Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) anneler için flaş bir karara imza attı. AYM, koca ve çocuğa soybağının reddi davası açılmasına imkan tanıyan ancak anneye bu imkanı sağlamayan Türk Medeni Kanunu'nun 286. maddesinin birinci fıkrasını Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Türk Medeni Kanunu’nun 286’ncı maddesindeki anneye soybağının reddi davası açma hakkı tanımayan birinci fıkrayı iptal etmesini değerlendiren Avukat Aslıcan Özgür İleli, “İnsan hakları bakımından hakkaniyete aykırılık teşkil ediyordu. Birçok çelişkiye cevap bulacaktır” dedi.
Ankara 18. Aile Mahkemesi, bir davasında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "soybağının reddi davasını açma hakkının koca ile çocuğa tanınmasına karşın anneye tanınmamasının" anayasaya aykırı olduğunu öne sürerek iptal davası açtı. 20 Ekim 2023 tarihli Resmi Gazete’de Anayasa Mahkemesi’nin ilgili fıkraya yönelik iptal kararı yayımlandı. Kararın gerekçesinde ise; kanunda belirtilen çerçevede annenin doğurduğu çocuğunun kocadan olmadığını ileri sürerek yargı mercilerine başvurma imkanının bulunmadığı ve anne tarafından yargı mercilerine başvurulmasına imkan tanımayan hükmün, özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkı bağlamında etkili başvuru hakkını ihlal ettiği için anayasaya aykırı olduğu belirtildi.
“ANNENİN ÜSTÜN YARARI KORUNACAK”
AYM tarafından verilen iptal kararının hukuk ve yasaya uygun olduğunu kaydeden Avukat Aslıcan Özgür İleli, “İlgili kanun maddesinde soybağının reddi dava hakkı kocaya ve çocuğa verilmekteydi. Davaya konu koca, çocuğa ve anneye karşı bu davayı açabiliyorken, çocuğun da dava açma hakkı vardı. Kanunen annenin soybağı reddi davası açma hakkı yoktu. Bu durum da uygulamada karışıklıklara yol açabiliyordu. Çocuk ile soybağı ilişkisini bitirebilmek için sadece çocuk ve babaya bu hakkın verilmesi, anneye bu hakkın verilmemesi insan hakları çerçevesinde incelendiğinde hakkaniyete aykırılık teşkil eden bir durum olarak karşımıza çıkıyordu. Ayrıca AYM’nin ilgili kararı annenin menfaatlerinin ve üstün yararının korunmasına yönelik hukuka ve yasaya uygun bir karar olup uygulamadaki birçok çelişkiye cevap bulacaktır” ifadelerini kullandı.
Kaynak : Abdullah Güçlü