Sabahları eşleri tarlaya giderken kamyonlarının camlarını sirkeyle yıkamak zorunda kaldıklarını belirten Hülya Altun, akşam saatlerinde evin dışında çamaşır asamadıklarını söyledi. Asılan çamaşırların geceden sabaha tekrar kirlendiğini söyleyen Altun, “Çatılar bembeyaz oluyor. Akşam bir çamaşır serince onları ertesi gün tekrar yıkamak zorunda kalıyoruz. Ben astım hastasıyım. Hava karardıktan sonra tıkama yapıyor. Çok pis kokular geliyor. Benim midem ve bağırsaklarımda kanser politleri var. Aşağı yukarı 6-7 senedir tedavi görüyorum. Mahallede de çok rahatsızlananlar var. Kimisi tam hastalığını söylemiyor. Akşam olunca hiçbir yerde çamaşır göremezsiniz, herkes toplamaya çalışır. Gece daha çok koku oluyor, bulut gibi çöküyor. Çatılardan da belli oluyor, her yer bembeyaz” şeklinde konuştu.
Bölgede yaşan Serkan Tura ise ağaçlarda yetişen meyvelerin bile tadının değiştiğini belirterek yetkililerden yardım istedi. Mahalle genelinde hastalıkların arttığını da belirten Tura, şu ifadeleri kullandı:
“Çimento fabrikası gece 00.00’dan sonra tozu bırakınca kiremitler, güneş panelleri, ağaçlar ve meyvelerimiz toz oluyor. Burası sis olmuş gibi oluyor, her taraf toz. Evimiz, üstümüzdeki kıyafetler, arabalarımız ve ekinlerimiz kirleniyor. Bununla ilgili çimento fabrikasıyla konuşulmasına rağmen hiçbir önlem alınmıyor. Gündüz toz gözükmediği halde gece buradan çıkan toz kırmızı kiremitleri bembeyaz yapıyor, beton haline getiriyor Yeşil bitkiler yeşillikten çok çimento gibi gözükmeye başladı. Bunlarla ilgili sıkıntılarımız var. Meyvelerimizden tat alamaz olduk. Yetkililerden bu konuyla ilgili çalışma yapmasını istiyoruz. Hastalıklarımız çoğalmaya başladı. Çukurhisar’da herkesin evinde bir hastası var. Yetkililer bu toza nasıl önlem alacak, ne yapmaları gerekiyor bilmiyoruz. Yapacak bir şeyimiz de çalacak kapımız da kalmadı. Sesimizi duysunlar.”
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...