Eskişehir’den maden yasasına karşı güçlü tepki

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Eskişehir’den maden yasasına karşı güçlü tepki
A
a

Doğa ve yaşam alanlarını sermayeye açan Maden Yasası teklifine karşı Eskişehir’de yükselen ortak ses: Zeytinlikten ormana, havzadan meraya tüm yaşam alanlarımız için birleşmek ve mücadeleyi büyütmek zorundayız.

Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu tarafından Maden Kanunu ve ilgili yasalarda yapılması planlanan değişikliklere ilişkin düzenlenen “Maden Kanun Teklifi ve Sonuçları” başlıklı forum, Hicri Sezen Parkı’nda gerçekleştirildi. Forumda, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) komisyonunda görüşülmesi beklenen torba yasa teklifinin kabul edilmesi halinde Meclis gündemine geleceği hatırlatılarak, düzenlemenin doğa, çevre ve yaşam alanları üzerinde yaratabileceği etkiler değerlendirildi. Siyasi parti temsilcileri, çevre platformları ve vatandaşların katıldığı etkinlikte yasa teklifinin geri çekilmesi yönünde çağrılar yapıldı. 

HAKLAR HİÇE SAYILIYOR

Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu adına açıklama yapan Uygar Kurtçu, yasa teklifiyle Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve ekosistemin yaşamsal haklarının hiçe sayıldığına dikkat çekerek, “Özetle maden ve enerji şirketleri için dikensiz gül bahçesi yaratılmak isteniyor. İlgili teklifle ÇED muafiyeti genişletiliyor, kamuoyu ve yargı denetimine ve itirazlara engel olmak için 25 hektardan küçük maden sahaları, petrol/doğalgaz arama projeleri, HES’ler, golf sahaları, asbestli yapıların yıkımı gibi yüzlerce proje için artık ‘ÇED gerekli değildir’ kararı aranmayacak.Böylece hangi alanlarda hangi projelere başlandığını proje başlayana kadar duymayacağız” diye konuştu.

ŞİRKET LEHİNE ÇALIŞIYORLAR

Düzenlemeyle birlikte Cumhurbaşkanına olağanüstü yetkiler tanındığını ifade eden Kurtçu, “Stratejik veya kritik olarak tanımlanan madenlere ilişkin izinlerin verilmediği durumlarda nihai kararı Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilen kurul verecek. Stratejik ve kritik olarak tanımlanan madenlere ilişkin şirketlere izin verilmese dahi bu kurul devreye girerek izinleri verebilecek. Bu durum, ilgili bakanlıklara bağlı kurumlar üzerinde görüş ve izin verirken şirketler lehine olağanüstü bir baskı oluşturacak” dedi.

ZEYTİNLİKLER KATLEDİLECEK

Kurtçu, ormanların iki yıl süreyle bedelsiz olarak madencilere tahsis edilebileceğini, adrese teslim geçici maddeyle zeytin ağaçlarının taşınabileceğini ya da sökülebileceğini belirterek, “3573 sayılı Zeytincilik Kanunu delinerek maden şirketlerine imtiyaz sağlanacak. Muğla yöresindeki termik santrallere kömür temin etmek amacıyla, kanun teklifi ekindeki kroki ve koordinat tablolarında belirtilen Akbelen’deki zeytinlikler kamulaştırılacak. Kısaca zeytinlikler katledilecek. Akbelen’deki zeytinlikler termik santrallere kömür olacak. Meralar ise enerji şirketlerine peşkeş çekilecek. RES, GES ve HES projeleri için mera alanları amacı dışında kullanılabilecek” ifadelerini kullandı.

TALANA KARŞI BİRLEŞMELİYİZ

Düzenlemenin Anayasa’nın 56. ve 169. maddelerini açıkça ihlal ettiğini vurgulayan Kurtçu, “Bu teklif doğamızı ve yaşam alanlarımızı şirketlerin yağmasına açıyor. Çağrımızdır: Bu yasa teklifi derhal geri çekilsin. Zeytinlikler, ormanlar, su havzaları ve tarım alanları sermayeye feda edilemez. ÇED süreçleri şeffaf olmalı, halkın katılımı güvence altına alınmalı. Kamu yararı, ekolojik denge ve toplumsal fayda gözetilmelidir. Doğanın ve yaşam alanlarımızın sesi olmak için tüm halkımızı bu teklife karşı mücadeleye ve ses yükseltmeye çağırıyoruz. Sermayenin talanına karşı omuz omuza” diye konuştu.

YASA DELİNİYOR

Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu adına konuşan Avukat Mert Yedek, yasanın önceki düzenlemelerle sonraki düzenlemeleri arasında ciddi farkları olduğuna değinerek, “ÇED süreci işletilmeden bir yapılaşma, bir ihale ve bir taşeronluk süreci başlatılacak. Bu yasanın özü de tam olarak bu. Özel olarak getirilen başka bir düzenleme ise adrese teslim maddelerle zeytinliklerin kömür madenciliğine açılmasıdır. Elektrik üretimine yönelik madencilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek zeytinlik alanlarında maden izinleri verilecek. Maden Kanunu'na eklenmesi öngörülen madde ile zeytinciliğin ıslahı ve yabanileşmiş alanların değerlendirilmesi hakkındaki 3573 sayılı yasa delinerek, zeytin ağaçları da hedef alınıyor. Bu açıkça yasalara aykırıdır” dedi. 

VEKİLLER KAYIP

Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu adına konuşan Cevat Aydemir, şehrin vekillerinin kayıp olduğunu aktararak, “Aslında bütün şehirlerin vekilleri kayıp. Aydın’da İstanbul’da Çanakkale’de bütün dostlar sokaktalar ama bizi Ankara’da mecliste temsil eden milletvekilleri kayıp. Biz Eskişehir’den muhalefetin bütün vekillerine seslenmek istiyoruz. Bu yasa geçmesin diye ne gerekirse yapmaları lazım. Meclisten çıkmamak ya da mecliste girmemek gibi bunun farklı yollarını tartışabilirler. Ama bu konu onların konusu artık. Biz sokakta mücadele edeceğiz ama bizim orada sözcümüz, elimiz, ayağımız, kolumuz vekillerdir” diye konuştu.

HADLERİNİ BİLDİRECEĞİZ

Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Başkanı Nazan Aksaray, patronların ülkeyi yönetip mahvetmeye karar verdiğini ifade ederek, “20 yıldır maden yasasında defalarca değişiklik yapıldı. Hem sahada hem de hukuk yoluyla güçlü mücadeleler yürütüldü. İktidar ve sermaye ise bunun kendileri açısından bir tehlike oluşturduğunu fark etti. Görünen o ki şimdi de buna topyekun bir son vermek istiyorlar. Bu nedenle konuşarak, dayanışarak, mücadeleyi büyüterek, gücümüzü artırarak yolumuza devam edeceğiz. Onlara hadlerini mutlaka bildireceğiz” ifadelerini kullandı. 

KONU SİYASET ÜSTÜ

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer, maden konusunun ve bundan sonra gelişecek süreçlerin siyaset üstü olduğunu kaydederek, “Bu meselenin ne bir siyaseti vardır, ne de bir partisi. Burada mevzubahis olan, çocuklarımızdır. Mevzubahis olan, onlara bırakabileceğimiz emanetlerdir. Yarınlarda onların ağaç, su, toprak, deniz ve temiz hava şansları olacak mı; konuşmamız gereken, mücadele etmemiz gereken konu tam da budur” diye konuştu. 

SON NOKTADAYIZ

TEMA Vakfı Kıdemli Savunuculuk Koordinatörü Onur Küçük, kanun tasarısının içinde birçok belirsizlik barındırdığını dile getirerek, “Uzun zamandır madencilik sektörünün, ÇED sürecindeki sorunlardan şikayet ettiğine tanık oluyorduk. Onlar da, ‘İşimiz çok zor, süreçler çok yorucu’ diyordu. Bu teklifin hazırlandığını biliyorduk ama bu kadar hızlı karşımıza çıkarılacağını tahmin etmiyorduk. Şu anda karşımızda doğayla ilgili tüm alanları maden sektörünün kararlarına bırakacak bir yasa tasarısı duruyor. Bu, bize göre artık son noktadır. Eğer bu yasa geçerse, ne yazık ki hem hukuki süreçler hem de toplumsal mücadele birçok noktada eksik ve etkisiz kalacaktır. Bu nedenle bu teklifin bir an önce durdurulması gerekiyor” dedi. 

MÜCADELEMİZ BİR

Sol Parti İl Sözcüsü Özgür Erhun, yasanın bir maden yasası değil bir işgal yasası olduğunu kaydederek,  “Topraklarımızı parsel parsel satan siyasal iktidar, bu uygulamayı Türkiye’nin dört bir yanında sürdürüyor. Yaptıklarıysa bu ülkeyi, bu doğayı peşkeş çeken şirketlerin önündeki ufak tefek engelleri tamamen ortadan kaldırmaktır. Artvin’deki mücadeleyle Eskişehir’deki mücadele; Eskişehir’deki direnişle Kaz Dağları’ndaki direniş; Kaz Dağları’ndakiyle Muğla’daki direniş bir bütündür. Hepimizin derdi ortaktır” ifadelerini kullandı. 

TEKELLERE PEŞKEŞ ÇEKİYORLAR

Emek Partisi İl Örgütü adına açıklama yapan Berivan Özkara, iktidarın gölgesini satamadığı ağacı kestiğini ifade ederek, “Bugün kar elde edemediği her alana dokunmaya çalışıyorlar. Sokak hayvanlarının katledilmesiyle, ülkemizin dört bir yanında yaşanan doğa katliamlarıyla ve uluslararası tekellere kaynaklarımızın peşkeş çekilmesiyle iktidar kendi yasal hazırlıklarını başlatmış durumda. Bu yasa teklifi de bu hazırlıkların bir ayağı” diye konuştu. 

KAYNAKLARIMIZ YAĞMALANIYOR

Türkiye Komünist Partisi İl Örgütü adına konuşan Cem Demir, korkunç günlerden geçtiklerini aktararak, “Emperyalistler coğrafyamızı yağmalıyor; petrol ve doğalgaz için savaşlar çıkarıyorlar. Türkiye’de ise sermaye sınıfı ve onun işbirlikçileri, altınlarımızı ve doğal kaynaklarımızı yağmalıyor. Bir yanda dışarıda süren korkunç bir savaş var; ama aynı savaş, farklı biçimlerde bizim coğrafyamızda da devam ediyor. Artık neye şaşıracağımızı bilemiyoruz: Eğitimi mi konuşalım, özelleştirilen sağlık sistemini mi? Hukuktaki adaletsizliği mi, yoksa doğanın nasıl sermayeye teslim edildiğini mi?” dedi. 

DAHA KARARLI OLMALIYIZ

Türkiye İşçi Partisi İl Başkanı Hasan Toprak, doğa ve yaşam için mücadele ettiklerini vurgulayarak, “Ancak gelen bu yasayla birlikte mücadelemiz çok daha kararlı, çok daha kapsamlı olmak zorunda. Çünkü artık yasal yollardan mücadele etme hakkımızı da elimizden tamamen almaya çalışıyorlar. Bu yasa tasarısı bunu çok açık şekilde ortaya koyuyor.Bu nedenle daha fazla birleşmeli, daha fazla direnç göstermeli ve daha geniş kitlelere ulaşarak bu yasanın geçmemesi için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız” ifadelerini kullandı. 

BİRLEŞİRSEK KAZANIRIZ

Forumda görüş bildiren Neşet Palabıyık, “Eğer hava, su ve toprağımız konusunda birleşmezsek, hepsi elimizden gidecek. Dolayısıyla herkes bu konuda sorumluluk almalı, duyarsız kalmamalıdır. Bu mücadeleyi büyütmek zorundayız. Havanın, suyun, toprağın nimetlerinden herkes faydalanıyor”

Ramazan Terzioğlu, “Trabzon’dan Muğla’ya, Muğla’dan Balıkesir’e, Balıkesir’den Eskişehir’e kadar her yerde doğa talan ediliyor. Bu tabloyu açıkça görüyoruz. Artık biraz daha hareketlenmemiz, daha canlı olmamız ve halka daha çok ulaşmamız gerekiyor. Doğayı ve çevreyi korumazsak, yaşanabilir bir sonumuz olmaz” 
 
Kaynak : HABER MERKEZİ
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi