DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Türkiye'nin çok büyük bir ülke olduğunu biliyoruz. Ve böylesine büyük bir ülkenin, yetkinin tek bir elde toplandığı bir yönetim sistemiyle başarılı olamayacağını söylüyoruz” dedi.
Eskişehir’e bir dizi ziyarette bulunan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Etevim Steakhouse’da düzenlenen basın buluşmasında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Ekonomi, hukuk, yerel yönetimler ve gençlerin geçim sıkıntısı gibi birçok konuda iktidarın çözüm üretme kapasitesini yitirdiğini savunan Babacan, Eskişehir’in ulaşım ve imar problemlerine de dikkat çekerek kentin olası bir depreme karşı acilen hazırlık yapması gerektiğini vurguladı.
ZOR BİR DÖNEMDEYİZ
Ülkenin şu anda zor bir dönemden geçtiğini dile getiren Babacan, “Hukuk ve adaletle ilgili sorunlar, ekonomiyle ilgili sorunlar, sağlıkta ve eğitimde yaşanan sorunlar her geçen gün daha da artıyor. Mevcut sorunlara yeni sorunlar ekleniyor. Ancak bu sorunların çözümüne yönelik olarak, hükümetten kayda değer, önemli adımlar göremiyoruz. Çünkü artık ülkeyi yönetme kabiliyetini büyük ölçüde yitirmiş bir iktidar var. Adalet ve hukukla ilgili yaşanan sorunlar, vatandaşlarımızın hem bireysel olarak mağduriyet yaşamasına sebep oluyor hem de hukuki güvenlik ortamı zayıfladığı için ekonomimiz, hak ettiğinin çok altında bir seviyede kalıyor. Ekonomi yönetimindeki dağınıklık ve belirsizlik, bize gösteriyor ki Türkiye’de şu anda bir ekonomi politikası kalmamış durumda. Sonuç ise yaygın yoksulluk, giderek bozulan gelir dağılımı ve temel gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamayan emeklilerimiz, asgari ücretlilerimizdir” diye konuştu.
YOL YATIRIMI ŞART
Babacan Eskişehir’in imar ve ulaşımla ilgili sıkıntıları olduğuna değinerek, “Bir yandan gerekli yatırımların yapılmaması özellikle çevre yolu ve Eskişehir’i Afyon’a bağlayan yollar başta olmak üzere şehir içi ulaşımı zorlaştırıyor, şehirler arası ulaşımda ise kazalara, hatta ölümlü kazalara neden oluyor. Eskişehir'e yol yatırımı şart. Yine bazı semtlerde imar açısından ciddi problemler yaşandığını görüyoruz. Eskişehir’in bir deprem bölgesinde yer aldığını ve zeminin de bu açıdan çok elverişli olmadığını düşündüğümüzde, olası bir depreme karşı bir an önce hazırlık yapılması gerektiği açık. Başta yerinde dönüşüm modeli olmak üzere, bölgesel projelerle depreme dayanıklı yapıların hızla inşa edilmesi gerekiyor. Bugün Eskişehir’de yaşayan bir üniversite öğrencisinin, sadece 3 bin liralık bir burs ya da krediyle geçinmesi mümkün değil. 3 bin lira demek, günde bir bardak çay parası demek. Düşünün ki, devletin bir üniversite öğrencisine dört yıl boyunca reva gördüğü destek bu” dedi.
SORUNLAR YERELE İNDİRMELİ
2018’den beri Türkiye’de uygulanan başkanlık sisteminin pek çok sorunun çözülemediği ve var olan sorunların üzerine yeni sorunların eklendiği bir dönemi beraberinde getirdiğini vurgulayan Babacan, “Biz, öncelikle Türkiye'nin çok büyük bir ülke olduğunu biliyoruz. Ve böylesine büyük bir ülkenin, yetkinin tek bir elde toplandığı bir yönetim sistemiyle başarılı olamayacağını söylüyoruz. Türkiye'de yönetme yetkisinin prensip olarak üst kademelerden alt kademelere doğru devredilmesi lazım. Aynı zamanda bu yetkinin, merkezden yerele doğru aktarılması gerekiyor. Çünkü yerel, sorunları çok daha hızlı görür, daha iyi teşhis eder ve kendi içinde daha hızlı çözüm üretir. Her şeyi merkezden beklerseniz, koskoca ülke kilitlenip kalır. Kaldı ki bunu çok acı ve büyük bir bedelle, 6 Şubat depremlerinde yaşadık. Bu kadar merkeze odaklı bir hükümet yapısı, tek noktadan karar alan bir devlet sistemi, o büyük depremin ilk sekiz saatinde, ilk yetmiş iki saatinde ülkenin kilitlenmesine neden oldu. Hiçbir şey yapılamadı. Bir yanda iş makineleri park yerlerinde bekledi, diğer yanda insanlar enkaz altında son nefesini verdi” dedi.
PARTİ AYIRT ETMEDİK
Bakanlığı döneminde Cumhuriyet Hazinesi ile belediyeler arasındaki ilişkiyi açık, şeffaf ve adil yönettiklerine işaret eden Babacan, “Hiçbir belediyeye ayrıcalık tanımadık. Bazı AK Partili belediye başkanlarıyla bu yüzden sorunlar yaşadık. Bana gelip ‘Siz bizim bakanımızsınız ama bize ayrıcalık tanımıyorsunuz’ dediklerinde şunu söyledim: ‘Ben bir partinin değil, devletin hazinesini yönetiyorum.’ Bu yüzden tüm belediyelere eşit, adil ve şeffaf davranmak zorundayız.Gerçekten yazık oluyor. Bazı belediye başkanlarının çektiği sıkıntılara bizzat şahidim. İş yapmak istiyorlar, hizmet üretmek istiyorlar ama bir bakanlık ilgilenmiyor, bir diğeri izin vermiyor, ya da başka bir yerden ödeneği kesiliyor. Yani işler yürümüyor. Mesela belediyelerin eski borçları var. Bu borçlar yeni mi? Hayır. Size somut örnek vereyim: Biz geçmişte iki kez, büyük krizlerden sonra tüm belediyelerin borçlarını yeniden yapılandırdık. Borçları Türk Lirası olarak dondurduk, uzun vadeye yaydık. İller Bankası gelirlerinden yapılan kesintileri de aylık belirli oranlarla sınırladık. Yaz aylarında bu kesintileri durdurduk çünkü yaz ayları yatırım dönemidir. Kesinti olursa yatırım yapılamaz dedik. Hiçbir partiyi ayırmadık. AK Partili ya da CHP’li olsun fark etmez, tüm belediyeler aynı şartlara tabi oldu” diye konuştu.
HUKUKLA DERTLERİ YOK
İktidarın görevde olduğu sürece; yani ülkede hukuksuzluk, adaletsizlik devam ettiği sürece ülke ekonomisinin düzelmesinin mümkün olmadığını da vurgulayan Genel Başkan Babacan, şunları söyledi: “Üzülerek söylüyorum. Bu ülkenin uzun yıllar ekonomisini yönetmiş bir insan ve bir vatandaş olarak söylüyorum: işler kötüye gitmeye devam edecek. Türkiye’de bir iyileşme başlaması için önce daha kötüyü görmemiz gerekecek. Çünkü bu ülkeyi yönetenlerin hukukla, adaletle bir derdi yok. Şeffaflıkla da bir ilgileri yok. Bunlar olmadan da ekonomi düzelmez. Eskiden Merkez Bankası döviz alım-satımını şeffaf şekilde yapardı. Ama damadın ekonomi bakanı olduğu dönemden itibaren bu rakamlar gizlenmeye başlandı. Bu iktidar görevde olduğu sürece bu iş olmaz. Ancak işi bilen, dürüst ve ehil kadrolar, adaleti ve hukuku önceleyen kadrolar göreve gelirse işler hızla toparlanır. Bakın biz bir ayda kurumları ayağa kaldırırız. Altı ayda vatandaş bir nefes alır. En geç iki yılda enflasyonu tek haneye indiririz ve orada tutarız. Bunu daha önce yaptık, yine yaparız” ifadelerini kullandı.