Bugün Türkiye’de CHP ve CHP’li belediyeler ile özellikle Cumhurbaşkanı adayı olması neredeyse kesin olan Ekrem İmamoğlu üzerinden, yargı eliyle siyaseti dizayn etme çabası olduğu yönündeki iddialara katılmamak mümkün değil.
Hal böyle olunca…
Hukuk sözlerle değil, icraatlar ve verilen kararlarla karşılık bulur.
Hukuk bir gün herkese lazım olur.
Bunu hiç unutmamak gerekir.
Geçmiş olsun Başkan
Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan’ı ESTV’de program yapmak için aradığımda bir operasyon geçireceğini öğrendim.
“Nüfus kağıdı eskiyince böyle şeylerle karşılaşıyor insan” diye espri yapmayı da ihmal etmeyen Başkan Zeydan, bugün İstanbul’da bir özel hastanede kalp ameliyatı olacak.
Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler, ameliyatı sonrası toparlandı, işlerinin başına geçti.
Şimdi sıra Başkan Ömer Zeydan’da.
Eskişehir’in önemli iş insanlarından Ömer Zeydan’a geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyorum.
Emekliler yok sayılmak istenmiyor
Türkiye Emekliler Derneği Şube Başkanı Muhsin Dilbaz, ESTV yayınında emeklilerin sorunları ve beklentileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.
İktidarların emeklileri bütçede yük olarak görmemesi gerektiğine işaret eden Dilbaz’ın şu sözleri, önemli:
“Prim ödeyerek emekliliğe hak kazanan Türkiye’deki 16 milyon emeklinin Suriyeli göçmenler kadar değeri yok mu? Bugün ülkemizde 15 milyon sığınmacı ve mülteci olduğu söyleniyor. Onlara maddi destek ve bedava sağlık hizmeti veriliyor. Emeklilerin Suriyeliler kadar kıymeti yok mu?
Emeklinin bayram ikramiyesi 2018’de ilk verilmeye başlandığında asgari ücretin yüzde 62’si civarındaydı. Yani bugün için 15-16 bin lira düzeyindeydi. Şu anda 3 bin lira olan ikramiyeye 500 veya bin lira zam yapılacağı konuşuluyor.
Emekliler yok sayılmak istenmiyor. Emeklilerin perişan durumunu görün artık.”
Emekliler adeta isyan ediyor. Bunun bir hal çaresi bulunmalı artık.
Artık emeklinin dayanacak gücü kalmadı.