Seneye işimiz zor

Uşakspor maçında berabere kalan Eskişehirspor, bitime 4 hafta kala kesin olarak küme düştü. Zaten haftalar öncesinden kümü düşeceğimiz belli olmuştu. Dolayısıyla bu neticeye şaşırmadık. Ancak üzüntümüz tarifsiz.

30 sene sonra yeniden 3'üncü ligde mücadele edeceğiz. Yalnız bundan 30 sene evvel bu kadar borcumuz yoktu ve kendi bütçemize göre transfer yapabiliyorduk. Büyük ihtimalle seneye transfer yasağımız devam edecek. Altyapıdan yetiştirdiğimiz futbolcularla küme düşeceğimizi zannetmiyorum. Ancak 2'inci lige yükselmemiz de mucizelere kalacak.

Öte yandan, "Küme düşeceğimizi zannetmiyorum" sözüne de alıştık. Daha önce "3"üncü lige düşmeyiz" diyorduk. Ondan da önce, "2"inci lige düşmeyiz" diyorduk ve daha daha da önce, "Süper ligden düşmeyiz" diyenler de yine bizleriz. Özetlemek gerekirse camia olarak öyle bir vurdumduymazlık içindeyiz ki bu noktalara geldik.

Tabii taraftarı ayrı tutuyorum. Ne olursa olsun takımını destekleyen müthiş bir taraftarımız var. Ancak kentin işadamları, taraftarın gösterdiği ilginin yarısını bile göstermiyor. Bu gidişle amatöre düşmesek iyidir.

Bu arada bir takım küme düştüğü zaman taraftar ayağa kalkar ve yönetimi istifaya davet eder. Ancak bizde böyle bir şey yok. Çünkü Eskişehirspor taraftarı bilinçli ve mevcut yönetimin hiçbir kabahatinin olmadığını biliyor. Zaten takımın kapanmamasının tek nedeni de yönetimin dirayeti ve taraftarın isyancı ruhu. Eskişehirspor'un o ruhu da olmasa, zaten çoktan kapısına kilit vurulmuş olurdu.

Sonuç olarak seneye 3'üncü ligde mücadele edeceğiz. Taraftar olarak aynı inançla takımımıza sahip çıkacağız. Biraz da işadamlarımız aynı inancı paylaşsalar...

Yoğurdu üfleyerek yiyoruz

Milletvekili Nabi Avcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la bizzat görüşerek Hasan Polatkan meselesini görüşmüş ve Eskişehirlilerin istediği neticeyi elde etmiş. Bilindiği gibi daha önce de Ulaştırma Bakanı'yla görüşmüş, ancak kendi bakanları tarafından yanıltılmışlardı.

Bu kez bizzat Cumhurbaşkanı'nın sözü olduğuna göre, Hasan Polatkan Havalimanı'nın kapatılmayacağını tahmin ediyorum. Zaten ülkemizde bakanların pek bir fonksiyonu kalmadı. Bu memlekette meseleleri çözebilecek tek bir kişi var. O yüzden mevcut düzene, "Tek Adam Rejimi" diyenler her geçen gün haklı çıkıyor.

Daha önceden kent olarak kandırıldığımız için, bu kez sevinmekte acele etmiyoruz. Yoğurdu üfleyerek yemek gerektiğini öğrendik. Zaten bu saatten sonra Hasan Polatkan Havalimanı sorunu çözülmezse, bundan sonra da hiç çözülmez.

Yemek üstü kahve

AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan sahur için üniversite öğrencilerinin evini ziyaret etmiş. Mutfağa giren Çalışkan, güzel de bir menemen yaparak, bu görüntüleri paylaşmış.

Biz politikacının menemen yapanını seviyoruz. Yoksa 5 yıldızlı otellerde çalgılı – çengili sahur programları ne siyasilere yakışıyor, ne de geleneklerimize. Bu arada sosyal medyada menemenin soğanlı mı, yoksa soğansız mı yapılacağına ilişkin tartışma da başlamış.

Allah ağzımızın tadını kaçırmasın. En büyük tartışmamız da bu olsun.

Bu arada bir grup öğrenci de Kanlıpınar parkında kahve fiyatlarının pahalı olduğundan dem vurup, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'a kahve ısmarlama çağrısında bulunmuşlar. Kazım Kurt da haftaya gençlere kahve ısmarlayacağına söz vermiş.

Siyasetçiler birbirleriyle kavga etmedikleri zaman daha güzel oluyor. Yumurta kıran, kahve ısmarlayan siyasetçileri, bağırıp – çağıranlardan daha çok seviyoruz.

Ve son olarak; elbette ki menemenin güzeli soğansız olur. Bu konuda tartışmaya girmeyi bile zul addederim...