Türkiye genelinde olduğu gibi Eskişehir’de de sanayiciler sıkıntılı günler geçiriyor.
Türkiye genelinde olduğu gibi Eskişehir’de de sanayiciler sıkıntılı günler geçiriyor.
Rakamlara bakarsak eğer…
Sanayi üretim endeksi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) nisan ayı verilerine göre, aylık bazda yüzde 3,1 gerilerken, yıllık bazda yüzde 3,3 arttı.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin yüzde 3,1 gerilediğini görüyoruz.
Sanayideki sıkıntılı sürecin bileşenleri ele alındığında…
En önemli faktör yüksek enflasyona paralel yüksek faiz oranları, yani finansman maliyetinin ağır yükü.
Yüksek faiz dönemlerinde malum vatandaşlar ihtiyaçlarını erteliyor.
Belirgin bir yavaşlama içindeki sanayide artan maliyetlerin yanı sıra Rusya-Ukrayna ve sonradan ABD’nin de dahil olduğu İsrail-İran savaşı küresel pazarda tedirginlik yaratıyor.
Tüm sektörleri ilgilendiren petrol fiyatlarındaki yükseliş enerji başta olmak üzere maliyetlere olumsuz etki ediyor.
Eskişehir sanayicisini bundan ayrı tutmak imkansız.
Şöyle bir örnek verirsek daha iyi anlaşılır.
Eskişehir OSB’ye geçen yıl 25 yatırımcı gelmiş, arsa satın almıştı. Bunların bir kısmını deprem kaygısıyla fabrikalarını İstanbul’dan Eskişehir’e taşımak isteyenler oluşturuyordu ancak yine de bir yatırımdan bahsedebiliriz.
Ancak bu yıl Eskişehir OSB’ye yeni tesis kurmak için başvuran bir iş insanı bile yok.
Rakamlara da yansıyan bir başka durum ise sanayici artık üretim vazgeçip hizmet sektörüne yöneliyor.
Yüksek finansman maliyetlerine katlanmayan sanayicinin üretimi bırakıp hizmet sektörüne kayması son derece tehlikeli.
Üreten değil tüketen bir ekonomi…
Son 3 yıllık ihracat ortalamasının 250 milyar dolarla sınırlı kalması da cabası…
Ekonomide talebi kısan sıkılaştırma programı duvara tosladı.
Haziran ayını faizleri yüzde 46’da sabit tutarak pas geçen Merkez Bankası tepkileri üzerine çekerken, geleceğe yönelik iyimser bir gelişme de ufukta görünmüyor.
Görüştüğüm sanayiciler dayanacak güçlerinin kalmadığını, üretim yapmanın artık bir avantaj teşkil etmediğini ifade etti.
Anlayacağınız…
Burnundan soluyan sanayiciler şalterleri indirmemek için iktidardan, düşük faizli finansman desteğinin ilk sırada olacağı “acil eylem planı”nın hızlıca devreye alınmasını bekliyor.
Benden söylemesi.
‘Ağaçlar bakiye, zeytinler bilanço kalemi, ormanlar ise işlenmeyi bekleyen varlık'
TBMM Sanayi Komisyonu'nda kabul edilen kanun teklifiyle Maden Kanunu'nda değişikliğe gidiliyor.
Enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren teklife göre, Çevre Kanunu'nun çevresel etki değerlendirilmesini düzenleyen hükmünde değişiklik yapılarak, "veya Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir Kararı" ifadesi çıkarılıyor.
Maden arama ve ruhsatlandırma işlerini kolaylaştıran, buna karşın doğa kıyımının önünü açacak bir düzenlemeden bahsediyoruz.
Bu gelişmelerin gölgesinde Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu, yapılması planlanan altın ve gümüş madeni projelerine karşı önceki gün Mihalgazi Değirmen Park Mesire Alanı’nda “Doğa Şenliği” düzenledi.
Platform adına konuşan avukat Mert Yedek, yeni Maden Yasası’nın sermayenin doğa ile kurduğu ilişkinin çıplak bir itirafı olduğunu belirterek, şu önemli tespitlere yer verdi:
“Toprak artık yaşamın kaynağı yerine karın hammaddesi olarak görülüyor. Ağaçlar bakiye, zeytinler bilanço kalemi, ormanlar ise işlenmeyi bekleyen varlık olarak kayda geçiyor. Yerle bir edilen mülkiyet hakkıyla yasalar önündeki eşit yurttaşlık, tebaalık seviyesine indiriliyor. Bu bir işgal yasasıdır. Kesinlikle geçit vermeyeceğiz. Yaşam savunucuları olarak bu kanun teklifinin Meclis’ten geçmemesi için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz.
Bizler doğayı, emeği, halk sağlığını ve yaşam alanlarımızı savunmaya devam edeceğiz. Doğa ve Yaşam Platformu olarak bu yıkım yasasına karşı ve siyanürlü ekoyıkım projelerine karşı birlikte ses çıkarmaya çağırıyoruz.”
Eskişehir’in doğasına ve çevresine yani toprağın altındakinden daha değerli varlıklara kıymet verenlerin artık taraf olması gerekiyor.
Çocuklarının, torunlarının yüzüne başını eğmeden bakmak isteyen herkesin bu mücadeleye destek vermelidir.
Yoksu bu işin sonu karanlık görünüyor.