Eskişehirliler direnecek!

Eskişehir haberleri

Kaymaz’da inşaatına başlanana ikinci siyanürlü atık barajına karşı Kaymaz’da basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına CHP Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy, Eskişehir Barosu Başkanı Mustafa Elagöz, Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Mehmet Akif Aladağ, Eskişehir Çevre Derneği Başkanı Sadık Yurtman ile KESK, DİSK ve TMMOB’a bağlı odaların temsilcileri katıldı.



BİTKİ TÜRLERİ YOK OLACAK
“Siyanürün Kaymaz Barajı`na ulaşarak içme ve sulama suyuna karışmasıyla bölgedeki tarım ve toplum sağlığını riske atmaya devam edecektir” diyen TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Neşet Aykanat, “Yerel halkın geçimini sağladığı tarım, hayvancılık ve mera alanlarının nasıl gerilediği, yok olduğu ve nereye geldiği ortadadır. Ağır metaller ve siyanürün, toprağa, suya, havaya geçerek insan yaşamını ve doğayı yok ettiğidir. İşletme çevresinde yaşayan yüzlerce insanın, yıllardır başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklarla mücadele ettiği açıktır. Kaymaz yöresine özgü ve dünya mirasına kayıtlı korunması gereken 13 çeşit endemik bitki türünün yok edilmesine asla izin verilmemelidir. Doğamızın katledilmesine, madenlerimizin yağmalanmasına, doğal hayatın ve insan yaşamının hiçe sayılmasına asla izin vermeyeceğiz” dedi.

ESKİŞEHİRLİLER DİRENECEK
Rant uğruna çevreye zarar verildiğini belirten Milletvekili Jale Nur Süllü, “Yeter artık demek için buradayız. Bugün burada çevre talanına, yürütmenin artık çevreyi delik deşik etmesine doğal kaynaklarımızı böylesine heba etmesine dur demek için buradayız. Türkiye’nin her yerini delik deşik ediyorlar. Çevreyi yaşanılmaz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Rant uğruna yapıyorlar. Madenlerimizi, çevredeki değerlerimizi uluslararası firmalara peşkeş çekerek ülkeyi artık yer üstü kaynaklarını bitirdiler yer altı kaynaklarına göz diktiler. Biz Eskişehirliler buna direneceğiz. Yeter artık çevreme dokunma. Yeter artık sağlığıma zarar verme” diye konuştu.



 KAYMAZ’IN SESİ OLACAĞIZ
Kardeşçe, omuz omuza Kaymaz’ın sesi olunması gerektiğini ifade eden Utku Çakırözer, “Biz Eskişehirliler çevreye olan sevgimizi Alpu’da verdiğimiz mücadele ile gösterdik. Sadece Alpu’da değil, Kaz Dağlarında, Kütahya’da Türkiye’nin neresinde olursa olsun insana, doğaya, hayvana, havaya, suya, toprağa zarar verecek girişime karşı Eskişehir’den sesimizi yükselttik. Bugün de Kaymaz’dayız. Devlet eliyle Eskişehir zehirlemek isteniyor. Alpu’da yapılmak istenen buydu. Şimdi Kaymaz’da bir kez daha yapılmak istenen bu. Devletin elindeki maden şirketi birinci siyanürlü barajı doldurmuş, ikincisini 40 hektar alana 1 milyon 775 bin metreküp hacimli bir yeni siyanür barajı yapmak için yola çıkmış. Hem de sizler bizler ağzımızda maskelerle dışarı çıkamazken. Hiç kimse itiraz etmedi deniyor. Ama kocaman yalan. Yüzlerce dilekçe var ve görmezden gelindi. ÇED raporu da süratle onaylandı. Hemen de inşaat başladı. Madenlere, madenciliğe karşı değiliz. Biz çevreyle dost olan madencilikten yanayız. Kardeşçe omuz omuza Kaymaz’ın sesi olacağız” şeklinde konuştu.

ENGELLEYECEĞİZ
Siyanür barajının mutlaka engellenmesi gerektiğine dikkat çeken Ahmet Ataç, “Türkiye’yi bugün gezdiğinizde her yer delik deşik. Yer üstünü bıraktılar yer altında geziyorlar. Siyanür barajı kabul edilebilir bir şey değil. Bunu durdurmalıyız. İnsana, hayvancılığa, tarıma zarar veren kimyasal madde. İnanın burada yaşam sonlanır. Çocuklarımız, torunlarımız, büyüklerimiz çok kıymetli. Kaymaz halkı bizlere destek vermeli. Bunun sonlandırılması için elimizden geleni yapacağız. Bu ekip termik santrali nasıl engellediyse bunu da engelleyecek” ifadelerini kullandı.

TEHLİKELİ BİR UYGULAMA
Siyanürün insan sağlığına olan zararlarından söz eden Kazım Kurt, “Dünya tarihinde yüzyıllardır insan zehirlemek için kullanılan maden siyanür. Bu Kaymaz’da depolanıyor. Uzun vadeli bir yaşam içerisinde bunun hepimize zararı olacak. Karşı durmalıyız. Mücadelemizi sürdürüyoruz. Sizlerin de bize destek olması zorunluluktur. Gelecek nesillere karşı en büyük görevimizdir. Bu siyanür havuzunun Kaymaz’ın yerleşim alanı içinde yapılması çok yanlıştır. Devleti yönetenler insan sağlığını hiçe sayarak bu tür tehlikeli uygulamaları sürdürmeye devam ettirmektedirler. Bu siyanür havuzunun hiç kimseye hayrı dokunmaz. Bundan vazgeçilmelidir” dedi.

ESKİŞEHİR BAROSU TAKİPÇİSİ
Eskişehir Barosu’nun sürecin hukuksal açıdan takipçisi olduğunu vurgulayan Mustafa Elagöz, “Eskişehir Barosu sürecin başından beri takipçisidir. Devleti yönetenlere buradan sesleniyorum. Kendilerini hukuka uygun davranmaya davet ediyorum. Yargı süreci başlamıştır bununla ilgili. Pandemi süreci nedeniyle insanların can derdinde olduğu bir dönemde bu konu maalesef ikinci planda kaldı. Tüm halkımızın bu konuyla ilgili gerekli hassasiyeti göstermesini bekliyoruz. Demokratik haklarımızı kullanarak Kaymaz halkına herkes destek olmalıdır. Devletimiz yurttaşımın yaşam hakkına saygılı olmalıdır” diye konuştu.

 HEPİMİZİ ZEHİRLEYECEK
Mücadele etmenin önemine değinen Nuray Akçasoy, “Mücadeleler kazanılabilir. Baştan sesimizi çıkarmazsak, baştan vermiş oluruz. Sizlerle bizler yan yana olacağız. Hukuksal mücadelemiz başladı. Burada Kaymazlıların da dik durması lazım. İstiyorum ki burada üretim olsun. Sizin kıymetli ürünleriniz kooperatifler aracılığıyla satılsın. Suyunuz, toprağınız kirlenince ürünlerinizi kim alacak? Çok değil beş yıl sonra bu siyanür hepimizi zehirleyecek. Bu mücadeleyi birlikte yan yana verelim. Mücadeleye devam. Havamız, suyumuz kıymetlidir” şeklinde konuştu.

Bahçelerindeki ağaçların ve ektikleri sebzelerin hep kuruduğunu anlatan Kaymaz halkı, siyanürün hem doğaya hem insan sağlığına zarar verdiğini, mahallede kanserden ölenlerin sayısının arttığını ifade etti.

KİMSE SESİNİ ÇIKARMIYOR
AYHAN ÖZÇERİ: “Zamanında bunlara taviz vermişiz. Şimdi bunlar her şeyi yapar. Halk bunlara taviz verince, üç beş kişi çocuğunu işe sokmak için bu şekilde oldu. Bunlar bizi yerleşim yerinden de atacak. Buralar atıl durumda. 60 km civarında meyvelere, ağaçlara zararı var. Devlet vatandaşını düşünmüyor. Ama kimse sesini çıkarmıyor.”


SAĞLIĞA, AĞAÇLARA ZARARLI
BEKİR GEYİK: “Yapılmasını istemiyoruz. Zararlı olduğu için siyanürlü baraj istemiyoruz. İnsanlar farkında değil herhalde. Farkında olsa istemezler. Sağlığa, ağaçlara zararlı. Hepimiz bunu biliyoruz. Ben yapılmasını istemiyorum.”


ÖLEN HERKES KANSER
ÖMER TOPUZ: “Kaymağını başkası yiyor, biz de hastalığını çekiyoruz. Biz istemiyoruz. Kesinlikle olmasın. Siyanür hep ağaçlarımızı kurttu. Kaymaz’da ölen herkes kanser. Hiç vadesiyle ölen yok. Hep kanser diyorlar. İnsanlar da kurudu ağaçlar da kurudu. İstemiyoruz. Ağaçlarımız kuruyor hep. Çiftçiyim ben. Meyveler olmuyor.”


BENİM HİÇ RIZAM YOK
FETTAH TÜRKÖLMEZ: “Benim hiç razım yok ama yapacaklar. Almışlar ÇED raporunu. Nasıl olacak bilmiyoruz. Köyün dibine dayadılar. Öte yanda daha büyük yerler vardı. Oralara yapsalardı. Bizim için zararlı. Kavaklar, zerdali dalları kurudu hep. Benim de bahçem kurudu. Karşı çıktık olmasın diye ama kimse bizi dinlemiyor.”


SİYANÜR ÇOK ZARARLI
MUAMMER TÜRKÖLMEZ: “Ben açıkça karşıyım ama devlet ne derse o olur. Parmağı doğrulttu mu yaparlar. Bize zararları var. Ağaçlar, meyveler hep kuruyor. Sebzeler hep kuruyor. Hastalık yapıyor. Bu zamana kadar olmazdı. Demek ki var zararı siyanürün. Evin önündeki kirazlar kuru. Başka yere yapsın ama köyün bu kadar yakınına yapmasın. Yoksa devletin madenine karşı değiliz.”