AK Parti Büyükşehir Adayı Burhan Sakallı, parti önünde yaptığı ilk konuşmada “Size Cumhurbaşkanımızın selamını getirdim. Cumhurbaşkanımız Erdoğan toplantıda kulağıma eğildi, ‘Eskişehirlilere benden çok selam söyle, onlar benim ne demek istediğimi anlar’ dedi” diye konuştu. Erdoğan ne demiş olabilir? Biraz fikir jimnastiği yapalım...
- Çok şey istemiyorum, yapılan hizmetleri anlatın yeter
- Bir Hoca’yı yenemediniz be kardeşim
- Ne istediniz de vermedim
- Kendinizi fazla üzmeyin, sonuçta Eskişehir’desiniz
- Yılların merkez sağ kenti Eskişehir’i sosyal demokrat kent yapanlara selam olsun
- Birbirinizi yemekten fırsat bulursanız seçime de hazırlanın biraz
- Yenilgi yenilgi büyümenizi sabırla bekledim ama artık sıkılmaya başladım
- Bana birbirinizi şikâyet edip durmayın, bezdum da bezdum
- Adaylarımız belli olduktan sonra canla başla çalışmayanı bana bildirin
Adar tam isabet olmuş
CHP’de il başkanı ve yönetimi değişti. Değişimi ‘sıkıntılı’ bulanlar var... Değişim görevden alma şeklinde oldu. Görevden alınan Rabia Akman, göreve gelen Abdulkadir Adar... Birkaç gündür okuyorum, dinliyorum... Günün sonunda “Adar tam isabet” diyorum. Adar’ın geçmişi, birikimi ve saygınlığı olmasa çarşı pazar öyle bir karışacakmış ki... Üstelik tam seçim öncesinde... Yumuşak geçiş diye buna denir.
Hoca'dan iki kitap önerisi
Nabi Avcı’yı ES TV’de konuk ettik... Programın sonuna doğru gelenek hale geldiği üzere kitap tavsiyesi istedik. Hoca, AminMaalouf’un 29 Numaralı Koltuğun Hikayesi ve Kemal Bilbaşar’ın Zühre Ninem isimli kitaplarını önerdi. Zühre Ninem’in, Eskişehir’in yakın tarihine de ışık tutacak bir kitap olduğunu öğrendik.
Dede Korkutlar karıştı
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dede Korkut’un UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Temsili Listesi'ne kabul edildiğini duyurdu. Nabi Avcı tarafından kente kazandırılan Dede Korkut Parkı’nın listeye alındığını sananlar oldu. Nabi Hoca’ya teşekkür edenleri bile gördüm. Evet, Nabi Avcı’nın Dede Korkut’un listeye alınmasında katkısı olmuştur. Ama meselenin Dede Korkut Parkı ile alakası yoktur.
Ödül tamam da...
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Su ve Teknoloji Derneği koordinatörlüğünde düzenlenen 4. Su ve Çevre Ödülleri kapsamında Büyükerşen ‘En Vizyoner Belediye Başkanı’ ödülüne layık görüldü. Hak edilmiş bir ödül... Hoca’nın bu alanda yapıp ettiklerini biliyoruz. Yıllardır imkanları ölçüsünde didinip duruyor. Ödül tamam ama ceza ne olacak! Hoca’yı durdurmaya çalışanlara, yaptıklarını küçümseyenlere ‘ceza’ yok mu? Ceza kısmını seçmene havale ettiler sanırım... Haklılar en adil, en büyük ve en son cezayı seçmen keser...
Metin Güler rahatladı
İsmi AK Parti’den Büyükşehir adaylığı için geçiyordu. 24 Ekim’de görüştüğümde “Her şeyin yanlış algılanabileceği bir süreç yaşanıyor. Elimden geldiği kadar dikkat ediyorum. Hatta ortalıkta fazla görünmemeye çalışıyorum” demişti. AK Parti’nin adayı belli oldu. Güler de rahatladı. Rahat rahat geziyor, temaslarını sürdürüyor. İlk fuar için mesai harcıyor.
Bu kadarına pes!
AK Parti Büyükşehir Adayı Burhan Sakallı, ilk konuşmasında “Yıkmaya değil, yapmaya geldik” dedi. Son derece güzel bir cümle. Harika bir başlangıç cümlesi... Muazzam bir politik hamle... Ama gel gör ki bu cümlesiyle bile birilerine yaranamadı! Sosyal medyada “Kenti betona boğacaklar. Yeşil alan kalmayacak. Annecim müteahhitler geliyor” türü yorumlara rastladım. Pes diyorum... Biraz ortada bir cümle olsa hadi sağa sola çekilmesini anlarım ama adamın niyeti gayet açık ve net.
Martın sonu zaten bahar!
CHP’liler Seyitgazi’ye gitti... Gazeteler ‘çıkarma’ diye verdi. Başkanlar, vekiller, il örgütü de ziyarete katılmış. Servis edilen bültenden CHP’li heyetin “Seyitgazi’yi alacağız. Mart’ın sonu bahar olacak” dediklerini öğreniyoruz. CHP Seyitgazi’yi alsa da almasa da Mart’ın sonu zaten bahar... Daha ‘etkileyici’ cümleler, hedefler, vaatler, bültenler bekliyoruz!
Eyvah yine o slogan
Nabi Avcı “Az laf çok iş” demişti... Öyle de yaptı. Çok iş yapıp az konuştu, hiç polemiğe girmedi. Bir süre sonra ‘politikanın’ öyle gitmeyeceğini anladı. Nabi Hoca sloganını “Çok iş, çok tanıtım” olarak değiştirmişti. Burhan Sakallı “Az konuşup çok çalışacağız” diyor.
Karşılama üzerine
Politikada ‘eskide’ kalan bir uygulama var. Kente gelen bir liderin, adayın ya da ağır misafirin kent girişinde karşılanması... Ucundan kıyısından yetiştim sayılır... Burhan Sakallı OSB önünde karşılanınca aklıma ‘son görkemli’ karşılama geldi. 2007 yılı... Halil Ünal, DP’nin ikinci sıra adayı. Genel Başkan Mehmet Ağar’ı karşıladık. Öyle OSB’de falan değil Ünallar Petrol’de karşıladık. Öyle otomobil, ticari araç, minibüs falanla değil... Traktör, biçerdöver, patoz falan vardı... Ama ne konvoy... Ucu bucağı görünmüyordu. Unutulmaz bir gündü... Sonraki yıllarda rahmetli Kemal Unakıtan’ı ve başka isimleri de karşıladık ama Halil Ağa’nınki gibi olmadı hiçbiri.
Daha etkili olurdu
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ydü. Tablo çok kötü, karnemiz berbat. Her geçen sene daha da karamsar oluyoruz. Böyle bir ortamda yapılan açıklamalar ‘ayrı ayrı’ yapıldı. Kadınlar böyle bir günde bir araya gelmeliydi. Yan yana durmalıydı. Açıklama omuz omuza yapılmalıydı. Parti ya da STK’larda görevli tüm kadınlar bir araya gelebilse tepkiler daha etkili olurdu. “İtaat yok, isyan var” pankartı ile “Kadın, Allah’ın emanetidir” pankartı aynı karede görülmeliydi. Sonuçta ayrı gayrı durmayı gerektiren bir şey yok. Şiddete herkes karşı.