Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın, TBMM’de kabul edilen 10. Yargı Paketi’ne ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu
Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın, TBMM'de kabul edilerek yasalaşan 10. Yargı Paketi'ne ilişkin “Bugün Türkiye'de cezasızlık sorunu kadar, keyfi tutuklamalar, ölçüsüz cezalandırmalar ve siyasi saiklerle yürütülen yargı süreçlerde ciddi sorun teşkil etmektedir” dedi.
Yeni düzenlemeye göre, 2 yıl hapis cezası alan bir kişi, koşullu salıverme süresinin en az onda birini cezaevinde geçirecek. Bu kapsamda 2 yıl ceza alan bir hükümlü en az 36 gün, 1 yıl ceza alan 18 gün, 6 ay ceza alan ise en az 9 gün cezaevinde kalacak. Baro Başkanı Barış Günaydın, TBMM’de kabul edilen 10. Yargı Paketi’yle birlikte Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “cezasızlık algısının önüne geçeceğiz” açıklamasına dikkat çekerek, infaz rejiminde yapılacak her düzenlemenin sadece cezanın uygulanmasını değil, aynı zamanda insan hakları ve eşitlik ilkeleri çerçevesinde ele alınması gerektiğini söyledi. Günaydın ayrıca, yargı süreçlerinde siyasi etki ve keyfi uygulamaların kamu vicdanında farklı bir adaletsizlik algısı yarattığını belirtti.
EŞİTLİKÇİ ŞEKİLDE UYGULANMALI
Ceza ve infaz hukukunun amacının suçu önlemek ve failin adil, orantılı şekilde cezalandırılması olduğunu dile getiren Baro Başkanı Barış Günaydın, “Ancak ‘cezasızlık’ meselesi, çoğu zaman sistemin aksayan yönlerinin popülist biçimde ifade edilmesiyle gündeme gelir. Bugün Türkiye'de cezasızlık sorunu kadar keyfi tutuklamalar, ölçüsüz cezalandırmalar ve siyasi saiklerle yürütülen yargı süreçlerde ciddi sorun teşkil etmektedir. Gazeteciler, avukatlar, siyasetçiler hakkında yürütülen soruşturmalar, infaz sisteminde eşitlikten uzak uygulamalarla birleşince, kamu vicdanında bambaşka bir ‘adaletsizlik’ algısı doğmaktadır. İnfaz rejimi, verilen cezanın nasıl ve ne zaman uygulanacağına dair kuralları belirler. Burada yapılacak her değişiklik, sadece kamuoyunun ‘ceza verilsin’ beklentisini değil, aynı zamanda insan haklarına uygun infaz koşulların, eşitliği, ölçülülüğü ve yeniden topluma kazandırma hedefini de gözetmelidir. Aksi halde cezasızlıkla mücadele ederken yeni adaletsizliklere neden olunabilir.Sayın Adalet Bakanı’nın ‘cezasızlık algısının önüne geçeceğiz’ sözlerini gerçekten evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde bir reform iradesi varsa olumlu bir niyet beyanı olarak görebiliriz. Ancak bu yaklaşım; tutukluluğun istisna olması gerektiği ilkesine bağlı kalmalı, infaz rejimini siyasi ayrım gözetmeden ve eşitlikçi biçimde uygulamalı, Ve tüm süreçlerde hukukun üstünlüğü ile yargı bağımsızlığını esas almalıdır” diye konuştu.
Kaynak : HABER MERKEZİ