Komplo teorileriyle siyaset yapmayın

AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak, ne zamandır devam eden AK Parti – CHP kamplaşmasını bir köşeye bırakarak, Eskişehir’e yeni yatırımlar gelmesini sağlıyor. Kendisinin bu konudaki iyi niyetli çalışmalarını defalarca alkışladık. Sayın Albayrak’a bildiği yolda ilerlemesini tavsiye ediyorum. 
Tabii siyasette kamplaşma, hiçbir şey yapmadan oy almanızı sağlayabiliyor. Mesela Albayrak, “Eskişehir’e stat yaptık” dediği zaman, sosyal medyada hemen altına yorumlar yapıştırılıyor: “Kendi paranızla mı yaptınız? Milletin parasıyla yaptınız” diye. Buna karşılık bir CHP’li çıkıp, “Eskişehir’e tramvay getirdik” dediği zaman, AK Partililer de aynı şeyleri söylüyor, “Babanızın parasıyla mı yaptınız?” diye.
Elbette bütün yatırımlar milletin parasıyla yapılır. Ama o yatırımı yapan politikacılara da bir teşekkürü çok görmemeliyiz.
Özetlemek gerekirse eğer ki AK Partiliyseniz, “Bunlar CeHaPe zihniyeti, bunlar din düşmanı” dediğiniz zaman arkanızdan bazı fanatikler, sorgusuz – sualsiz sizi takip edebiliyor. Yine “AKePe’liler keselerini dolduruyor” dediğiniz zaman, buna inanacak birilerini çok kolay bulabilirsiniz. 
Yani hiçbir şey bilmiyorsanız karşı tarafa sallarsınız ve sizi destekleyen bir fanatik grup bulursunuz.
Muhtemelen AK Parti içerisindeki fanatik bazı çevreler Gürhan Albayrak’a, “Sen bizim düşmanımızın belediyelerine nasıl kolaylıklar sağlarsın?” diye çıkışıyorlardır. Ve yine muhtemelen Gürhan Albayrak da bu çevreleri karşısına almamak için, arada sırada CHP’li belediyelere saldırmak zorunda kalıyordur.
Son olarak Albayrak ES TV ekranlarında yayınlanan “Eskişehir’in Nabzı” programına katıldı ve gazeteciler Tarkan Demir, Murat Taşkın, Ali Baş ve Hakkı Sağlam’ın sorularını yanıtladı. Bu programda Albayrak belediyelerin bazı uygulamalarını da eleştirdi.
Sayın Albayrak’ın CHP’li belediyeleri eleştirmek elbette işi. Albayrak’ın CHP’li belediyeleri eleştirmesinin Eskişehir’e zararı değil faydası olur. Ancak eleştirileri “Büyükşehir Belediyesi’nin önünde aslan heykeli var; demek bunlar gizli bir örgüt. Tepebaşı Belediyesi’nde İlluminatinin gözü var” seviyesine indirirseniz, işin şekli değişir.
Açıkçası böyle çıkışlar sizin ciddiyetinizi yerle bir eder. Siyasetçiler abuk – sabuk komplo teorilerinin peşinden gitmesinler. Muhalefeti de kendilerine yakışır ciddiyette yapsınlar. Eskişehir’e bu tarz politikacılar yaraşır.

İşte benim Valim

İçişleri Bakanlığı, Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu'nun görevinden alınarak bakanlık emrine alındığını duyurdu.
Halk TV'nin haberine göre Tekbıyıkoğlu, 17 Mayıs'ta şehirde PKK üyeleri Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun'u anmak için yapılacak bir toplantıya Ankara'nın talimatıyla izin vermek zorunda kalınca görev değişimi istedi.
Aslını ararsanız olay o kadar önemli ki, basının bu konuyu gündeme almamasını manidar olarak değerlendirmek lazım. Terör örgütünün sözde kurucularından olan iki bebek katili için, terör yandaşları bir anma programı düzenlemek istiyor. Devletin Valisi de – doğal olarak – buna izin vermiyor. Ancak yeni açılım – saçılım sürecimiz icabı Ankara’dan gelen bir telefonla PKK propagandasının yapılmasına izin veriliyor. Bunun üzerine devletin valisi yaşanan gelişmeleri onuruna yediremiyor ve “Beni Ankara’ya alın” diyor.
Sonuç olarak devletin valisi kızağa çekiliyor, terör uzantıları ise ulu orta gösteri yapıyor.
Bu mudur sizin açılımınız? Bu mudur “Terörsüz Türkiye” hedefiniz? Farkında değil misiniz süreç “Terörsüz Türkiye” süreci değil, “Devletin güçsüz olduğu Türkiye” sürecine doğru ilerliyor.

Kaan’ın motoru Eskişehir’e emanet

Türkiye’nin havacılık konusundaki en iddialı projesi olan Milli Muharip Uçak konusunda önemli gelişmeler yaşanıyor. Bunlardan birisi de Kaan adı verilen uçaktaki motorların Türkiye’de üretilmesi. Bu konuda Eskişehir’de bulunan TEİ’nin bir proje başlattığını duyduk.
TEİ’nin geliştirdiği motor 160 Kilo Newton kudretinde tam bir canavar olacak. Üstelik bu motorun art yanıcılarını çalıştırmadan sesten hızlı uçabileceği ve etrafa fazla ısı yaymadığı için kızıl ötesi kameralarca kolay kolay tespit edilemeyeceği konuşuluyor. Dünya üzerinde bu tarz bir motordan sadece iki tane olduğu da uzmanlar tarafından dile getiriliyor.
Elbette söz konusu motor hemen yarın üretilecek değil. Ne zaman üretileceğine ilişkin bir takvim de açıklanmadı. Ancak TEİ Genel Müdürü Profesör Mahmut Akşit, herkesin beklentisinden daha kısa bir süre içerisinde bu motorun üretileceğini söyledi. Sayın Akşit’in şimdiye kadar kamuoyuna pek çok açıklamaları oldu. Verdiği sözlerde hiçbir isabetsizliğe de rastlamadık. Dolayısıyla Akşit’e ve çalışma arkadaşlarına güveniyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Biz Balkan Savaşı’nı böyle kaybettik

İktidar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a TSK, jandarma ve sahil güvenlikte teğmen ve albay rütbesindeki askerleri ihraç etme yetkisi verilmesini öngören düzenlemeleri Meclis’te görüşülen torba yasadan çıkardı. Ancak Erdoğan’a subayların rütbe bekleme ve terfi süreleriyle ilgili yetki veren düzenleme komisyonda muhalefetin itirazlarına karşın kabul edildi.
Biz Türkiye’de hep, “Orduya siyaset karışmasın” deriz. Bunu söylerken de ordunun siyasete karışmasının tehlikelerinden bahsederiz. Çünkü tarih bize gösteriyor ki pek çok defa ordu siyasete karışmıştır ve sonuçları kötü olmuştur. 1446 yılında 2’inci Mehmet zamanında ortaya çıkan Buçuktepe İsyanından bu yana ordu sürekli siyasete karışmıştır.
Ancak “Orduya siyaset karışmasın” derken, ordunun siyasete karışmasından daha tehlikeli bir durum olduğunun pek farkında değiliz. O tehlike de siyasetin orduya karışmasıdır.
Biz bu hatayı 20’inci yüzyılın başında yaptık ve koskoca vatan toprağı olan Balkanları orduya siyasetin girmesinden dolayı kaybettik. Tam 1 milyon 500 bin Türk kılıçtan geçirildi. Bir o kadarı da Anadolu’ya hicret etmek zorunda kaldı. Balkan felaketinden ders çıkartmak lazım.
Hükümet başkanının küçük rütbeli subayların tayin ve terfilerini doğrudan belirleyebilmesi, Türk Silahlı Kuvvetlerine siyasetin girmesi tehlikesini yaratacaktır.
Umarız yetkililer bu gerçekleri görürler ve orduya siyasetin girmesini engellerler.