Vakıf Üniversitelerinde ciddi artış yaşanıyor

CHP Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kapatılan vakıf üniversitelerinin çalışanları hakkında verdiği soru önergesine “şaka gibi yanıt” geldiğini ifade etti.

Usluer, AKP hükümetlerinden önce var olan vakıf üniversiteleri sayısının 24 olduğunu, 2002’den sonra vakıf üniversitelerinde ciddi bir artış yaşanmaya başladığını söyledi.

Gaye Usluer, kendisinin soru önergesine şöyle yanıt verildiğini kaydetti:

“Vakıf Yükseköğretim Kurumlarında istihdam edilen akademik ve idari personele ilişkin yetki ve sorumluluğun Vakıf Yükseköğretim Kurumları Mütevelli Heyetinde olduğu dolayısıyla Kurullarınca özel bir işlem tesis edilmediği belirtilmektedir.”

 “Bizler AKP iktidarı zamanında açılan vakıf üniversitelerinin birçoğunun cemaatlerin güdümünde olduğunu ve bunun zamanla kontrol edilemez bir hal alacağını ön görmüş ve uyarmıştık” diyen CHP Milletvekili ve PM Üyesi Gaye Usluer daha sonra şunları söyledi:

“Bir ülkenin eğitimini bir cemaate teslim ederseniz ülkeyi de ona teslim etmiş olursunuz demiştik ve üzülerek söylüyorum ki haklı çıktık. Şimdi bu güne gelirsek; 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 15 tane vakıf üniversitesi kapatıldı. PDY operasyonları kapsamında kapatılan bu üniversitelerin öğretim elemanları ve geri kalan personelinin akıbeti hakkında MEB’e bir soru önergesi verdik. Dedik ki; terör örgütüyle bağlantısı olan kim varsa tespit edilsin ve cezasını çeksin fakat bu örgütle hiçbir bağlantısı olmayan, sadece yaşamını idame ettirmek için o kurumlarda çalışan vatandaşlarımız için bir düzenleme yapılacak mı? Bu insanların istihdamı için bir planınız var? Sonuçta darbe ile ilgisi olmayan binlerce insanı açlığa mahkum edecek değiller diye düşündük. Koskoca devlet kendi vatandaşına bunu yapmaz dedik. Biz bunu sorarken daha önce verdiğimiz kanun teklifi sayesinde açılan iki üniversiteye bu mağdur personeli yerleştirilirler düşüncesini taşıyorduk, fakat gördük ki oralara da kendileri başka kadrolar yerleştirmişler. Benim verdiğim soru önergesine verilen cevap o kadar tuhaf ki, şaka gibi, insanı yaşadığı ortama yabancılaştırıyorlar. Soru önergesi bir anlamda hükümeti yönlendiren bir özellik de taşır. Biz o soruları laf olsun diye sormuyoruz”