Eskişehir alarma geçti: Bu yasa kabul edilemez!

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Eskişehir alarma geçti: Bu yasa kabul edilemez!
A
a

TBMM gündemine gelen yeni Maden Kanunu tasarısı, çevre ve doğa savunucularının sert tepkisini çekti. Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu adına açıklama yapan Avukat Mert Yedek, tasarının çevresel denetim mekanizmalarını devre dışı bırakacağını, arkeolojik ve doğal alanların madenciliğe açılmasının önünü açacağını belirterek toplumsal mücadele çağrısında bulundu.

Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu adına açıklama yapan Avukat Mert Yedek, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine alınan ve çeşitli çevre ile doğa platformlarının tepkisini çeken Maden Kanunu tasarısının, uzun süredir hazırlığı sürdürülen ve şirket talepleri doğrultusunda şekillenen bir düzenleme olduğunu belirtti. Yedek, tasarının kabul edilmesi halinde Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerinin etkisizleşeceğini ve arkeolojik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasının önünün açılacağını ifade ederek, toplumsal kesimlere ortak mücadele çağrısında bulundu.



"Maden projelerinde hükümette istekli"

Maden Kanunu’nun uzun süredir devam eden hazırlık sürecinin bir ürünü olduğunu kaydeden Avukat Mert Yedek, “Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Eskişehir'e geldiğinde de bu konuya değinmişti. Bu süreç; maden ruhsatları, izinler, teşvikler gibi birçok başlıkta ilerletilmek istenen maden projeleri konusunda hükümetin ne kadar istekli olduğunu gösteriyor. Şirketlerin önlerinin açılması konusunda bakanlığa ciddi bir baskısı vardı. Örneğin Alpagut-Atalan Altın ve Gümüş madeni projesiyle ilgili süreçlerde bu baskıyı hissettik. Cengiz Holding tarafından dağıtılan ‘Madenler Milli Mücadelemizdir’ başlıklı broşürler bile, şirketlerin kamuoyu oluşturma çabasını açıkça gösteriyor. Bu da gösteriyor ki, şirketlerin isteği doğrultusunda, madenler konusunda siyasi iradenin net bir yönlendirmesi var ve bu yeni yasa tasarısı da bunun sonucudur” diye konuştu.

ÇED tasfiye mi edilecek?

Yedek, tasarının geçmesi halinde ÇED süreçlerinin büyük ölçüde askıya alınmış olacağına dikkat çekerek, “Şirketler artık ilgili izin ve teşvikler için doğrudan başvuru yapmayacak. Onların adına bu işlemleri yürütecek olan kurum, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG)  olacak. Yani MAPEG, şirketlerin vekili gibi davranarak tüm izinleri toplamakla yetkilendiriliyor. Eskiden şirketler önce planlarını hazırlayıp ilgili kamu kurumlarına başvurur, görüş alır, sonra ÇED sürecine girerdi. Şimdi bu süreç tersine çevriliyor. Artık örneğin ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verilmeyecek ve bunun ilanı yapılmayacak. Kanunun gerekçesinde de açıkça ‘sivil toplum kuruluşları ve mahkemeler ÇED gerekli değildir’ kararını yanlış algılayıp sanki hiçbir değerlendirme yapılmadığından hareketle ‘projeler iptal ediliyor ‘ denilerek bu kararın neden kaldırıldığı ifade ediliyor. Bu, açıkça hukuki denetimin ortadan kaldırılması anlamına geliyor” dedi.

 

Denetim mekanizması tekelleşiyor

“Tasarıyla birlikte su, tarım veya orman izni gibi kurum izinleri MAPEG tarafından alınacak” diyen Avukat Yedek, “Ancak bu kurumlar, ÇED olumlu kararı verildikten sonra çed raporu olmadan verilen izinler gerekçe gösterilerek projeye dair olumsuz görüş veremeyecek. Bu, kurumların etkisizleştirilmesi anlamına geliyor. Ayrıca, bu süreçlere dair maden projeleri işletilmesi anlamında bir engelle karşılaşırsa milli menfaat ve kamu yararı adı altında süper yetkili bir ‘Cumhurbaşkanlığı Kurulu’ oluşturuluyor. Bu kurul, stratejik veya milli menfaat olarak tanımlanan projelerde nihai kararı verecek. Bu  tüm denetim mekanizmalarının ortadan kaldırılarak karar yetkisinin tek elde toplanması demek. Bu tasarıyla birlikte örneğin, maden projeleri sit alanına denk gelirse ve projeye izin verilmezse, devlet şirkete tazminat ödeyecek. Bu da arkeolojik alanların göz ardı edilerek madencilik projelerine açık hale getirilmesi anlamına geliyor. Devletin tazminat ödememek için sit alanlarını bile göz ardı edeceği bir yapı inşa ediliyor” ifadelerini kullandı.

Değişim örgütlü mücadeleyle gelecek 

Yedek, planlamalar doğrultusunda zaman alan izin sürelerinin birkaç ayda tamamlanacak şekilde yasa da düzenlendiğine de vurgu yaparak,“Bu da denetimin, değerlendirme sürecinin, bilimsel ve hukuki analizlerin önemsizleştirildiğini gösteriyor. Bu yasa tasarısıyla beraber ruhsat bedellerinde şirketlere yüzde 30 indirim geliyor ayrıca çevreyle uyum tanımlaması kaldırılarak rehabilitasyon adı altında işletilecek madenin çevreyle uyumu göz ardı edilerek sadece sözde rehabilitasyonu planlanıyor. Biz doğa ve yaşam savunucuları olarak bu yasa tasarısına karşıyız. Umudumuz, hükümetin geri adım atacağına dair değil; mücadele eden halkın ve toplumsal örgütlerin etkisiyle bir değişim yaratabileceğimize dair. Bu yasa geçse bile mücadelemiz bitmez. Hukuki yolları, toplumsal örgütlenmeleri kullanarak bu yasayı tarihin çöplüğüne göndereceğiz” diye konuştu.

TEMA Vakfından vatandaşa çağrı

TEMA Vakfı da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla yasa teklifine tepki göstererek, teklifin toprağı, suyu, zeytinlikleri, ormanları, tarım alanlarını, meraları ve sit alanlarını madenciliğin geri dönüşü olmayan tahribatına açık hale getireceğini belirtti. Özellikle IV. Grup madenlerde kullanılan kimyasal yöntemlerin yarattığı doğa tahribatına dikkat çeken TEMA, tüm vatandaşlara milletvekillerine ulaşma ve teklifin geri çekilmesi için çağrıda bulunarak “Doğa için ses verin” çağrısı yaptı.
 
Kaynak : HABER MERKEZİ
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi