Eskişehir'de damacana krizinde son durum

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Eskişehir'de damacana krizinde son durum
A
a

Eskişehir'de damacana krizinde son durumu ve merak edilen diğer konuları CHP Eskişehir İl Başkanı Recep Taşel canlı yayında açıkladı

Sütiş Eskişehir
Eskişehir CHP İl Başkanı Recep Taşel, ES TV’de yayınlanan Açıkça programının konuğu oldu. Taşel, gazeteciler Ali Baş ve Meltem Karakaş Kaya’nın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Üye kampanyaları için açtıkları stantlarda koronavirüs tedbirlerine uyduklarını belirten Taşel, “Dikkat ediyoruz tabi. Özellikle maske takmaya… Bu artık korkuyu da aştı. Vaka sayıları da oldukça fazlalaşmaya başladı. Biraz toplumsal bağışıklık yaratılmaya çalışılıyor. Yüz yüze eğitim başladı. Artık korkularla yaşayamayız. Şuan da sahadayız. Sadece fotoğraf çekinirken dikkat etmiyoruz. Onun dışında ilişki kurarken mesafemize, maskemize ve hijyenimize dikkat ediyoruz. Aslında tüm yurttaşlarımızın da buna dikkat etmeleri son derece önemli. Son günlerde vaka sayılarında artışlar var. Şuanda da Eskişehir’de yaklaşık 400 tane COVİD-19’lu hasta var. Yaklaşık günlük de 200 ile 300 arası pozitif vaka oluşuyor. Onun için dikkat etmek gerekiyor” dedi.



OLAĞANÜSTÜ KATILIMLAR OLDU
Üye kampanyanın devam ettiğini ve olağanüstü dönüşler aldıklarını belirten Taşel, “ Biz öncelikli olarak bir çağrı yapıyoruz. Bu iktidar örgütlenmesi adını verdiğimiz ve 12 Temmuzda yapmış olduğumuz bir toplantı vardı. Belediye başkanlarımızın, ilçe başkanlarımızın ve milletvekillerimizin olduğu bir toplantı. Burada bir karar vermiştik. Biraz gecikmeli olsa da başlattık. 15 gün Odunpazarı bölgesinde başlattık. Asıl amaç şuydu. Biz 97’nci yılımızı kutluyoruz. İkinci asra giden bir partiyiz. Burada tarihimizi bir fotoğraf sergimizle tanıtmak, CHP fotoğraflarıyla partiyi tanıtırken orada insanlarla ilişki kurmaktı. 12 tane kırsal ilçemizi gezdik. 12 ilçede fotoğraf sergimizi açtık. Yurttaşlarımızla ilişki kurduk. Başlangıcı biliyorsunuz 30 Ağustos’ta Odunpazarı’nda ve Tepebaşı’nda sergi açarak başlatmıştık. Bu çağrılarımıza güzel karşılık geliyor. Sağlıkçılara çağrı yaptık, eğitimcilere çağrı yatık. Sağlıkçılardan kanuni olarak sakıncası olmayan sağlıkçılarımız ve hekimlerimiz gelip üye oluyor. Eğitimcilerimize yaptık yine aynı şekilde emekliliği hak etmiş akademisyenlerimiz geliyor. Bugün 3 eğitimcimizi zaten yıllardır partimize gönül vermiş, gönüllü olarak çalışmış 3 tane kadın eğitimcileri üye yaptık. Dün de hukuk komisyonu kurduk. Uzun süredir olmayan Eskişehir’de aslında toplumun genel hakları, kadın hakları, çevre hakları noktasında toplumsal katkı sunacak, bir hukuk komisyonu oluşturduk dün de 4 tane genç avukatımız üye oldu. Genişleyerek gidiyoruz. Önümüzdeki günlerde gençlere çağrımız var. Esnaflara çağrımız var. Bunlar karşılık buluyor. Her yaptığımız çağrıya geri dönüş oluyor. Bir stantlardan geri dönüş oluyor bir de bizzat başvurarak üye olmak istiyorum, çalışmak istiyorum diyeler var. Ciddi bir karşılık buldu. Bizi de şaşırttı doğrusu. Ben de bu kadar beklemiyordum. Olağanüstü hiç beklemediğimiz mahallelerde olağanüstü katılımlar oldu” ifadelerini kullandı.

HEDEFİMİZE ULAŞACAĞIZ
CHP’ye oy veriyorum ama partiye üye olmak istemiyorum diyenlere ne diyorsunuz? Sorunu yanıtlayan Taşel, “Ben de bunu söyledim. Bizler parti üyesi olarak okullara gidiyoruz sandık görevlisi oluyoruz, kimimiz okul sorumlusu kimimiz müşahit kimimiz de sandık kurulunda görev yapıyor. Saat 17.00 olduğunda o kadar çok insan sandıkları korumaya geliyor ki bunlar zaten gönüllü. Şimdi o yaptığımız çağrılarda gelin artık görev alın diyoruz ve karşılığını da alıyoruz. İşte o gönüllüler geliyor şu anda. Bu yaptığımız çağrılar doğru mesaj olarak algılanmış. Hizmeti biraz ayağa götürmek de önemli. Biz şimdi hizmeti ayağa götürüyoruz. Partiyi, politikalarını benimsemiş insanlar belki online üye olamıyorlardı. Şimdi direkt üye oluyorlar. Bence çok da başarılı gidiyor. Biz de zaten hedef koymuştuk. 6 ayda üye sayımızı 2’ye katlayacağız diye. Yaklaşık 1 ayı geçti. Güzel gidiyor. İnşallah da o hedefimize ulaşırız diye düşünüyorum. Odunpazarı İlçe başkanlığımız çok güzel bir program yaptı. Mahallelerde en önemli kısımlarında 7 noktada 8 noktada… Mesela Emek Mahallesinde en son 8 noktada standımız vardı. Çok başarılı çalışmalar yaptılar. Ellerine sağlık. Kadın kollarımız, gençlik kollarımız destek verdi. Karşılık bulduğu için insan hevesle gidiyor, o çalışmalara gönüllü oluyor. Mahalle temsilcilerimiz mesela çok önemli bir efor sarf etti. Ama en önemlisi şuydu: ilk standımızı açtığımızda Atatürk Bulvarında ilk 10 dakikada 6 gönüllü koşa koşa geldi. Oradan işareti almıştık biz zaten. Çok başarılı geçti. Şimdi Tepebaşı bölgesinde başlatacağız aynı çalışmayı. Yani kentin dokunmadığımız, girmediğimiz alanı olmayacak. Demek ki sahada varız insanlar da bir umut arayışı var onu fark ettik. Umut CHP. Bu anlamda da doğru adrese geliyorlar. Öncelikli olarak gönüllülerimiz. Ama zaten bu iktidardan umudunu kesmiş insanlar da eğilim gösteriyor, bu da bizi mutlu ediyor” diye konuştu.

HER ŞEY DEĞİŞİYOR 
Emek Mahallesinde de geri dönüşler aldıklarını vurgulayan Taşel, “Şöyle söyleyeyim. Emek’te oturan arkadaşlarımız var. Hiç bu tarafa gelmeyin, istediğinizi bulamazsınız gibi espriler yapmışlardı. Çok ilginç bir şey oldu. 71 Evler ve Emek Mahallesi olağanüstü bir ilgi gösterdi. Hatta arkadaşlarıma moral vermek için ben de katıldım. Stantları gezdim. Sonra Emek’in merkezinde kahveler var. Hava da güzeldi. İnsanlar dışarıda oturuyordu. İnanın masalardan o kadar çok davet aldım, çay ikram etti, beklentilerini anlattılar, güncel siyasetle ilgili yorum yaptılar. Davetlerine yetişemedim. Ben orada 1 saat ziyaret yapıp ayrılmayı düşünüyordum ama 3,5 saat kaldım. Bu da çok değerli. Bırakın görmezden gelmeyi, başkanım gelir misiniz sizinle bir şeyler paylaşmak istiyorum diyenler vardı. Çok değerli. Her şey değişiyor, dönüşüyor. Emek Mahallesinde de insanlar fark etmiyor. İktidarı destekleyen insanların tenceresi kaynamıyor. Çocukların eğitim sorunu var. Belki onlar eğitim alamıyor. Dolayısıyla yangın büyük. O anlamda CHP’nin o politikalarını gözden geçirmeye başlamışlar, ön yargıyı atmışlar. Bizi tanımak istiyorlar. Yani yeniyiz, kurduğumuz ilişkileri görmek, yaklaşımımızı görmek istiyorlar. İnanamayacağınız kadar ilgi gördük yani” dedi.

YENİ HİKAYEYE İHTİYAÇ VAR
AK Parti’den istifa edip CHP’ye üye olanlar olduğunu da söyleyen Taşel, “Özellikle 71 Evler Mahallesinde bunu bizzat yaşadık. 12 tane sadece AK Parti’den gelmiş ve bize üye olmuş yurttaşımız vardı. Mahalle temsilcilerimizin bilgisindeydi. Bu çok daha değerli oldu başkanım bizim için dediler. Daha önce konuşamadığımız insanların gelip gönüllü olarak üye oluyor olması, AK Parti’den istifa ederek geliyor olması çok başka bir şey. Hepsi çok mutluydu. Gözlerinde o ışığı gördüm ben. Ama bunu ben tahmin etmiştim. Hatırlarsınız bundan 4 ay önce bir televizyon programında söylemişim. Yani umut biziz. 18 yıllık iktidarın geldiği noktada yeni bir hikayeye ihtiyaç var. Bunu en doğru söyleyen en doğru çözüm önerilerini topluma sunun yükselecektir. Ve AK Parti’den çok ciddi istifa olacak, CHP’ye katılacak demiştim. Bunu sahada izliyorum ben” diye konuştu.

AMACIMIZ PARTİMİZİ TANITMAK
Tepebaşında da kampanyanın devam edeceğine vurgu yapan Taşel, “Odunpazarı’nda kampanya bitti. Kadınlarımız bir kadın üyelik kampanyası var. Onlar da bir rakam vermiş Kadın Kolları Genel Başkanı. Onu tamamlamaya çalışıyorlar. Tepebaşı’nda yine her mahallede üyelik standı ve sergimizi açacağız. Bizim amacımız aslında partimizi tanıtmak ve bu arada da gelen üye olmak isteyenlere kapımızı açmak. İşi bu şekilde yürütüyoruz” dedi.

YÜREKLER YANIYOR
Stantlara gelen vatandaşların CHP’den olan beklentilerini açıklayan Taşel, “Bir kere gelirsizlik ve geçim sıkıntısı halt safhada. Mutfakta tencere kaynamıyor derken, işsizlik mesela müthiş yakıcı bir sorun. Zaten ben bunun farkındaydım. Çünkü beni günlük 30 ile 50 kişi arasında işle ilgili arıyor. Anneler, babalar arıyor. Eğitimli işsizlerin durumu daha içler acısı. Bunlarla zaten çare olmaya çalışıyordum. Parti binasında olduğumda da uzun kuyruklar oluyordu. Ben de çözüm üretebilmek adına hakikatten alıp da hasır altı yapmam. Hemen dönüş yapıp halletmeye çalışırım. İşsizlik temel sorun. Gelir refah gittikçe düşüyor. İnsanlar artık geçinemiyor. Asgari ücretle çalışanların da çok büyük sıkıntıları var. Asgari ücrete razı olup iş arayan çok büyük de bir kesim var. Ama en üzücü olanı şu: aileler çocuklarını okutmuş, üniversite mezunu yapmış. Mühendis yapmış, eğitici yapmış ama işleri yok. O kadar üzüntü içerisinde ki aileler. Uzun bir süre önce şunu söylemiştim: Böyle giderse mavi yaka belki çok sıkıntı olmayacak belki ama gençlerin büyük bir çoğunluğu mavi yakalı gibi hatlarda çalışacaklar. Dün bir konuyla ilgili Organize Sanayi Bölgesini ziyaret ettim. Arkadaşlarımla bir öğle yemeği yedim ve bundan bahsettim. Bana 3 tane iş insanı şunu söyledi. Evet otomasyonlarda mühendis çalıştırmaya başladık. Şimdi ona bile razı. Bu çocuklarımıza çok üzülüyorum. 3 klasör her geçen gün daha da artıyor, dijital hariç eğitimli işsizimiz var. Mavi yaka evet, şu anda üretimde içerisinde ihtiyaç var. Biliyorsunuz zaten nitelikli eleman yok. En büyük sıkıntımız da oydu. Ama bu eğitimli işsizler Türkiye’nin önümüzdeki yıllardaki en büyük sorunu olacak ve her yıl da üzerine koyarak geliyor. Aslında yürekler yanıyor. Çocuğun parası pulu önemli değil. Evde psikolojisi bozuluyor.  Orada parasını sorgulamıyor. Çocukları okumuş emek vermişler. Çocuk işsiz. Bu çok yakıcı bir durum” diye konuştu.

ESKİŞEHİR’DE BÜYÜK BİR TSUNAMİ VAR
Esnafın kendilerine ilettikleri sıkıntılardan da söz eden Taşel şöyle konuştu: “Aslında Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. O 12 Temmuz’da yaptığımız örgütlenme toplantısında kamuoyuna bir çağrı yapmıştım. Özellikle Eskişehir’in katma değer üreten yüzde 60’lık kesimi esnaftan geliyor. Yüzde 30 sanayi katma değer üretiyor yüzde 10 civarı da tarımdan geliri var. Tarım kenti bilinir ama asıl geliri yüzde 8 civarında devlet desteğiyle yüzde 10 civarında oluyor. Büyük bir kesimi esnaf ve hizmetlerinden gelen pay var. Orada işaret etmiştim ama gözden kaçmış olmalı. Yani önümüzdeki bu pandemi nedeniyle bu kesimlerde… Çünkü evde hissettik bunu. Bana gelen telefonlardan kesimde büyük bir yangın olduğu belliydi. Pandemi de devam ettiğinden sıkıntının büyüyeceği beliydi. Şimdi şöyle oldu. Geçici pansuman tedbirlerle, borç ötelemeyle, borçları faizleri yeniden yapılandırma gibi pansuman tedbirlerle yani kalıcı olmayan. Mesela bir kira desteği olmadan geçiştirilmeye çalışıldı. Onun da geri dönüş süreci birikmiş olarak ay sonunda başlıyor. Büyük bir panik var. Oda başkanlarıyla görüşüyoruz, esnaflarımızla görüşüyoruz. Bunula ilgili bir rapor hazırladık, genel merkeze gönderdik. Eskişehir’in bir de fotoğrafını çekip gönderdik. Aslında 81 il yatı bunu. Daha sonra da geçen haftaki grup toplantısında esnaflara dönük bu bizim raporlarında derlenen çözüm önerilerini kamuoyuna sundu. Bence değerli. Yan iktidar tarafı bunu dikkate almak zorunda. Bir de özellikle biliyorsunuz Eskişehir vurgusu yaptı. Çünkü bu yüzde 60’lık kesim Eskişehir’de çok yüksek. Diğer iller gibi tarım kenti ya da sanayisi gelişmiş bir kent değil. Onun için Eskişehir’de yangın çok yüksek 5 bin 500’e yakın yeme içme kıraathane gibi esnaf sayısı var. Burada şimdi bir de üniversitelerin aldığı karar ki doğru bir karar bunda hiçbir sıkıntı yok. Önce sağlık demek gerekiyor. Yaklaşık 80 bin öğrencinin burada bilfiil harcama yaptığı bir ildik. Hadi bunun 20 bininin eğitim için Eskişehir’de olduğunu varsaysak 60 bine yakın öğrenci burada öğrenci harcama yapmıyor. Öğrenci harcama yapmayınca burada kabaca hesapladığınız zaman 100 milyon civarı aylık bir kayıp gözüküyor. Bunu çarpan etkisini düşündüğünüzde çok ciddi bir rakam. Dolayısıyla hizmetler sektöründe büyük bir sorun yaşıyor ve yaşayacak. Oda başkanlarımıza soruyoruz neler yapılabilir diye. Oda başkanlarımız da doğrusunu söylemek gerekirse umudunu kesmiş. Allah yardım etsin diyor. Çünkü iktidar kanadında bu anlamda ciddi bir adım atılmadı. Yani geleceğe dönük borçlandırıldı. O zaman geçiverdi. Bir yapılandırmaya ihtiyaç var. En az bir yıl ödemesiz o da. Faizle yapılandırmanın hiçbir anlamı yok. Ne devlete fayda sağlar ne de esnafa katkı sağlar. Kira ödemesi yapmadı mesela. Sivil affı çıkartmadı. Çoğu esnaf çek kullanamadı, kredi kullanamadı. Birçok esnafımız çaresiz, zor durumda. Açıkçası ekmeğe muhtaç kaldılar. Yani bunu çok net söyleyebilirim. Hatta bugün bir belediyemiz destek amaçlı bir koli erzak yardımı yaptı. Rakamı biraz yükseltebilir miyiz diye bir talep geldi. Bu kadar zor durumda esnaf... Düğün saloncusundan tutun apartçısına, bir de bu kesimlerde çalışanları düşünün. 250-300 tane kurya var. Yemek siparişi veriyorsunuz kurye size getiriyor. Aşçı, garson, güvenlik, müzisyen, taksici, servisçi yüzde 40-45’i zor durumda. Bir de servislerin özel durumu var. Bir de ticari isen her yıl gidip kontrol ettirmen gerekiyor. Sigortaları var. Şimdi normal 2 yılda ir yaptırırken servisçiler her yıl yaptırmak zorunda. Şimdi bunların hepsi bir gider. Baktığınız zaman Eskişehir’de büyük bir tsunami var. Bu kış çok zor geçer. Ben anlatınca bir umutsuzluk karamsarlık çiziyormuş gibi görünebilirim. Ama çözüm odaklı, yapılması gereken 17 tane bizim önerdiğimiz… İktidar ne kadarını alır bilemem ama bir an önce bunu gerçekleştirmeli. Bu Eskişehir’de de böyle başka bir ilde de daha az olmakla birlikte böyle. Tüm Türkiye’deki esnafın durumu pandemi nedeniyle sıkıntılı oldu. Kiralarını ödeyemiyorlar kendileri artık ihtiyaçlı duruma düştüler, gelirsizler. Bu kadar basit. Önceki gün icralar başlamış. Şimdi bırakın bu insanların zaten çoluğu çocuğu var, yanında çalışanı var. Zaten zor duruma düşmüşler siz niye bir de icrayı çalıştırıyorsunuz. Şimdi bizim çağrılarımızdan biri de icraların durdurulması. Dediğimiz gibi uzun süreli bir yapılandırma yapılmalı, süresi ödemesiz geçmek kaydıyla. Yaşatması lazım. Az da olsa var olan durumuyla ilgili… Az da olsa çorbası kaynasın. Yanında 1-2 kişiye ekmek versin. Şimdi Eskişehir bu durumda. Turizm yok. Bir de açıköğretim fakültesinin akademisyenleri o döner sermayesinden bir kayıp var. Bunların hepsi Eskişehir’in katma değerinden alınıp götürülen. Biliyorsunuz YÖK’e gidiyor. O yüzden Eskişehir zor durumda. Bence iktidar milletvekillerinin de hatta muhalif milletvekillerini de Eskişehir ile çok hızlı aksiyon almak durumunda. Yüzde 60 çok büyük bir rakam. Her yerde böyle değil. Onun için Eskişehir’e özel bir şeyler yapılmalı. Her yer için yapılmalı ama Eskişehir için özel destek paketleri yapılmalı.”

İKTİDAR ÇARE ÜRETMEK ZORUNDA
CHP olarak hazırladıkları 17 maddenin içeriğini aktaran Taşel, şunları söyledi: “Esnafı km temsil ediyor? Genelde temsil edenler odalar aracılığıyla esnaf dernekleri, bir kısmı ticaret odası üyesi. Bunların sayısı sadece Eskişehir Lokantacılar Odasının yaklaşık bin üyesi var. ETO’ya ikinci grubu var. 2 bin üyesi var. Kahveciler Odasının bin 100 üyesi var. Servisçiler Odasının da bin 100 üyesi var. Bunların yüzde 60’ı da okul servisi. Şimdi burada yangının büyüklüğünü görü. Bir anda 5 bin 500 tane esnaf normal gelirinden çok aşağıya düşen bir gelir ile karı karşıya. Ve çok ciddi kiraları var, yanında çalışanları var. Çok büyük bir çoğunluğu da işsiz kaldı. Dolayısıyla hızlı bir şekilde önlem alınası lazım. Şimdi Esnaf Bakanlığı birinci maddemiz. Esnaf derdini dinleyecek odalar ama onunla ilgili aksiyon alacak bakanlık. Ama öyle bir bakanlık yok. Onun için bir bakanlık kurulması önerimiz var. Sicil affı. Herkes krediye ulaşamıyor. O nedenle geçmişe dönük bir sicil affı çıkarılmalı ki krediye ulaşabilsinler. Esnaflarımızın kullandığı krediler faizsiz ve ödeme gücüne göre taksitlendirilsin. Bu çok doğru bir talep. Nasıl ödeyecek? Mesela kiralarda hem kira veriyor esnaf hem stopaj veriyor. Hiç olmazsa stopajını almayın. KDV almayın elektrik ve doğalgazdan. Elektriğin içinde bir sürü vergi var. Bunları almayın. TRT payını alayın. Zincir mağazalar var. Esnaf zaten zor durumda AVM’ler var. Haftada 7 gün açık. Yani kırtasiyecinin kağıdını satıyor, bot satıyor, çanta satıyor. Ne biliyim okul çantası satıyor. Bırakın herkes işini yapsın. Zaten reyonlarında etinden tavuğuna her şeyi satıyorsun. Bırakın kırtasiyeci kırtasiyeciliğini yapsın. Müdahale edilemiyorsa bile haftada bir gün kapatın, esnaftan alışveriş yapılsın. Şimdi esnaf sosyal güvenlik primini ödeyemiyor. Niye? Zaten zor durumda neyiyle ödeyecek. Sosyal güvenlik primini ödeyemediği zaman sağlık haklarından yararlanamıyor. Esnafın zaten para kazanıyor olsa ödeyecek, haklarından yararlanacak. Hiç olmazsa işyeri kapalı oldu. Yani siz işyerini kapatıyorsunuz. Diyorsunuz ki yarından itibaren işyeri 3 ay kapatıyoruz. O zaman 3 ay hiç alma arkadaş. Bir de ayrıca talep ediyorsan da ödeyemeyenlerin sağlık hizmetini ver. Bu vatandaşlar, 30 sene, 40 sene, 20 sene size vergi ödedi. 3 ay 5 ay ödeyemedi zor durumda kaldı diye niye hizmet vermiyorsunuz. Mesela esnafa ceza. Bu süreci adamlara nefes aldırın. Hatta dün bir konu oldu. Esnafa bir ceza yazmışlar. Zaten insanlar burasında ödeyecek güçleri yok. Neden ceza kesiyorsun. Bunlara dikkat etmek gerekiyor. Bir de devletin esnaflara borcu var. Yani kamunun burada belediyeleri de söyleyelim. Adamın alacağını ödeyin bir an önce. Örnek veriyorum 3 ayda ödeme yapıyorsanız çekin 1 aya. Bu tür bir talebimiz var. Kahvelerde çok tartışıldığı için söyleyeceği. Kahvelerde çay satarak kahvecinin dükkanını açık tutma ihtimali sıfır. Geçen hafta Vişnelik’teki 40 yıllık kıraathane kapandı. Çay satarak işçinin yevmiyesini çıkartamaz. Ama oyun olduğu zaman orada da zaten artık fiziksel mesafe kurallarına uygun olarak oyun oynattırsanız. Ne olur oyun kağıdının parasını ilave edersiniz hiç olmazsa yun oynanarak daha çok çay içilir, ısmarlanılır, iddiaya girilir. Hem kahveci 3-5 para kazanır hem çorbasını kaynatır. Bu kadar basit bir şeyi gereksiz bir yere abartıldı. Küçük esnafın yanında çalışanların kısa çalışma ödeneğiyle ilgili sorunlar giderilmeli diyoruz. Bir kısmı yararlanıyor bir kısmı da kayıt dışıymış. Şimdi de işsiz kaldılar. Krediye ulaşma imkanı yok. Çünkü kayıtlı olmadığı için bankaya başvuramıyor. Bir kısmı tamamen gelirsiz kaldı bir kısmı da kısa çalışma ödeneğinden yararlanıyor burada sorunlar var. Erteleme, sigorta primi, yeniden yapılandırma. Yapılandırma en uzun vadede faizsiz bence en az 5 yıl. Çünkü en kolay ödeme yöntemi uzun vadeye yayarak faizsiz ödemedir. Okul kantinlerinden bir yıl süreyle kira alınmasın. Hem kira alıyorsun ama okullar kapalı. Bunlara sahi çıkılmalı. Servis işletmecilerden teminat alınıyor. Bunların da bir masrafı var. Ek külfet getiriyor servisçilere bu olmamalı. Çok fazla miktarda Türkiye genelinde 6 milyon gibi kayıt dışı esnaf var. Akıllı devlet bu kayıt dışı olanları kayda alır hem gelirlerine haksızlıkları önler bir de herkesin de güvencesi olur. Şimdi kira desteği. Baştan beri söylüyoruz. Kira desteği verin. Ödeme imkanı yok. Siz dükkanını kapattınız. Şuanda vermiyorsunuz ama mesela kaç ay kapattınız? 3 ay mı? 3 ay ödeyin. Sosyal devlet bunu yapmalı. Esnafla ilgili çağrılarımız bunlar. Bunların hepsi de esnaftan toplanmış bilgilerin derlemesi zenginleştirilebilir. Ama burada iktidar bir çare üretmek zorunda.”

ÜRETİME YÖNELİNMELİ
Üretime geçilmesi gerektiğini belirten Taşel, “Üretime yöneltmek gerekiyor. Bakın üretim olmazsa Türkiye’nin hiçbir konuda şansı yok. Turizmde de iyi şeyler üretmeniz lazım. Eskişehir olarak o yönde bir gelişim oldu. Ama üretim olmazsa olmaz. Tarım. Mesela pandeminin gösterdiği en önemli olaylardan biri tarım. Katma değeri yüksek sanayi olmalı. Onun için birazcık o yumurtaları tek sepete değil yayarak gitmeli. Genç nüfusumuz çok. Eğitim kenti. Katma değerli ürünlerden bilişimden dijitalden yararlanılan veya farklı yazılım ihtiyacı var. Bu kentte bu dinamizm var mı? Var. Üniversite kenti diyoruz. 3 üniversite var. O zaman biraz buralara doğru yönelim yapmak lazım. Dünyayla entegrasyon halinde yazılım üssü olabilir. Şu yüzde 60’ın yüzde 20’sini oraya yöneltebilirsek sanayiyi biraz daha geliştirebilirsek, tarım çok değeri hale geldi. Yapın modern tarım. Geleceğin işi de bu. Dün ABD’den bir arkadaşı geldi. Oğlu zıpkın gibi. Çok ilginç şeyler söyledi. ABD’den araştırmış Türkiye’ye yerleştirmeyi ve tarım yamayı düşünüyor. O kadar hoşuma gitti ki. O genç beynin herkesten farklı bunu söylüyor olması. Çok da ciddi araştırmalar yapmış. Bence biraz üretime dönük yönelmemiz lazım. Üretmeden hiçbir şeyi doğru tüketemezsiniz. İşte böyle yol kazaları olduğu zaman çöker. Şimdi bizde şöyle. Emekli olmuş Eskişehir’de yerleşik. İki ya da üç tane apart almış. Bundan geçim sağlayalar vardı. Onlar da gelişiz kaldı. Düğün salonları sayısı 120 civarında. Şimdi müşterileriyle karşı karşıya geldiler. Avans vermiş. Ya yasaklayın ya da 1 saat. Şimdi hangi saate göre 1 saat. Davetiyesini dağıtmış. Zenginin işi oluyor. Büyük bir restorana gidiyorsunuz düğün yapıyorsunuz sıkıntı yok ama düğün salonunda yiyecek içecek vermeyince neden düğün yapsın. Adam avansını istiyor. Oradaki tramvayı düşünür müsünüz? Düğün yapamıyor, ön anlaşma yapmış ona göre parasını vermiş. Bir sürü insan sorun yaşıyor. Aslında her kanadımızda sorun var. Kötü gidiyor” ifadelerini kullandı.

40 KÖYDE İNTERNET YOK
Üniversitelerin uzaktan eğitim kararını değerlendiren Taşel, “Doğru bir karar. Yani sağlık daha önemli. Tabi yanlış tarafı şu: Alt yapınız yok sizin. İnternet alt yapınız iyi değil, EBA üzerinden eğiti yapacağız diyorsunuz. İnterneti olmayan köyler var. Bırakın kenar mahalleler var. Eşit eğitimle ilgili eşit değil. Bir ailede 3 öğrenci var,  televizyon var. Neyin üzerinden alacak eğitimi. Hiç ezbere yapılmış. Hatta bu konuda dünyada ikinciyiz diyor bakanımız. Ama reel durum böyle değil. Beni bildiğim Odunpazarı bölgesinde 40 köyde internet yok. İşte burada sosyal demokrat belediyecilik öne geçiyor. Halk merkezinde eğitim alamayacak öğrencilere hızlı internet sunuluyor. Ama yeterli değil. 40 köyde hiç internet yok. Şimdi güzel bir çalışma yapmışlar. Onları tebrik ediyorum. Odunpazarı Belediyesi özel bir okulla bir protokol imzalanmış. Kartlı sistem. Çocuklara kart dağıtılıyor. O kartlar üzerinden eğitimler veriliyor ve öğretmenler tarafından denetleniyor. Hiç olmazsa fırsat eşitliği, interneti olmadığı için yapamadığı o eğitimi bir şekilde yoksul çocuklarımıza veriyorlar. Bence çok başarılı bir çalışma yapmışlar” dedi.  

BELEDİYELER GEREKEN HİZMETİ YAPTI
Geçen hafta AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan’ın belediyelerin hizmet yapmadığı yönündeki eleştirilerini değerlendiren Taşel, “Parti devleti olunca, devleti de parti gibi değerlendirirse tabi devlet bu işi tek merkezden götürmek için ok olağanüstü bir çaba sarf etti. Onun için benim dışımda kimse ulaşmasın yurttaşına dedi. Tek elden tek merkezden yönetilsin dedi. O yüzden her şeyi kendi bünyesinde toplamak istedi. Belediyelerimizden de şöyle destek aldı. İnsan kaynağını belediye verdi, araç gerecini belediye verdi. Sosyal vefa grupları aracılığıyla tek merkezden götürmeye çalıştı. Şimdi siz sahada bir AK Partiliyi herhangi bir hizmet sunarken gördünüz mü? Ben görmedim şahsen. Bir kere ekmek dağıtılıyordu, bize yasaklanan onlara yapılıyordu. Devletin o yaptığı tek merkezden yapmak istediği işleri kendileri de sayısal olarak sahip çıktılar. AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanının kaymakamlığın hizmetini kendi hizmetiymiş gibi topluma sunduğunu biliyorum. Muhtarlarla görüştüm. Muhtarlar kimin hizmet ettiğini biliyor. Belediyeler gereken hizmeti yapmışlardır. Hem de ellerinden gelenin fazlasıyla yapmışlardır. Bilfiil ben içindeyim, yönlendirdiğim hizmetler de oldu. O evde kaldığımız süreçten bahsediyorum. Onlar da kaymakamlığın yaptığı hizmeti anlatarak hizmet diyorlarsa haklılar parti devleti olduk. O zaman haklılar. Kaymakam partili gibi davranınca o diyor ki ben yaptım diyor. Devlet kavramı çok farklı bir şey. Tabi ki yapacak. Hatta hiç kimse yapmasın benden başka dedi. Aşevlerimizin hesaplarına bloke koydu. Paralarına el koydu. Tek merkezden yürütmeye çalıştığı için oldu. Zihni bey bunu demiştir. Devletin yaptığını kendileri de devlet olduğu için sahip çıkmıştır diyorum” diye konuştu.

YOKTAN VAR ETTİLER
Belediyelerin pandemi döneminde yaptıklarını anlatan Taşel, “Belediyeler samimi olarak söylüyorum. Çok şey yaptı. Ekmeği ucuza değil bedavaya vermeye kalkan belediyelerimize soruşturma açtılar. En hızlı aksiyon alan belediyelerden birisiydik. Biz sakayla bedava ekmek dağıttık. Yani hazırlıksız bir şekilde. Gece 23.00’te sokağa çıkma yasağı ilan edildi. İnsanlar birbirlerinin üzerine çıktı. Buranın belediyeleri çözüm üretti. Sularımızla beraber sakalarımızla ekmek dağıtıldı. Kime ne anlatıyorlar. Burada siyaset yapılmaz. Belediyeler gereğini yaptı. Hem hijyen koşullarında. Maske yaptı, dezenfektan yaptı. Çöpler toplandı. Bu tabi ki normal işleri ama o süreçte çöpler çok fazla arttı. Herkesin korktuğu bir dönemde çalışanlar her şeyi göze alarak hizmet ettiler. 5 maskeyi dağıtamayan iktidarın temsilcileri mi bunları söyledi. 5 maskeyi dağıtamadılar. Neyi konuşuyoruz biz. Bizim belediyelerimiz üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirdi. Hepsi de başarılı bu süreçte. Hakikatten hepsinin emeğine sağlık. Hatta yoktan var ettiler. Türkiye’ye baktığınız zaman ne kadar yaratıcı işler yatılar. Yani bu dönem dayanışma dönemiydi. İnsanların birbiriyle dayanışacağı bir dönemdi. Belediyelerimiz de bunlara öncülük etti. Herkes üzerine düşeni yaptı. Kadın kollarımız ilçe ilçe erzak dağıttı. Odunpazarı ilçe yönetimimiz kendi içinde topladı, hiç ayrım yapmadan sahadaydı. Tepebaşı Belediyemiz aynı şekilde. Sıcak yemek hala devam ediyor. Halk Market, bu gözlerden kaçıyor belki. Geçen gün ziyaret ettim. Oradan da çağrı yaptım. Şimdi de yapıyorum. Lütfen ayni yardım yapın. Bir tane yoksul yurttaşımızın bir aylık alışveriş hakkı var. Kimsenin haberi olmadan gidiyor, raftan ihtiyaçlarını alıp evine götürüyor. Onuru kırılmıyor. Kıyafeti var, kırtasiyesi var, kuru gıdası var. Kimse gözüne sokmuyor yardım yaptık, bu yoksul diye. Yoksul olduğunu da kimse biliyor. Bugün 850 aile önümüzdeki günlerde biliyoruz ki kışta zor geçecek. Belki bunu 2 bin aileye çıkartabilir. Onun için ayni yardım desteği çağrısını yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

ÇEVRE YOLU TALİHSİZ BİR DURUMDA
Çevre yolu sorununu 8 yıldır dile getirdiğini vurgulayan Taşel, “Recep Taşel olarak 8 yıldır bunu dile getiriyorum. Eskişehir’in öncelikli problemi adına kuzey-güney çevreyolu dediğimiz hayali projesi var ama gerçekte projesinin olmadığını da bir vesileyle öğrenmiş olduk. Milletvekilimiz araştırdığında böyle bir projenin olmadığı ortaya çıktı. Bugün ben 1 saat 15 dakikada Batıkent’ten Alpu kavşağına gidebildim. Tır kazası yoktu. Tırda bir arıza varmış. Kaza olsaydı düşünün. Bu artık şehrin içinde kalan bir bulvar gibi. Şehir Hastanesi de o yol üzerine yapıldı. Kalp krizi geçiren bir hasta o yolda eks olur demiştim. Normalde 7-8 dakikada gideceğimiz yolu 1 saat 15 dakikada gittim. Eskişehir’in problemleri çok. Aslında yalnız bırakılmayı da hak etmiyor. Çevreyolu da bunlardan bir tanesi. Çok ihmal edilmiştir. Şehir Hastanesini, fuar merkezini, tornacıları, EMKO’yu, matbaacılar, OSB’yi ki biliyorsunuz OSB güzel de bir yatırım aldı. Hoşnutuz da. Birçok yatırım aldı. Bunları buraya yapıyorsunuz ama şehrin içinden geçen bir çevreyolunuz var. Olmaz. Eskişehir bu yalnızlıktan bu çaresizlikten kurtulmalı. Bakın havaalanımız var. Avrupa şehrinin adına yakışır olarak. Yani AK Partili siyasiler de destekliyor Avrupa şehri diye ki direkt Avrupa’ya uçuşumuz var ama Anadolu’ya uçuşumuz yok. Dolaysıyla böyle handikaplarımız var. Eskişehir’de öncelikli olarak yapmamız gereken işler var. 40 yıldır ben bildim bileli sanayi çarşısı var. Bugün taşınacak, yarın taşınacak. Yani proje hazırlanıyor. Proje desteklenmiyor Çevre ve Şehircilik Bakanlığına veriliyor. Gündoğdu meselemiz var. Ne bırakıyorlar ilgili belediye yasın ya da Büyükşehir Belediyesi yapsın ne izin veriyorlar. Hiçbir şey vermiyorlar. Eskişehir bence zavallı, çaresiz bir durumda. İktidar tarafından desteklenmiyor. Bunun gerekçesi belki sosyal demokrat CHP’li belediyelerin iktidar oluyor olması olabilir. Bunlar hoş değil. Bu öncelikli sorunları özellikle bir an önce siyaset dışı ortaya koyup gerekirse tüm milletvekillerinin çare üretmesi. Bu ilgili makam neresi. Saray. Saray’da yatacaklar. Bu çevre yolu yapılacak. Bugün insanlar işe geç kaldı, iş kaybı. Otogarda otobüs kaçırdı. Doktor randevusu olanların randevusu iptal oldu. Zaten bir emar çektirmek için bir süre randevu alıp gidiyorsunuz. Şu an talihsiz bir durumda çevre yolu. Sadece bir tır arıza yaptı. Allah korusun bir kaza yapsaydı 3 saat kapalı kalacaktı. Öncelikli sorunlar var. Bu öncelikli sorunlara siyaset dışı yaklaşmak gerekir. İktidar ve muhalefet partileri iş birliği içerisinde çözüm odaklı olmalı. İlçe çevre yolumuz yok. Müteahhitler kaçtı. Binali bey bizzat söz verdi. Siz yapamıyorsanız ben yaparım diye. OSB bağlantı yolu yok. Ben hatırlıyorum. 2010 yılında bütçede karşılığı vardı. Daha yapılacak” dedi.

MİLLETİN BEKLEMEYE TAHAMMÜLÜ YOK
Taşel, “Eğer Eskişehir’in çıkarına bir iş varsa CHP’li, İYİ Partili, MHP’li AK Partili Milletvekilleri gitsin yatsın kardeşim. Bu milletin daha fazla beklemeye tahammülü yok. Bakın çok ciddi sorunlarımız var. Kent devinim içinde. Tarım çok güdük. Tarımı geliştirmemiz lazım. Aslında topraklarımız değerli. İstanbul’un yaş sebzesini Sarıcakaya, Mihalgazi gönderiyor. Oraları daha iyi değerlendirmek lazım. İhracatçı konuma dönüştürmek lazım. Hayvancılığı kırsalda geliştirmemiz lazım. Bununla ilgili ben üzerine vazife olmamasına rağmen Büyükşehir Belediyemizin bu konuda inanılmaz çabalarının olduğunu görüyorum. İlçe belediyelerimizle yaptığı iş birlikleri ile birlikte çok iyi işler yapıyor” diye konuştu.

ESKİŞEHİRLİ YURTTAŞIN DEĞERİ YOK MU
‘Oda başkanları da yatsın mı milletvekilleriyle birlikte’ sorusunu yanıtlayan Taşel, “Oda başkanları aslında burada hep konuşmuştuk. Bir lobiye ihtiyaç var, Eskişehir’in sesini duyurmaya ihtiyaç var. 52 oda başkanı bir araya gelip bununla ilgili bir çalışma yaptı. Kol kola girip yatmalılar. Lobinin zaten işi bu. Yani bir girişimde bulunduklarını söyleniyor. Ama kamuoyu baskısı yaratılmadan olmaz. Eskişehirliler bunu hak ediyor. Eskişehir bu düzensizliği hak ediyor. Bir şey paylaşıyorsunuz şehir içinde de trafik falan diyorlar. Burası bir kere orayı tetikliyor. Senin çevre yolun olmadıysa şehir içi de bundan etkilenir. Bunu bir halledelim orada da eksikler varsa belediyelerimiz var UKOME var ona da bir çare bulurlar. Sadece eleştirir yapmak için. Kaza oluyor insan kaybediyoruz. Afyon’dan Gazlıgöl’e kadar kaymak gibi yol ondan sonrası yok. Bizim hiç i değerimiz yok. Afyonlu yurttaşın değeri var Eskişehirlinin değeri yok. Olmaz böyle bir şey iktidar vekillerine düşer aslında bunlara bir an önce el atın. Mihalıççık yoluna gidin. Her an kaza olabilir. Dolayısıyla öncelikli sorunlar var bunlar yapılmalı. Gecekondu önleme bölgesi var. Karapınar TOKİ donatı yok. Ben yapayım diyorlar izin vermiyorlar” diye konuştu.

KATMA DEĞER ÜRETEN BİR YATIRIM SÖYLEYİN
Millet Bahçesi ile ilgili konuşan Taşel, “Ben bu memlekete çivi çakan herkese saygı duyarım. Aban AK Partinin bir tane katma değer üretmiş Eskişehir’de bir tane yatırımını söyleyin. Bu kentte CHP’nin katma değer kazandırdığı fabrikalarla yaşıyoruz. Bunu herkes bilsin. Basma fabrikası, şeker fabrikası, TÜLOMSAŞ, DDY, Hava İkmal Bakım Merkezi. Bakın bir tane bana üretimden gelen gücünü şuarada kullandı deyin. Ne yaptı AK Parti? Burada konuşacağız, vatandaş bilecek. Daha orada çalışanlar katma değer üretiyor. Her ne kadar koksa da çiftçimize hizmet ediyor. CHP’nin geçmişte yaptıklarıdır bunlar. Daha da bir şey söylemeye gerek yok. Katma değer varsa bildiğiniz bir yatırım bana söyleyin. Millet Bahçesi en azından şu anlamda destekliyorum. Orada bir beton oluşmadı. Emeği geçenlere, betona dönüştürmediler. Öyle bir hale yapmaya çalıştılar ama sevgili Eskişehir yurttaşlarımız kamuoyu yarattı cesaret edemediler. Umarım güzel şeyler yapılmıştır” dedi.

BİZ KAZANDIK DİYE CEZALANDIRILIYORUZ
CHP Milletvekili Utku Çakırözer’in AK Parti’den CHP’ye geçen ilçelerde kamu yatırımların durduğu yönündeki açıklamasını değerlendiren Taşel, “5 ay önce yarım kalmış kamu yatırımları diye genel merkezimize sunduk. Bahsettiğiniz gibi orada sağlık ocağından tutun her şey yarım bırakılmış durumda. Ama orada bizim Seyitgazi Belediye Başkanımızı siyasi ikbal olan bir oradaki oda başkanı yürüyor. Kendisine bakacaklar. Stadyum yarım, sağlık ocağı yarım. Vekilimiz doğru söylüyor. Biz kazandık diye cezalandırılıyoruz” diye konuştu.

KALABAK VE BÜYÜKERŞEN’İ KORUMAK LAZIM
Damacana sıkıntısı ve siyah minibüs ile ilgili görüşlerini açıklayan Taşel şöyle devam etti: “Bir talihsizlik yaşandı. Bir ihmal söz konusu. Eskişehirliler de Kalabak suyunu çok sevdikleri için doğal olarak Kalabak suyu içmek istiyor. Bir başka suyla zamanını geçirmek istemiyor. Bende de gecikme oldu. Farklı sular denedim ama hiçbirinde tat almadım. Kalabak suyunun gelmesini bekledim. Vatandaşlarımız haklıdır, burada bir ihmal söz konusudur. Bununla ilgili Yılmaz Büyükerşen Hocamız bir soruşturma başlatmıştır. Hatta Genel Müdür istifa etmiştir soruşturma idari anlamda soruşturma devam etmektedir. Biz de bunun takipçisiyiz. Varsa ihmali olan o bedel ödettirilmelidir. Yurttaşlarımız haklılar ama sanki giderek azalan sorun yani 10 günden 7 güne 5 güne düşerek zaman içerisinde düzelecektir. Ama buradan siyasi rant çıkartmak isteyen rakip partimiz siyasallaştırmaya çalıştılar. Seçimde başarılı olmadıkları Yılmaz Büyükerşen hocamıza buradan siyaset devşirmeye çalışıldı. Biliyorsunuz minibüsler giydirilmeye çalışıldı.  Açıkçası ben daha önce sabırlı olmalarını ve haklı olduklarını beyan ettim. Çünkü aynı sorunu ben de yaşadım. Bunu hak etmedik. Ben olsam böyle bir şeyi tercih etmezdim. Çünkü burada ihmal olduğunu Yılmaz Büyükerşen görmüş, aksiyonu olmuş. Çözümü için de soruşturma başlatmış. Biraz sabırlı olsalardı oradan siyaset devşirilmez ki. Gittim gördüm bizim Kalabak suyumuzun sağlık açısından Türkiye’de 2’nci 3’üncü. Yılmaz Hoca 99’da ilk seçildiğinde hayalini biliyorum. Su işi çok hassas. İçinde mafyatari işler var. Ama bunu çözeceğim demişti. Çok emek verdi. Ama bir talihsizlik oldu. Yurttaşlarımız sabırlı. Azalarak devam edecek gibi duruyor. İhmali olan bedelini ödeyecektir. Bürokratsa bürokrat. Yurttaşlarımızı susuz bıraktıysa, başka suya yönlendirdiyse kötü. O minibüsü de gördüm. O içindeki su Porsuk’tan alıp koysanız o kadar olmaz. Bizim Kalabak suyumuzu değersizleştirmeye kimsenin hakkı yok. Biz seviyoruz. Onunla büyüdük. O değersizleştirme diğer su firmalarının Pazar kazanmasına neden oldu. Ama gerçek öyle değil. Sorun çözüldüğünde Kalabak suyunu tekrar tüketecektir. Marka değerine zarar verilmemelidir. Eskişehir dediğiniz zaman Kalabak suyu ve Yılmaz Büyükerşen’i var. Onlara zarar vermemek lazım, korumak lazım.”

YENİ BİR GÜVEN İKLİMİ KURULMALI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun erken seçim çağrısını desteklediğini belirten Taşel, “Erken seçime ihtiyacı olduğu için genel başkan aslında ya savruluyoruz ekonomik olarak da. Merkez bankası rezervlerimiz ekside. Döviz kuru sürekli hamle üzerine hamle yapıyor. Ekonomi doğru yönetiliyor. Yönetilmediği şuradan anlıyoruz. Ekonomiden sorumlu bakan yani aile içinde olan bakanımız 21 tane yeni ekonomi paketi açıklıyor hepsinde revize ediliyor. Yani söylediklerinin tam tersi oluyor. Böyle olunca erken seçim kaçınılmazdır. Erken seçim olmalıdır. Sokakta beklenti var. Yeter diyor.  Bence de yeter bu ekonomik buhran. İyice çöküş noktasına gelmeden bir önlem alınmalı.  Yeni bir güven iklimi kurulmalı. Aslında ekonomiyi yönetmek için şimdi demokrasiyi anlatmak hukuku anlatmak gerekiyor. Yurttaşlarımız bilsin kişi birbirinden ayrılmaz bir bütün. Sizin demokrasinizin doğru değilse, yasama, yürütme yargı ve medya birbirinden bağımsı denetleme sistemi yoksa hepsi bir elden yönetiliyorsa burada ekonomi bozuk olur. Dünyada 0 enflasyon var.0,25 faiz var. Bizde yüzde 9 ile tefecilere para kaptırıyoruz. Dünyada bu kadar büyük para varken biz tefecilere para ödüyoruz. Neden biliyor musunuz? Sizin demokrasiniz sorunlu olduğu için o küçük faizli para sizi tercih etmiyor, risk almak istemiyor. Demokrasiyle ekonomi böyle bütünsellik içerisinde. Onun için vatandaşlarımıza şunu söyleyeyim. Sakın ola ki milletin karnı aç demokrasiden bahsediyor demesinler. İkisi birbirini besliyor. Çok büyük para gezmek istiyor ama burası güven vermiyor. Erkler ayrılığı yok. Denetleme sistemi yok. Onun için biz gittikçe sıkıntısını yaşayacağız bunun. Genel başkanımız o yüzden de erken seçim buhran derinleşmeden çağrı yapıyor. Ama vatandaşta da var” diye konuştu.

SONUNA KADAR DESTEKLİYORUM
“Erken seçimde muhalefet istediğini almadı. Partinizin bu seçimden galibiyetle çıkacağından nasıl eminsiniz?” sorusuna yanıt veren Taşel, “Bu defa farklı. Daha önce öncelikli sorun olarak saydığımız demokrasi insan haklar şimdi bununla ekonomi bütünleşti. Tencere kaynamıyor, işsizlik hat safhada. Şimdi çalışandan çok çalışmayan olmuş. Gelirsizlik var. Bunu yönetmek çok zor. Yeni istihdam alanları yaratmazsanız, sermaye girişi olmazsa, bu eğitimli geçleri ne yapacağız? Yeniden topyekün bir arayışa, bir hikayeye ihtiyaç var. Genel bakan da bunu görüyor. Buhranda Türkiye daha fazla zarar görmesin diye çağrı yapıyor sonuna kadar da destekliyorum. Sahadan onun sinyalini de alıyorum” dedi.

BUNDAN DAHA KÖTÜ OLABİLİR Mİ
Taşel, “Ekonominin kötü olduğunu tartışıyoruz. Ama seçimlerin çok olduğu ülkelerde ekonominin daha da belirsizliğe gitme ihtimali olabilir mi?” sorusuna ise “Bundan daha kötü ne olabilir? Bundan daha kötü bir şey olamaz. Bizzat yaşıyoruz. Sahada bilfiil yaşayan siyasetçiler. En büyük sorun gelirsizlik. İnsanlar gelirsiz kaldı. 39 lira günlük nasıl yaşayacaksınız? Bir tane esnaf odası başkanı çıktı biz rakamlara baktık işyeri kapatan gözükmüyor diyor. Adam işyerini kapatamıyor. Kapatırken bile para harcıyor. El değiştiriyor. Asıl emek veren kaybetmiş. Ya da o esnaf borçlanmış isim değişikliğine gitmiş. Bu işyeri bile biri olarak reel olarak her günün azalıyor. Esnaf çıkıyor KOBİ çıkıyor sistem dışına. Nasıl yönetilecek. Kış geliyor. Doğalgaz faturası gelecek” diye cevap verdi.

HİKAYELERE İNANMAYIN
“Sanayici sürecin hem iyi gittiğini söylüyor hem kısa çalışma ödeneğinin devam etmesi gerektiğini söylüyor bu çelişki değil mi?” sorusunu yanıtlayan Taşel, “Sanayide pandemi döneminde verimlilik yüzde 30’a düşmüş. Yüzde 40’a çıkınca iyileşme var diyor. Yani umut veriyor. OSB’de 3’üncü bölge açılmış Bursalı, Manisalı sanayici gelmiş buraya bir talep var. Niye? Bizim fiyatımız uygun hem de büyük bir Çinli fabrika geliyor. Ama elmalarla elmayı toplayacağız. 350 sanayiciyi alın toplayın enerji tüketimini 3 yıl önce yine aynı 350 sanayiciyi toplayın fark fazladır. Örneklemeleri doğru yapacağız. İnsanlara umut aşılamayacağız. Şöyle bir avantajımız var. Çin’de pandemi yeni bir arayış bir sermayenin kendi içindeki çelişkisi noktasından bakmak azım bir de lojistik açıdan bakmak lazım. Böyle pandemi olduğunda Çin’de lojistik ve üretim olarak sıkıntı var. Türkiye her yere yakın. Üretimi geliştirebiliriz. Ama öyle aman aman üretim patlaması yok. Madem işler tıkırında neden kısa çalışma ödeneği devam etsin isteniyor? Evet, karamsar olmayacağız ama doğru yönetim elinde. Ama şu anda iyi yönetilmiyoruz. Bakın dün yaşadığım olayı anlatıyorum. İvme kredisi diye sanayiciye bir destek var. Bir tane Türkiye’de olmayan bir tezgah alıyor ivme kredisine başvuruyor ama olmuyor. Alacak ve ihracat yapacak. Hikayelere inanmayın. Her şey güllük gülistanlık gibi anlatmanın anlamı yok” ifadelerini kullandı.

MİLLETVEKİLİNİN YAPTIRIM GÜCÜ YOK
CHP’nin özel olarak yaptırdığı bir anket çalışması olmadığını belirten Taşel, “CHP’nin özel yaptırdığı bir anket yok. Anket şirketleri var. Onların yaptırmış olduğu anketler var. Bakın dün bir tanesi yayıldı. Yüzde 28-30 aralığında gözüküyor CHP’nin oyu. Geçen hafta da yüzde 17’lerdeydi. Ben samimi söylüyorum. Sahada karşılığını görüyorum. Çok ciddi oranda oylarımız yükseliyor. Ama esas sorun şu. Bu sisteme karşı bir sıkıntı var. Tüm toplumun tüm kesimlerinde bu cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili bir sıkıntı var. Dolayısıyla demokratik parlamenter sisteme dönüş isteği var. İktidar Partisi içindeki yurttaşlarımızdan da bilfiil alıyor. Bakanların yetkisi yok. Bakanın yapması gerektiğini saraydaki kadro açıklama yapıyor. Burada hiçbir milletvekilinin yaptırım gücü yok. Toplumun tümünde değişim ve dönüşüm arzusu var. Milletvekilini görmek iş yaptırmak istiyor. Hatta iddialı diyeceksiniz ama u oran yüzde 65-70 rakamlarını bu ihtiyaç seçimlerde ortaya çıkartacak. Toplumun büyük bir kesim bu sistemden memnun değil” dedi.

ÖRGÜTÜ GÜÇLENDİRMEMİZ GEREKİYOR
“CHP yereldeki başarısını neden genele yansıtamıyor?” sorusuna cevap veren Taşel, şu ifadelere yer verdi: “Biz de gelir gelmez bunun analizini yaptık. Bu soruyu kendimize sorduk. Yaklaşık 3 ay çalıştık. Bütün ilçelerimizi sandık sandık taradık. Biz neden genel seçimlerde hep ikinci parti oluyoruz* Bizim yerelde belediye başkanlarımız çok güçlü. Ama örgüt yani CHP’nin örgütü o güçle aynı orantıda yukarı doğru taşınmamış. Bunu yatırdık masaya. Türkiye’deki ölçeklendirmeye baktık. Eskişehir baya geride. Öncelikli olarak üye ve örgütü güçlendirmek gerekiyor diye iktidar örgütlenmesi toplantısının asıl amacı odur. Başkanlarımıza dosyalarımızı verdik. Yol haritalarını çizdik. Muhtarından imamına, öğretmeninden kaymakamına, iletişim kurulmasına onların da adreslerinin ulaştırılması gibi. Bunları raporlayıp bize yollayacaklar biz de genel merkeze vereceğiz. Örgütü güçlendirmemiz gerekiyor, çalışmamız gerekiyor. CHP’nin kurumsal kimliğinin güçlenmeye ihtiyacı var. Ben kongreye gelirken bazı sözler verdim. Parti içi barış, parti içi yarış. Şimdi bunların anlamı şu. Biz yarışarak milletvekilimizi seçmeliyiz. Onun için üye yapısı daha büyük ölçekli üye yapısı en doğru milletvekili adaylarını seçer. Daha büyük ölçekli üye yapısı meclis üyelerimiz seçer. Daha büyük ölçekli kurumsal yapı belediye başka adaylarımızı seçer. Biz bunun çalışmasını yapıyoruz. Parti içi demokrasi. Bunu yaşatmak için her sokakta olabilmek için çalışma yapıyoruz. Biz 37‘nci olağan kurultayımızda bir imza attık. 5 ana başlıkta 17 alt başlıkta toplanan ikici yüzyıla çağrı beyannamesine imza attık. Orada bir şey vardı çok önemli. Milletin vekilini millet seçecek. Milletin vekilini millet seçecekse ben de burada kurumsal kimliğimle kendi milletvekilimi kendim seçebilmeliyim. Biz bunun için çalışıyoruz. Küçük halkadan her zaman doğru bir şey çıkmayabilir ama çember büyüttüğünüzde vicdan ortaya çıkar, delege ağalığı ortadan kalkar. İddialıyız. Onun için insanlar gelip üye oluyor. Çünkü önünün açıldığını fark etti. Eskişehir’de 25 tane milletvekili yakışmıyor. Yerelde iktidarsınız. Burada 60-70-80 milletvekili aday adayı oluyor. Bunu sorgulayacağız. Neden ikinci partiyiz? Biz iktidar örgütlenmesi diyoruz. Biz bu ülkeyi yönetmeye talibiz. Liyakatlı kadromuz var. Programımız var. Refah payını artırmak adına ciddi çalışmalarımız var. Eğitim çökmüş durumda. Bunu çözmek için güçlü kadrolara ihtiyaç var. Eğitim bakanı değişiyor müfredat değişiyor. Dolayısıyla her kadromuz olmasına rağmen hayata geçirdik mi?”

ÖYLE BİR NİYETİM YOK
“Bir dahaki seçimde aday olmayı düşünüyor musunuz?” sorusunu yanıtlayan Taşel, “Bu sefer aday olmayı da düşünmüyordum. O kendiliğinden geldi. Bana görev düşerse alırım. Aldığım görevi de layıkıyla yaparım. Ben kendim için siyaset yapmayan toplumu dönüştürmek için yaptım. Sivil toplum örgütlerinde de aynı duruşlarımı sergiledim. Hayatımın hiçbir alanında kendime ilgili çabam olmaz. Toplum için olur. Söylemek için çok erken öyle bir niyetim yok. Ben siyaseti seviyorum. Onu bir içselleştirmişim. Hizmet etme. Diyeceksiniz ki elinizde iktidarlık yok ne hizmet edeceksiniz? Ben öyle düşünüyorum. Bütün yurttaşları dinliyorum hiçbir şey yapamazsam yol gösteriyorum. Biz iş dünyasından geliyoruz ya bizde problem çözme diye şey gelişmiş. Hiçbir şeyi halı altına süpürmem” dedi.

HER İLÇE İÇİN DOSYA
“Belediyelerden şikayet geldiğinde ne yapıyorsunuz?” sorusuna yanıt veren Taşel, “Kırsaldaki belediyelerimizle dosya hazırladık. Belediyelerimize sunacağız oradaki beklentileri. Biz neden il başkanlığı yapıyoruz? Belediyelerimizle yurttaşlarımızın beklentilerini belediye, belediyenin çalışmalarını da yurttaşlara aktarıyoruz. Her ilçe için dosyamız var. Birkaç gün içerisinde bütün belediyelerimize teslim edeceğiz. Biz ödevimizi yapıyoruz. Oradaki bütçe ve zamanlama nedir? Onlara müdahale etmeyiz” ifadelerini kullandı.

PARTİMİZİ TARTIŞMAYACAĞIZ
Pazar toplantısına ihtiyaçları olmadığını belirten Taşel, “Pazar toplantısı, kendi parti içinde gaz alma toplantısı. Bizim artık buna ihtiyacımız yok. Biz kendi partimizi kamuoyu, basın önünde, sosyal medya önünde tartışmayacağız. Biz iktidara giden bir partiyiz. Ülkeyi yöneteceğiz. Kendi içimizde böyle patinaj yapmayacağız. Eğer pandemi olmasaydı dahi Pazar toplantısına katılmak isteyenleri ilçelerimize yönlendirirdim” diye konuştu.

İKTİDAR OLACAĞIMIZDAN ADIM KADAR EMİNİM
“CHP’de gelenek milletvekili nutuk atını da dinleyelim diyen kesim var. İhtiyaç yok mu buna?” sorusuna ise “Gerek yok. Genel başkan zaten konuşuyor. İl başkanı bunu canlı olarak yapıyor. Parti politikalarımız belli. Parti şöyle olsun böyle olsun daha demokratik olur bunlar kongrelerde olur. Kurultaylarda olur. Bence partiye zarar verecek kısır çekişmelere bu dönem ihtiyaç yok. Tam aksine iktidar adayı gibi sağlam, kendinden emin kadrolarına inanmış bir şekilde halka umut verebilmek önemli. Ben bunu yapacağımızdan eminim. Kimse umutsuzluğa düşmesin ama buradan bir çıkış var. Bu ülkenin enerjisi bilgi birikimi her türlü burhandan çıkamaya yeter. Erken seçim olursa da iktidar olacağımızdan adımın Recep Taşel olduğu kadar eminim” dedi.

CHP ÖNEMLİ BİR PARTİ
Orman yangınlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Taşel, “Kimin yaktığını biliyorum ama PKK’da yaktıysa Allah belasını versin, turizmciler yaktıysa da Allah bekasını versin. Doğada tüm canlıların yaşama hakkı var. Kim yaktıysa umarım kısa sürede yakalanır. Düşünceye ifadeye saygımız sonsuz ama silahla bir şey yapmaya kalkana da karşıyız. CHP’nin duruşu budur. Ama illa bir yere yapıştıracaklar ya ama onarın başlarıyla görüşme yapanları kimse sorgulamıyor. CHP’ye yakışmaz bunlar. CHP bayrağını, vatandaşını seven önemli bir partidir” diye konuştu.
 
 

 
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon
Eskisehirli 19 Ekim 2020 19:08

Şahıs sanki seçime gidiyor siz Kalabak suyunu anlat bırak bu işleri aylardır Kalabak suyunu goremiyoruzsonuc 0

0 0 Cevap Yaz
Eskilehirli 19 Ekim 2020 01:17

Çözüm hariç herşeyi konuşmuş sayın il başkanımız ama çözüm yok kalabak suyunda millet hacı yolu gözler gibi kalabak suyu bekliyor cadde sokakta

2 1 Cevap Yaz
Peh 14 Ekim 2020 12:32

Sadece Eskişehir'e damacanayı 3 aydır bulamayan tüm ülkeye maske dağıtamadı diyor 😏 Diğer başlıkları okumadım o yüzden yorum yapmıyorum gerçi yazsam da yayınlayamıyorsunuz nasıl gazetecilikte bu

1 6 Cevap Yaz
bekir yıldırım 14 Ekim 2020 09:29

Bu kadar uzun yazı konulur mu? Bütün programı yazıya döküp yayınlamışsınız, bu nasıl habercilik? editör, yayın yönetmeni ne iş yapar? Haber başlığıyla içerik örtüşüyor mu? bu yorumda yayınlanmaz, işinize gelenleri yayınlıyorsunuz.

1 2 Cevap Yaz
Çok mu zordu ? 14 Ekim 2020 00:09

İki aydır, hatta üçüncü ayında olan bu kalabak su sıkıntısına neden acil bir çözüm sunulmadı ? Şunun gibi mesela; olay patlak verir vermez acilen tüm sakalara talimat verilip, hepsinin aracına satış için piyasaya verilen 8 litrelik pet şişelerden verilmeli ve diğer yandan eski damacanalarda aynı sakalar tarafından toplanmalıydı. Böylece hem vatandaş mağdur olmaz, hem kalabak suyun itibarı korunur, hemde pazar liderliği korunurdu. Bunu yapmak çok mu zordu ? Liyakat liyakat liyakat, bunu ülkede en çok dile getiren kim ? Tabi ki chp genel başkanı kemal kılıçtaroğlunun ta kendisi. Ama gel gör ki; chp ekibinin yönettiği belediye tarafından 3 aydır amatörce, profesyonellikten uzak ve organizasyon yeteneği bile olmayan liyakatsiz kişiler yüzünden, Eskişehirin en büyük nimetinden mahrum kalıyoruz. Demek ki neymiş ? Liyakati hükümetten isterken, birazda kendi kadrolarınıza bakacakmışsınız. Öyle değil mi ? ( umarım yayınlarsınız )

1 3 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi