Demek yüzde 50+1 korkutuyor 

Hükûmet düğmeye bastı ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için yüzde 50+1 olan sistemi değiştirmeye karar verdi. Tabii böyle olunca gözler vaktiyle 50+1 sistemini şiddetle savunan Devlet Bahçeli’ye çevrildi. Pek çok kişi Sayın Bahçeli’nin bu gelişmeye karşı çıkacağını düşünüyordu. Ancak Devlet Bahçeli TBMM Grup toplantısında “Bu konu bizim iç işlerimizdir” anlamına gelebilecek bir konuşma yaptı.
Aslına bakarsanız ben Sayın Cumhurbaşkanımızın anayasa değiştirmek konusunda bu kadar istekli olduğunu düşünmüyorum. Zaten anayasayı kendileri değiştirdiler. Üstelik kendi yaptıkları anayasaya da uydukları pek yok. 
Ancak tek bir madde var ki o madde yoruma açık değil. 
Anayasaya göre bir kişi en fazla iki kere Cumhurbaşkanı oluyor ve Sayın Erdoğan bir kere daha Cumhurbaşkanı olamayacak.
Dolayısıyla bununla ilgili maddenin değişmesi yeterli olacaktır. Geri kalanlar vatandaşın kafasını karıştırmaktan başka bir amaç taşımıyor. 
Yüzde 50+1’e gelince…
Demek ileride yüzde 50+1’i bile alacaklarından ümidi kesmişler ki, “İlk turda en çok oyu alan Cumhurbaşkanı oluversin” diyorlar.

Yeşil Eskişehir için… 

Keskin Göleti hakkında açıklamada bulunan Keskin ve Yukarısöğütönü Mahalleleri Sulama Kooperatifi Başkanı Azmi Caz, “Gelecek yıl için baraj kullanılabilir mi ve kullanılamaz mı bir şey söylemek çok için erken. Biz buradaki su miktarını sıfır kabul ediyoruz” dedi.
Sadece Eskişehir’i değil, bütün Türkiye’yi hatta dünyayı ilgilendiren ciddi bir iklim değişikliğinin içerisindeyiz.
Biz ağlasak da sızlansak da iklim değişiyor ve bunu engelleyecek gücümüz yok. Ancak yeni oluşacak iklime kendimizi adapte edebiliriz.
Görünen o ki Türkiye önümüzdeki 10 yıllar içerisinde daha kurak bir ülke olacak. Bilimadamları ülkemizde çölleşmeye varan bir kuraklık beklemiyor. Ancak şimdikinden daha az yağışlı bir memleketimiz olacak. Dolayısıyla Eskişehir ve Türkiye olarak bu yeni yağış rejimine uyum sağlamalıyız.
Eskişehir’de yapmamız gereken daha çok baraj inşa etmek, sulama sistemlerini yenilemek ve daha az su isteyen ürünlere yönelmek. Bu arada tarım yapılamayan meraları da korumalıyız ki, bir yandan et ve süt üretimimiz de düşmesin.
Önümüzde 31 Mart seçimleri var ve bu seçimler geleceğimizi belirlemek açısından kritik olacak. Tek amacı arazi rantı ile köşeyi dönmek olan bir zihniyetten kendimizi sakınmalıyız. Arsayı müteahhide verip, günü kurtarmak mümkün. Ama çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakmak istiyorsak yeşil bir Eskişehir için çalışmalıyız.