İyi, Güzel, Çirkin ESGİAD

Şüphesiz STK’lar, özellikle de iş dünyasının, şehre ve ülke ekonomisine katkısı olanların örgütlülüğü son derece önemli.

Eskişehir’de de yıllardır bu bayrağı Genç İş adamları olarak dalgalandıran ESGİAD’ın son derece özel bir yeri ve değeri var.

Ne yazık ki geçtiğimiz yıl, 15 Temmuz’un en üzücü yanlış anlamalarına kurban gitti ESGİAD, her ne kadar pardon isim benzerliği ya da geçmişte unutulan bir üst üyelik yüzünden kapatıldınız, şimdi bu yanlış düzeltildi diyerek yeniden açılsa da bu elim olayın dernek adına tahrip edici olduğunu gözlemledik.

Şimdi ESGİAD hem bu olumsuz süreci düzeltmek hem de yeniden layık olduğu yere gelmek için olağanüstü seçime gidiyor. Bu iyi bir şey.
Bir tarafta Oğuz Beki, diğer tarafta Ulaş Entok gibi iki başarılı genç ve listesinin rekabet içinde bu işe soyunarak göreve talip olması da son derece güzel.
Ancak benim rahatsız edici bulduğum bir detay var. Aday olmak isteyenlerin 30 bin TL gibi bir vecibe ödemek zorunda oluşu ki, bu da bana göre biraz çirkin.
Belki çok para değil, belki iş dünyası için normal diye değerlendirenler olabilir bu durumu ama Milletvekili Aday Adayı olacaklar bile o rakamın 10 ‘da birini öderken 30 bin TL bana çok ama çok yüksek geldi.
Söz konusu durumun ESGİAD’a üye insanlar içinde projesi, liderlik yeteneği, belki de derneği çok daha ileriye taşıyabilme kapasitesi olan insanlar için bir engel olduğunu ve daha fazla aday çıkma olasılığının önüne geçtiğini düşünüyorum.
5 Ağustos’da yapılacak seçim öncesi temennim odur ki bu durum mevcut yönetim tarafından yeniden değerlendirilsin ve daha cazip, daha çok aday çıkabilmesine imkan tanıyan bir rakam belirlensin. Mola zamanı
Yoğunluktan dertleşmeyi bile yapamadığımız bir işin merkezindeyiz. Gazete, TV, idare, telaş, birbiri ardına gelen yoğun süreçler derken sadece fiziksel değil ruhsal bir yorgunluğu da omuzlarımızda taşıyoruz. Zor bir sene, sağlıksız günlerin içinden geçtik geldik, şehir gündeminin hiç olmadığı kadar gerildiği zamanlar da oldu, çok mutlu olduğumuz zamanlar da. Seçim heyecanlarına da başından sonuna tanık olduk, zaferler ve tek penaltıyla kaçan şampiyonluklara da.. Şimdi ise bir nevi kartuşu doldurma, yeni sezon için ruhu, beynimizi, bedenimizi sarj etme zamanı.
Gerçi ne zaman izne çıksam olağanüstü şeyler yaşandığı için biraz korkmuyor değilim. Geçen sene 15 Temmuz, ondan önceki yıllarda Gezi Direnişi ve ondan da önce Depremle birlikte yarıda bıraktığım izinlerim oldu. Umarım bu sene yarıda kalmadan, özleyen ve özlenen bir duyguyla buluşuruz sizlerle.  Önümüzdeki 2 hafta sizlerle olmayacağım. Her şey gönlünüzce olsun. Hoşçakalın