Eskişehir'in deprem gerçeği: 15 bin kişi tehlike altında!

Eskişehir'de Saadet Partisi İl Başkanı ve İnşaat Mühendisi Fesih Bingöl, İstanbul-Silivri açıklarında meydana gelen ve Eskişehir’de de hissedilen en büyüğü 6,2 olan depremlerin ardından değerlendirmelerde bulunarak, Eskişehir’in olası bir depreme hazır olmadığını söyledi. Kentte yaptıkları çalışmalarda yaklaşık 5 bin binanın risk taşıdığını ve bu binalarda 15 bin vatandaşın yaşadığını tespit ettiklerini belirten Bingöl, bu insanlar için acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Bingöl ayrıca, kentsel dönüşüm çalışmalarının yıllardır yetersiz kaldığını ifade ederek, toplanma alanlarının yalnızca tabeladan ibaret olmaktan çıkarılıp altyapısı tamamlanmış işlevsel hale getirilmesi ve Afet Bakanlığı kurulması gerektiğini kaydetti.

HAZIR DEĞİLİZ

Eskişehir’inolası bir depreme hazır olmadığını dile getiren Bingöl, “Eskişehir’de 26 yıldır istenen kentsel dönüşüm yeterince gerçekleştirilemedi. Özellikle 2013 yılında Eskişehir’de üç ayrı bölgede ‘Afet Riski Alan’ ilan edilmişti. O dönemde bazı uygulamalar vardı, ama devam ettirilemedi. Vatandaşın cebinden para çıkmadan, emsal artışı ve kat artışıyla dönüşüm sağlanmalıdır. Eğer bu yapılırsa, o zaman somut bir netice alınabilir. Şu anda Odunpazarı Belediyesi, bu anlamda dört mahallede bizim ifade ettiğimiz modeli uygulamaya başladı. Ancak ben bunu yeterli görmüyorum. İki kat artışı yeterli değildir, mutlaka dört kat yerine beş ya da altı kata çıkılmalıdır” diye konuştu.

ZEMİNLER İYİLEŞTİRİLEBİLİR

Bingöl, kat artışında en önemli noktanın bina ile zemin ilişkisinin doğru kurulması olduğuna dikkat çekerek, “Eskişehir’in birçok bölgesinde zemin sağlam. Örneğin, Odunpazarı, Emek, Ihlamurkent gibi mahallelerde zemin oldukça sağlam. Ancak Fevzi Çakmak Mahallesi gibi bazı yerlerde zemin açısından sıkıntılar olabilir. Bu zeminler de daha düşük maliyetli yöntemlerle bile iyileştirilebilir. Şehir merkezindeki nüfus yoğunluğunu artık taşımak gerekir. Eskişehir, deprem riski altındaki şehirlerden biridir. Yaptığımız çalışmalar kentte 5 bin binanın risk taşıdığını ve bu binalarda yaklaşık 15 bin kişinin yaşadığını gösteriyor. Bu insanlar için acilen önlem alınması gerekiyor” dedi.

SEFERBERLİK BAŞLAMALI

Ülke ve kent genelinde toplanma alanlarıyla ilgili de bir seferberlik başlatılması gerektiğini kaydeden Bingöl, “Bu alanlar sadece kağıt üzerinde bir yer olarak değil, altyapısı tamamen hazırlanmış ve afete hazır alanlar olmalıdır. Öyle ki, deprem anında 2-3 saat içerisinde bu alanlara çadırlar kurulup insanların geçici barınması sağlanabilmelidir. Dün İstanbul’da toplanma alanlarının yetersiz olduğu görüldü. İnsanların bir kısmı Gezi Parkı’na gitmek zorunda kaldı. Oraya çadır kuruldu, polisler ve hükümet yetkilileri bu çadırları Gezi Eylemlerine dönüşmesin diye oradan kaldırdı. Ancak siz önceden belirlenmiş toplanma alanlarını AVM veya rezidans olarak imara açarsanız, acil durumda halkın sığınabileceği yer bulamazsınız” ifadelerini kullandı.

GERÇEKLERİ GİZLEYEMEYİZ

İstanbul’da yaşanan depremlerin ardından bazı deprem uzmanlarının ‘deprem olmayacak’ bazıların ise ‘her an olabilir’ şeklindeki açıklamalarını değerlendiren Bingöl, şunları söyledi: “Deprem konusunda farklı görüşlerin oluşmaması adına, özellikle ‘Doğal Afetler ve Deprem Bakanlığı’ kurulması gerektiğini düşünüyorum. Bu bakanlığın bünyesinde, bu alanda yetkin ve uzman bütün bilim insanlarının bir araya gelmesi sağlanmalı. Bu uzmanlar, kendi aralarında istişare ettikten sonra kamuoyuna ortak ve tutarlı bir görüş sunmalıdır. Çünkü farklı açıklamalar toplumda endişelere neden olabiliyor. Elbette halkı korkutmamak gerekir, fakat toplum korkar diye gerçekleri de gizleyemeyiz. Türkiye’nin buna çok ciddi şekilde ihtiyacı var” dedi.