Eskişehir Tepebaşı Belediyesinde sınır aşıldı

Kaynarca, geçtiğimiz günlerde Tepebaşı Belediyesi’nin yasal olarak borçlanmanın üzerine çıktığını ve suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etmişti. Bunun üzerine konuşan Kaynarca, “Beni tanıyanlar bilirler ki en başında da ifade etmiştim zaten göreve geldiğimde ben muhalefet olsun diye bir şey söylemeyeceğim ve yapıcı olacağım. Öncelikle bu işin çözülmesine bakacağım. Derdimiz üzüm yemek demiştim. Bu çerçevede değerlendirilmesini istiyorum. Bu muhalefet olsun borç çok yükseldi denilecek bir şey değil. Karşılığında da her belediye zaten borçlanıyor ne olacak borç yiğidin kamçısıdır denilecek çerçevede değerlendirilmesini istemiyorum. Sebepleri var çünkü. Her belediyenin borçlanma yetkisi var. Bu CHPli, MHPli, AKPli, HDPli, TKPli belediye diye ayrılmıyor. Bütün belediyelerin kendi bütçelerine oranla borçlanma sınırları var. Büyükşehirlerde standartlar farklı, bu kanunlarla belirlenmiş” dedi.

Yaklaşık 260 milyon bütçe önerildi
 “Bizim belediyemizde borçlanma sınırı aşıldı” diyen Kaynarca, “Bazı belediyeleri örnek gösteriyorlar. AK Partili belediyelerin borcu daha fazla. Bu orana bakılmıyor. Bu gerçekleşmiş. Bütçenin aşılmasıyla alakalı. Daha fazla borcu olan bir belediye, büyükşehirleri örnek gösteriyorlar genelde, bütçesi ona müsaittir. Borçlanma sınırı vardır elinde, devam eder. Sayın başkanın söylediklerini dikkatle okudum. Şuan yasal sınırın epey üzerinde. 60 milyon daha borçlanma istedi bunun üzerine. Hali hazırda aşılmış bir oran var. Yaklaşık 141 milyon gerçekleşmiş bütçe var. Borçlanmayı da arttırabilmek, yeni borç alabilmek için gerçekleşmesi mümkün olmayan bir bütçe önerildi. 260 milyon civarında bir bütçe önerildi ki onun yıllık yüzde onu civarında borçlanma gerçekleşsin diye. Başkanın belirttiği konu bu.  Biz bundan bahsetmiyoruz. Biz bunun total borçlanmasından bahsediyoruz. Toplam borç stokundan bahsediyoruz” şeklinde konuştu.

Bu 60 milyon nereye gidecek?
Borç stokunun iki tane büyük sıkıntısı olduğunu vurgulayan Kaynarca, “Ben bu suç duyurusunu AK Partili, CHPli, MHPli, siyasete ilgi duymayan, oy veren vermeyen, Ahmet Ataç’ı seven herkes için, onların hakkını da korumak için suç duyurusunda bulunup denetim görevini yerine getirmeye çalışıyorum. Burada normal bir prosedür sürse ve bu hızlı borçlanma olmasa mesela geçen yıl beş milyondan altı milyona çıkmıştı faiz. Hani tolere edilebilir. Şimdi birden yüzde yüz artarak on bir milyona çıktı. İlk problem bu. En son gelen 60 milyonluk borç talebi var. Biz sorduk. Dedik ‘bu 60 milyon nereye gidecek?’ Dediler ‘15 milyonuyla ilgili asfalt, kaldırım tamiratı, Tepebaşı’nın eksikleriyle ilgili İller Bankası’ndan tahsisli bir kredi borçlanması’. Hemen kabul ettik. Sebebi şu; bize en fazla şikayet yürünecek yolun kalmadığı, her yerin mayın tarlası gibi köstebek yuvası gibi olduğu, Tepebaşı’nda özellikle kenar mahallelerin tamamında artık Doğudaki ilçelere benzeyen mahallere dönüştüğü ile ilgili çok ciddi şikayetler alıyoruz. Her gün bir mahalledeyiz. O şikayetler giderilebilir belki diye, paranın oraya kullanılmasına işaret ettikleri için hemen kabul ettik. Ama dedik ki ‘geri kalan 45’i ne yapacaksınız?’ Başkan başka bir şey söylüyor, mecliste başka şeyler söyleniyor. Kimisi işçi parasının bir kısmı ödenecek, kimisi yeni yatırım yapılacak diyor. Ama net bir karşılık gösteremiyorlar resmi olarak. Borçlanma olur. Yasal sınırların içinde olması lazım. Ama bunun karşılığında da bir şey yapılır. Gözle görülen, insanların elle tuttuğu, memnun olduğu, mutlu olduğu belediyecilik hizmetleriyle ilgili şeyler yapılır. Biz bunu da göremiyoruz. Böyle bir sıkıntı da var. Borçlanmayla ilgili benim şikayet etmemin ikinci sıkıntısı bu.
Suç duyurusunda bulunacağız

“Suç duyurusuyla ilgili hazırlıklarımız tamamlandı” diyen Kaynarca, “Arkadaşlarımız son halini verecek, gerekli merciye başvuruda bulunacaklar. Suç duyurusundan hemen sonra gerekçeleriyle birlikte bildireceğiz. Borçlanmanın vatandaşı ilgilendiren bir durumu yok, belediye borçlanıyor beni çok ilgilendirmiyor diye bir düşünce de oluşuyor maalesef. 360 bin nüfuslu bir ilçede 360 bin nüfusa ayrı ayrı devlet para gönderiyor ki emaneten bunu Sayın Tepebaşı Belediye Başkanı halka kullansın diye. Siz onu doğru yere kullanmadığınızda biz hepsinin adına bu suç duyurusunu yapmak durumundayız. Buradaki prosedür şu hangi partiden olursa olsun belediyelere aynı oran veriliyor. Dolayısıyla aralarında bir haksızlık yok. Başkanın bence farkına varamadığı şey şu; bazıları büyük bütçeli, haliyle daha fazla borçlanıyor” ifadelerini kullandı.

Üç tüp kan ile bir cana hayat vereceksiniz
Tepebaşı Akademi’nin yapmış olduğu kök hücre projesinden de bahseden Kaynarca şunları söyledi: Biz bir çok şeyle sokaklarda gezerken karşılaşıyoruz. Bizim Şirintepe Teşkilatımızda bir hanımefendinin dikkatini çekiyor. Betül diye bir kızımız var. Bir rahatsızlığının kök hücre tedavisi ile geçmesi bekleniyor. Bir arayış içindeler, zamanları kısıtlı. Onu vesile kılarak, oradan yola çıkarak, aslında hepimizin farkında olduğu ama başımıza geldiğinde ancak anlayabileceğimiz bir farkındalığa, sosyal yaraya parmak basmak istedik. Aslında çok basit. Üç tüp kan veriyorsunuz. Kızılay ve Türkök bunun başını çekiyor. Sizinle eşleşen bir hasta olduğunda ona donör oluyorsunuz. Kanınız tutarsa hayatınızdan beş günü veriyorsunuz. Bir ameliyat değil, bir nakil değil, kan veriyorsunuz. Kan bir araçtan geçerek kök hücreyi orada diğer arkadaşın şifası için kullanabiliyorlar. Biz Tepebaşı’nda AK Parti olarak 38 bin civarında üyeye sahip bir teşkilatız. Onun dışında Tepebaşı Akademi’nin ulaştığı binlerce insan var. Bunları bir araya getirerek böyle bir sosyal çalışmada destek olabilmek amacıyla bu projeyi başlattık. Ben Eskişehirlilere çağrıda bulunmak istiyorum. Lütfen bu kampanyaya kulak verin ve belki sizin üç tüp kan 10 dakikanızı alacak, ardından beş gününüzü vererek bir cana hayat vereceksiniz.