Kamu işçilerine düşük zam tepkisi: Ortak eylem çağrısı

Türk HARB-İŞ Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak, ESTV ekranlarında canlı yayınlanan Günaydın Eskişehir programında gazeteciler Tarkan Demir ve Burcu Bilgiç'in sorularını yanıtladı. Toplu sözleşme yetkisinin TÜRK-İŞ’ten HAK-İŞ’e geçtiğine dikkat çeken Atak şu şekilde konuştu:

“Bugüne kadar Türkiye'de kamu çerçeve protokolü adı altından 6356 sayılı yasada bir ifade vardı. Bu ifadeye istinaden biz kamu çerçeve protokolüne uymak zorundaydık. Geçen yıl 2024 yılında Anayasa Mahkemesi bunu aslında iptal etti. Şimdi bir de ironik olan tarafı bu. Tartışmamız gereken taraf bu. Bir kamu çerçeve protokolü imzalanıyor altında ayrıca görüşmeler yapıyoruz. Örneğin Milli Savunma Bakanlığı ile biz yapıyoruz. İşte Devlet Su İşleri'nde İçişleri Bakanlığı ile Emniyet Müdürlüğü yapıyor. Şimdi burada bizim sözleşmelerimize referans olsun anlamında kamu çerçeve protokolünden teklif edilen zam ısrarla görülmek isteniyor. Burada da yetkili sendika aslında yasal olarak kamu çerçeve protokolünde bir geçerliği kalmamış olmasına rağmen hükümet ve TÜHİS bunu masaya getiriyor ve burada bu teklifi koyuyor. Diyor ki burada bir rakam göreceğiz biz. Kimden göreceksiniz? Hükümetten göreceğiz. İşte gördüğümüz rakam da bu. Burada peki geçmişte geçen döneme kadar yetkili sendika kimdi? Evet TÜRK-İŞ'ti. Maalesef TÜRK-İŞ resmi anlamda bu yetkiyi de kaybetmiş durumda. Ve şu anda HAK-İŞ bu sözleşmelerinin yetkilisidir."

Hükümet Bizi  Yine Yoksulluk Sınırına Yakın Bir yerde Bırakır

Hasan Atak şöyle devam etti; "Türkiye'de mücadeleyi ortaklaştırmak istiyoruz. Dün mesela tabii ki Türk HARB-İŞ Sendikası'nda alınan bir eylem kararı var. Bu eylem kararı nedir? Milli Savunma Bakanlığı'nda yarın biz tüm kurullarımızla Eskişehir ve tüm illerden katılımıyla Ankara'da bir yürüyüş gerçekleştirilecek. Bu yürüyüş Maliye Bakanlığı'nın önüne gidilecek. Bu bizim Eskişehir şubesi olarak baktığımızda yeterli bir eylem türü değil. Ama baştan itibaren hep şunu savunuyoruz. Türk HARB-İŞ Sendikası Genel Merkezi ve TÜRK-İŞ Genel Merkezi'nin ortak Türkiye çapında eylemler yapması gerekiyor. Eğer bu eylemler gerçekleşmezse 600 bin tane kamu işçisinin, yüzde16'lıksam yüzde24'e çıkar, 25'e çıkar ve hükümet yine bizi yoksulluk sınırının altında açlık sınırına yakın bir yerde bırakır.” değerlendirmelerinde bulundu."