Kepez’den sert çıkış: Bu koltuklar kimsenin babasının malı değil

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Kepez’den sert çıkış: Bu koltuklar kimsenin babasının malı değil
A
a

AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Kepez, adaletin sokakta değil yargı salonlarında aranması gerektiğini vurgulayarak, siyaset ve hukukta yapıcı bir dilin önemine dikkat çekti.

Odunpazarı Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Kepez, ES TV’de canlı yayınlanan Günaydın Eskişehir programında gazeteciler Tarkan Demir ve Ayşegül Hümmet'in konuğu oldu.

Eskişehir halkı uyumlu bir yapıya sahip

Ülke genelindeki siyasi atmosferi değerlendiren Kepez, “Eskişehir halkı zaten genelde uyumlu, bu konuda insanların birbirlerine karşı saygı ve sevgileri, tahammül sınırları, sabırlı bir şekilde devam ediyor. İnsanların aynı şeyi düşünmesi zaten mümkün değil. Değişik siyasi görüşler, ideolojiler, inanç farklılıkları olacak. Önemli olan bu birlikteliği güzel bir biçimde idare etmektir.

"CHP'deki iç çekişmelerin etkisi"

Şimdi Türkiye genelindeki olayları siyasi bir perspektiften değerlendirdiğimiz zaman bu ben şöyle bakıyorum, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendi iç çekişmelerinden kaynaklanan bir durum bana göre. Şimdi bu şikayetleri yapan AK Partililer değil. Dosyaları hazırlayıp götürüp savcılığa teslim eden AK Partililer değil. Kurultay yapılıyor, ertesi gün delegeler gidip mahkemeye suç duyurusunda bulunuyorlar, şikayet ediyorlar, itiraz ediyorlar. Yani bunların hiçbirisinin bizim partimizle, partililerimizle bir alakası yok.

"Öyle bir şey olsa bile almasın, götürmesin"

Ancak CHP'li arkadaşlar da şöyle bir bakış açısı var. Tabii ki herkesin kendine göre bir penceresi var, oradan bakıyor. Ben mecliste söylüyorum, bana Sayın Başkanım Kazım Bey diyor ki, “Mehmet Bey bunların hepsini AK Partililer hazırlıyorlar, dosyaları falan veriyorlar adamın eline.” Öyle bir şey olsa bile almasın dosyayı, götürmesin, şikayet etmesin. Yani öyle bir şey yok zaten. Basında çıkan açıklamalar, itiraflar, açık ve gizli tanıklar bunların hepsinin uydurma, bir yerlerden ayarlı olması mümkün değil.

"Ateş olmayan yerden duman çıkmaz"

Sayın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın en yakınında olan insanlar artık böyle suçlamalarla, iddialarla ortaya getiriyorsa bu konuyu, demek ki bir yerlerde bir sıkıntı var. Ben soruyorum, Kazım Bey'e de soruyorum, niye Odunpazarı için böyle bir şey denmiyor? Veya niye Ayşe Hanım için böyle bir şey denmiyor? Hani atalarımızın bir sözü var, ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

"Yargıya güvenmek zorundayız"

Zaten bu konu yargıdadır, yargı gereken şeyini yapacaktır ama “Yargıya güvenmiyoruz. Şuna güvenmiyoruz, buna güvenmiyoruz.” ifadeleriyle böyle güvensizlik ortamında Türkiye'de hayat sürmenin çok olumlu olacağını düşünmüyorum. Hukuk bana göre sokakta aranmaz. Her seferinde de söylüyorum, “Sayın Başkanım siz hukukçusunuz, meclis üyelerinizden hukukçu olanlar var. Hukukun hukuk meydanlarında, salonlarında, adliyelerde aranması lazım. Yani sokağa çıkarak. Tarafları yıkarak, yakarak, yağmalayarak, insanları zor durumda bırakarak hukuk arama anlayışı olmaz.” diyorum.

"İktidar ve muhalefet yapıcı olmalı"

Onun için bu konuda insanların daha dikkatli, hem iktidar mensuplarının hem de muhalefetteki insanların bir şeyler söylerken olumlu ve yapıcı olması lazım. Şimdi siz hukuka güvenmezseniz, o zaman kime güveneceksiniz? Yarın CHP olarak siz iktidar olduğunuzda o zaman biz AK Partililer de mi onu söylüyoruz? Ya bu CHP'nin adaleti veya hakimi, savcısı... Soruyorum ben Odunpazarı'nda kaç tane dava kazandınız Odunpazarı Belediyesi olarak? Kaç tane kaybettiniz? Dava kazandıysanız bu davayı size kazandıran hakimler Cumhuriyet Halk Partili mi? Veya kaybettiğinizde bu hakimler adalet partili mi olabilir? Böyle bir bakış açısının yanlış olduğunu düşünüyorum.

"Adalet sokakta aranmaz"

Onun için yapıcı, olumlu bir yaklaşım sergilemek lazım. Adalet herkese lazım ama ben adaletin sokakta aranmasına karşıyım. Böyle bir adalet anlayışı olamaz. Bakın bundan yıllar önce rahmetli Menderes idama giderken hiç kimseyi sokağa çağırmadı. Rahmetli Erbakan Hoca'nın 4 tane 5 tane partisi kapandığında hep tabanını sükunete davet etti, “Hadi çıkın sokağa da şunu yapalım.” demedi. Cumhurbaşkanımız hakeza devletin kabul ettiği resmi okul kitaplarında yazılı olan bir şiiri okuduğu için cezaevine girdi. Ama cezaevine giderken “Hadi çıkın sokağa şunu yapalım bunu yapalım.” demedi.

"Vatandaşın malına zarar verilmemeli"

Biz de geçmiş dönemde, öğrencilik yıllarında, 80 öncesinde, sağa sol çatışmalarında, ondan sonraki dönemlerde çok yürüyüşler yaptık, mitingler yaptık. Ama biz hiçbir zaman vatandaşın malına, mülküne, kamu araçlarına falan zarar vermedik. Yani bunları Cumhuriyet Halk Partisi'nin artık kendi içinden atması lazım, temizlemesi lazım.

"İlkeli siyaset anlayışı gerekli"

Nerede AK Parti'ye, Cumhurbaşkanımıza hakaret eden bir insan var, ertesi gün bakıyoruz, CHP almış onu koltuğunun altına fotoğraf çektiriyor veya onu sahiplenmeye çalışıyor. Şimdi ben hep şunu söylüyorum, ilkeli bir siyaset olması lazım. Ben AK Partiliyim, onun ilkelerini benimsiyorum ve Cumhuriyet Halk Partisi'ni benimsemiyorum. Özgür Özel Bey'in fikirlerini beğenmiyorum. Eleştiririm ama kalkıp da Özgür Özel Bey'e hakaret etmem. Ondan önce Sayın Kılıçdaroğlu'na da hakaret etmedik. Yani hakaretlerle, iftiralarla bu işler yürümez.

"Koltuklar kimsenin malı değil, emanetçi olmak gerek"

Vatandaşın hakkını kim yediyse ister AK Partili olsun ister MHP'li, CHP'li hangi belediye başkanı olursa olsun cezasını çekecek. Çünkü bu Koltuklar, bu makamlar onların kimsenin babasının malı değil. Orada onlar emanetçi.” diye konuştu.
Kaynak : Tuğçe Kaş
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi