Yeni yasama yılına başlayacak olan TBMM’nin gündemini değerlendiren CHP Milletvekili Jale Nur Süllü, siyasi iktidarın anayasa söylemleriyle halkın esas gündemi olan ekonominin tartışılmasını engellemeye çalıştığını söyledi. Süllü, “Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarını uygulamayanlarla, anayasaya uymayanlarla yeni anayasa yapılmaz” dedi.
TBMM Genel Kurulu, 28. Dönem 3. Yasama Yılı açılışı için 1 Ekim Salı günü toplanacak. İktidarın önceliğinin yeni anayasa tartışmaları olsa da halkın esas gündeminin hayat pahalılığı olduğunu söyleyen CHP Milletvekili Jale Nur Süllü, “Siyasi iktidar her ne kadar halkın esas gündem ve beklentisinin tartışılmasına engel olma çabasında olsa da, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeni yasama dönemindeki en önemli gündem başlıklarından biri ekonomi olacaktır. Yapılan kamuoyu araştırmaları bugün halkımızın büyük çoğunluğunun ülkenin en önemli sorunu olarak enflasyon, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısını gördüğünü ortaya koyuyor. Ekonomik kriz özellikle eğitim ve sağlık hizmetlerine yansıyan sosyal krize dönüşmüş durumda.Okulları temizleyecek, kapısında duracak güvenlik personeline bütçe ayıramayan bir iktidarın öncelikli gündemi Anayasa değişikliği olamaz. Anayasanın ilk dört maddesini tartışmaya açanlarla Anayasa değişikliği yapılmaz. Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarını uygulamayan, anayasaya uymayanlarla yeni anayasa yapılmaz. İktidarın gündeme getireceği yeni anayasa, ilk dört maddeyi tartışmaya açacak, hak ve özgürlükleri daha çok daraltacak, yargı denetimini daha etkisiz kılacaktır. İktidar öncelikle, mevcut anayasaya uymalı ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay hakkında, hak ihlali ve milletvekilliğinin iadesi yolunu açan AYM kararının Meclis tarafından uygulanması kararının karşısında durmaktan vaz geçmelidir” ifadelerini kullandı.
İKTİDAR ŞEFFAFLIKTAN UZAK
2025 yılı bütçe görüşmelerini CHP olarak önemsediklerinin altını çizen Süllü, “CHP olarak bütçe görüşmelerini önemsiyor ve tüm görüşmelere katılıyoruz. Son yıllarda, özellikle yeni sisteme geçilmesiyle birlikte Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerinin şeffaf olmadığını, siyasi iktidarın da her geçen yıl hesap verebilirlikten uzaklaştığını gözlemliyoruz. Şeffaflık ve hesap verebilirlikten uzaklaştıkça da güven veren bir ekonomiyi oluşturmak ve halkın sorunlarını çözmeye odaklanan bir bütçeyi hazırlamak mümkün olmuyor. 2024 yılı merkezi bütçesi, bu olumsuz tabloyu daha da derinleştiren bir örnek olmuştur. Enflasyonla mücadelede yetersiz kalınması, vergi gelirlerinin artırılmasına rağmen kamu harcamalarının kontrol edilememesi, bütçede önemli açıklar doğurmuş ve bu açıklar halkın üzerine daha fazla vergi yükü olarak yansımıştır. Özellikle emekliler, esnaf, çiftçi ve çalışanlar yüksek enflasyon karşısında eriyen maaşlarıyla geçinmeye çalışırken, 2024 bütçesi bu kesimlerin sorunlarına çözüm üretmekten uzak kalmıştır” şeklinde konuştu.
HALKIN SORUNLARINA ÇÖZÜM OLMAYACAK
2025 yılı merkezi bütçesi de iktidarın yanlış politik tercihlerinin bir devamı niteliğinde olduğunu ifade eden Süllü,“Orta Vadeli Program 2025-2027 ile şimdiden belirlenen öngörüler, düşük ücret zamları, güvencesizlik ve sosyal güvenliğe daha az kaynak hedeflendiğini gösteriyor. Emeklilere yeterli maaş artışının yapılmaması, esnafın artan maliyetler altında ezilmesi, çiftçilerin üretim girdilerindeki yüksek fiyatlarla mücadele ederken, ürünlerini değerinde satamaması ve çalışanların reel gelir kaybı karşısında korumasız bırakılması, bütçenin halkın gerçek sorunlarına çözüm olamayacağını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, CHP olarak bizler, halkın refahını önceleyen, şeffaf ve hesap verebilir bir bütçe yapısının oluşturulması gerektiğini savunuyor ve bu doğrultuda mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.
KENTİN SESİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Yeni yasama yılında Meclis’te vatandaşın sesi olmaya ve Eskişehir’in sorunlarını gündeme getirmeye devam edeceklerinin altını çizen Süllü, “Meclisin tatilde olduğu dönemde de vatandaşlarımızı, muhtarlarımızı, çiftçilerimizi, esnafımızı, sivil toplum kuruluşu temsilcilerini ziyaret ettik. Son günlerde özellikle Eskişehir’in verimli tarım alanlarından biri olan Alpu Ovası’nda, defalarca iptal edilen ve yargı kararıyla durdurulan termik santral projesinin yeniden gündeme getirilmesini, TÜRASAŞ’ta yaşanan usulsüzlükleri Meclis gündemine taşıdık. Alpagut, Tepebaşı Atalan ve Tekeciler Mahalleleri Mevkii’nde, altın-gümüş madeni projesi için yeniden ÇED başvurusu yapılmasına tepkimizi ortaya koyduk. Okullarda yaşanan temizlik personeli sorununu gündeme taşıdık. Hali hazırda, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında, Almanya’da iltica başvurusu reddedilen Türk vatandaşlarının kademeli olarak Türkiye’ye geri gönderilmesi konusundaki iddialar ile ilgili TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdim. Kamuda görev yapan mühendislerin hak kayıplarını giderecek bazı düzenlemeleri içeren kanun teklifi hazırlayarak Meclise sundum. Ayrıca, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Havalimanı Kurtarma ve Yangınla Mücadele (ARFF) birimlerinde görev yapan personelin "teknik hizmetler sınıfı" ile ilişkilendirilerek "tekniker" unvanı ve özlük haklarına sahip olması amacıyla kanun teklifleri hazırladım. Bunun yanında, itfaiye personelinin özlük hakları konusundaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla kanun teklifi verdim. Öte yandan, kayıp ve şüpheli çocuk ölümlerinin, en son Eskişehir’de yaşanan vahim olayın ardından dijital oyunların çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerinin, DHMİ personelinin özlük haklarının iyileştirilmesinin önündeki engellerin araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonları kurulması amacıyla TBMM’ye önerge verdim” açıklamasını yaptı.
Kaynak : HABER MERKEZİ