Bu şehir böyledir Hocam!

“Ego, Kibir, Eskişehir” diye başlık atmıştım dün köşe yazıma. Sevgili Şinasi Kula da “Kibir bu kentte barınamazdı bir zaman”  diye başlık atmış yazısına. Birbirinden habersiz aynı iklime farklı açılardan taş atmışız meğer.
Şinasi Kula geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz “Bülent Kayabaş” üzerinden tüme varım yapmış. Eskişehir’in kendi değerlerine, kendi isimlerine vermediği değeri, vefasızlığı, yok sayışını dillendirmiş.  “Kaç kişi tanıyordu, kaç kişi biliyordu Bülent Kayabaş’ın Eskişehir’li olduğunu?” diye sormuş.
Ne yazık ki bu şehir böyledir Hocam, Bu şehir kendi bağrına hançer saplayan, kibirli bir coğrafyadır. Komşusuna yetenekli diye bozulan, mesai arkadaşını seviliyor diye kıskanan, yakın isimlere aman başkası yanaşmasın diye kendini dalkavukluk için siper eden yüzlerce suretin esaretindedir.
Bülent Kayabaş ile başlayan ve yanına eklenecek onlarca ismin Eskişehir’li olduğunu bilmeyiz o yüzden. Bildiklerimiz bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır. Niteliklidir, üretkendir, Türkiye hakkını vermiştir ama bizim şehir sadece bizden olduğu için normalde alkışlayacağı insanı bazen küfre boğar.
Son 20 senedir kaybolan samimiyeti, muhabbeti, gittikçe gruplaşan ve adında aşkı öldürenlerin Eskişehir’e yaptıklarının faturasını yine onlar ödeyecek. Tepe üstü yine onlar düşecek, dilsiz şeytan onlara da uğrayacak, bekleyip bekleyip onlar da isyan edecekler kendi vesile oldukları düzene. Öyle ya da böyle şampiyonuz
Şehir bayraklarla donatılmaya başlanmış. Stadyum damat evi gibi süslenmiş, koreografiler için günlerdir gece gündüz uğraşılmış ve sinerji daha da üst düzey olsun diye 65 ruhu organizasyonu düzenlenmiş. Şehir dışından, içinden bu formaya emek verenler, terletenler 26 AC 910 plakalı efsane otobüsle stadyuma gelmişler. Her şey lehimize, her şey avantaj…
Ancak Eskişehirspor futbolcuları öyle bir 90 dakikaya başladı ki, maç sonunda 1 puana şükür dedik. Açıkçası böylesi üst düzey futbolcu dediğimiz isimlerin vasatın altındaki performansı bizi şaşırttı, üzdü. Daha çok mücadele, daha fazla hırs, daha fazla ter istemek hakkımızdı diye düşünüyorum.
Neyse ki kaybedilmiş bir hedef yok. Rakipler puan kaybetti ve kaybetmeye de devam edecek ancak biz kredimizi biraz tükettik çocuklar. Ne yapın, edin ve şu son 5 maçtan en az 4 galibiyet çıkarın. Ne yapın, edin ve bizi Süper Lig’e direkt çıkartın.
Sadece biz değil, sizlerin de geleceği, kalitenizden, klasınızdan beklentilerin karşılığı olacak bu şampiyonluk.
Biz inanıyoruz, şüphe etmiyoruz, korkmuyoruz ama sizden de bu inanca daha iyi karşılık vermesini bekliyoruz. Bu yüzden Cuma günü bu maçı telafi edin lütfen, bizi kardiyoloji servislerine mahkum etmeyin emi.