Şehrin ruhunu yansıtmalıyız!

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün yayımladığı Mayıs 2025 Dünya Turizm Barometresi'ne göre Türkiye, 2024 yılında 56,7 milyon yabancı ziyaretçiyle dünyada en çok turist çeken ülkeler sıralamasında İtalya'yı geçerek 5. sıradan 4. sıraya yükseldi." ifadesini kullandı.

Türkiye, tarih boyunca medeniyetlerin kavşağı olmuş, doğasıyla büyüleyen, kültürüyle ilham veren bir coğrafyada yer alıyor.

 Ege'nin masmavi koylarından Doğu Anadolu'nun gizemli yaylalarına, Kapadokya'nın peribacalarından Karadeniz'in sisli ormanlarına kadar bu topraklarda turizm yalnızca deniz-kum-güneş üçlüsünden ibaret değil. Kültürel miras, gastronomi, termal kaynaklar ve yerel yaşamla bütünleşen bir zenginlik var.

Ancak bu zenginlikten yeterince faydalanabiliyor muyuz?

 İşte tam burada, daha fazla görünürlük, daha fazla vizyon ve sürdürülebilir planlama devreye girmeli.

Turizmde ‘sürekli gelişim’ ilkesi, sadece büyük şehirleri değil, Anadolu’nun kalbindeki illeri de ilgilendiriyor. Bu noktada Eskişehir, göz ardı edilmemesi gereken özel bir örnek.

Eskişehir, Türkiye’nin ortasında, ama turizm yarışında hep biraz geride tanıtılmış bir şehir.

Oysa ki; Porsuk Çayı kenarında gondol gezileri, Odunpazarı'nın tarih kokan sokakları, Balmumu Heykeller Müzesi, Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı, Şelale Park, gibi cazibe merkezleriyle büyük şehirlerde bulunan imkânların çoğuna sahip.

Son yıllarda şehre gelen yerli turist sayısı artışta.

Hafta sonu kaçamakları, öğrenci turizmi, müze gezileri, kültür turları gibi alanlarda Eskişehir'in adı daha sık anılıyor.

Ancak bu yükselişi kalıcı hale getirmek için daha büyük bir adım şart.

Sadece günübirlik ziyaretlerle değil, konaklamalı turizmle, sağlık ve termal turizm yatırımlarıyla, festivallerle desteklenmiş bir yapı inşa edilmeli.

Eskişehir’in jeotermal kaynakları, Türkiye’deki birçok merkezle yarışacak potansiyele sahip.

Yalnızca fiziksel altyapı değil, bu bölgeye yapılacak vizyoner yatırımlar, hem yerli hem yabancı turistin ilgisini çekecek düzeye getirilebilir.

Sağlık turizmi, sadece tedavi değil, aynı zamanda huzur, dinlenme ve doğa ile iç içe olma imkânı sunmalı.

Turizm sadece otel açmak, yol yapmak, broşür bastırmakla olmaz. Esas olan, şehrin ruhunu yansıtmak ve yerel kültürü koruyarak tanıtmaktır.

Eskişehir’de el sanatları, mutfak kültürü, Anadolu misafirperverliği ve genç nüfusun dinamizmi, turizm için bulunmaz değerlerdir.

Bu toprakların her karışı ayrı bir hikâye anlatır.

Yeter ki biz bu hikâyeleri anlatmayı öğrenelim.

Türkiye’nin ve Eskişehir’in turizm potansiyeli yalnızca sayılarla değil, hissettirdikleriyle ölçülmeli.

Çünkü turizm; ekonomi kadar, bir ülkenin dünyaya açılan yüzüdür.