Çanakkale’nin Eskişehirli kahramanları!

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Çanakkale’nin Eskişehirli kahramanları!
A
a

Kimi evladını, kimi eşini, anasını, sevdiğini geride bıraktı... Genç, yaşlı, çocuk, kadın demeden Türk'ün kendi yurdunu korumak için şahlandığı ve dünya tarihine yön veren Çanakkale Zaferi'nin 103. yıldönümünde şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz....

Sütiş Eskişehir
Kazım Kurt Seçim 2024 DT haber içi

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ

Çanakkale Boğazı’nda 3 Kasım 1914 yılında başlayan deniz savaşı 18 Mart 1915’te Türk Milleti’nin zaferiyle sonuçlandı ancak kara savaşları 9 Ocak 1916 yılına dek sürdü. Çanakkale, Türk tarihinin en şerefli sayfalarını oluşturan bir ZAFER DESTANIDIR.

Türk’ün kurtuluş ve bağımsızlık savaşı yolunda ulusal ruhu yeniden ateşlemiş ve Türklük tarihteki şanlı yerini tüm dünyaya Çanakkale Zaferi ile duyurmuştur. Çanakkale Zaferi, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ulusu ile birlikte bütün bir cihan tarafından tanınmasını sağlamıştır.

18 Mart’ı izleyen Çanakkale’deki kara savaşlarında kazandığı zaferiyle Türk milletinin 5000 yıllık tarih sahnesinden silinip gidemeyeceğinin ve Birinci Dünya Savaşı öncesi Atatürk, milletin gücünü Conk Bayırı’nda Anafartalar’da ve Arı Burnu’ndaki kan ve can pazarında çok yakından tanıma fırsatı bulmuştur. Bunun devamında Atatürk, milletin gücünü her daim yanında bilerek vatanımız için canla başla savaşmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına kadar gelinmiştir.

18 Mart Çanakkale Zaferi, düşman donanmalarının 1915 yılı başlarında İstanbul’a girmelerini ve İmparatorluğun daha o yıl içinde çökertilmesini önleyen çok büyük ve tarihi zaferin ilk adımı olmuştur. Çanakkale kara savaşlarında kazanılan zafer ise Osmanlı İmparatorluğunun Mondros Mütarekesi’ne kadar ayakta kalmasını ve Birinci Dünya Savaşı’nın en az iki yıl kadar daha uzamasına neden olarak dünya tarihini etkilemiştir.

18 Mart 1915 günü...

Türk insanının, yaşlı, genç, çocuk, kadın demeden kendi yurdunu korumak için şahlanan bir milletin, sayı ve maddi olarak üstünlüğü tartışılmaz olan düşmanlarını yenerek, onları bozguna uğrattığı savaşın adıdır Çanakkale Savaşı. 

İngiliz ve Fransızlar İstanbul’a, Çanakkale’ye ve boğazlara hakim olarak, Karadeniz ve Akdeniz çevresindeki ülkelere karşı söz sahibi olmak istiyordu. Boğazlar, Karadeniz’i Atlantik Okyanusu’na bağlayan çok kritik bir konumda bulunuyordu. Petrol, ticaret, bölgeye hükmetme ve daha çok para hırsıyla yola çıkan düşmanlarımız, Çanakkale’yi 1 ay gibi bir kısa sürede alarak İstanbul’a kadar ilerleyeceklerini düşündüler ve büyük bir bozguna uğradılar.

18 Mart 1915 günü gemileriyle Çanakkale Boğazı’na doğru ilerlemek üzere harekete geçen düşman gemileri büyük bir başarıyla geri püskürtülmüştür. Türk Denizcilerinin kahramanlığı ve Türk topçusunun çelik yumruğu zaferin baş mimarları olmuştur. 

18 Mart’ta dersini almayan İtilaf Devletleri 25 Nisan 1915 günü sabahı 600’e yakın savaş ve ticaret gemisiyle tarihte örneği görülmemiş bir şekilde Gelibolu’yu hedef aldılar. Tarihin en kanlı savaşları arasında yer alan Gelibolu Savaşı’nda taraflar yaklaşık 250’şer bin asker kaybederek savaş alanını Türk zaferine terkettiler. (8-9 Ocak 1916)

YARIM MİLYON İNSAN HAYATINI KAYBETTİ

Çanakkale Savaşları’nda 490.000’e yakın askerle gelen işgalci kuvvetler, 300.000’den fazla kayıp verdi. Buna karşılık Osmanlı tarafının 315.000 askerinin 250.000 tanesi ana yurdunu korurken şehit oldu. O tarihe kadar eşi görülmemiş bir cephe olan Çanakkale'de, toplamda yarım milyondan fazla genç hayatını kaybetti. 

Eskişehir 827 yiğidini şehit verdi

Eskişehir, Dünya tarihine yön veren bu destanda 827 yiğidini şehit vermiştir. Cephede savaşanların kimi çocuğunu, eşini geride bıraktı, birçoğu da 10-20 yaş aralığında henüz çocukluğuna doyamamıştı… Koca bir düşman zırhlısını Çanakkale’nin serin sularına, 250 kiloluk mermiyi tek başına sırtlayarak gömen Seyid Onbaşı’nın, tek bir top mermisi ile Turqouise adlı Fransız denizaltısını batıran Müstecib Onbaşı’nın isimleri tarihe kazınır. Ertuğrul Koyu’na çıkarma yapmak isteyen on binlerce düşman askerine karşı kırk askeriyle direnerek ilerlemeye mani olan Yahya Çavuş unutulmaz.

MEKTEPLER MEZUN VERMEDİ…

1915 yılında mektepler mezun vermedi, kimse evlenmedi, kimse kendini düşünemedi. Bütün dünya birbirine karşı savaşıyordu ve bu savaşta herkese ihtiyaç vardı. Bunun en büyük örneklerinden birisi ise Tıbbiye’nin 1915 yılında eğitimine 1 yıllık ara vermesidir. Genç yaşlı dinlemeden insanlar savaşa giderken, 1915 senesinde hayat resmen durmuştu.

Çanakkale, Türk ulusunun bağımsızlık ve hürriyetinin simgesi olmuştur. Her siperde ayrı destan yazan askerlerimiz, bu zaferin sonunda ‘Çanakkale Geçilmez!’ sözünü tarihe yazdırmıştır. Mustafa Kemal'in komutasındaki Türk ordusu, canı pahasına savaşmış ve destan yazmıştır.

Henüz çocuk olan Çanakkale askerleri

KAHRAMAN GEMİ: NUSRET

7 Mart 1915 gecesi Yzb. Hakkı komutasındaki Nusret adlı mayın gemisi bütün ışıklarını söndürerek büyük bir cesaretle Boğaz’da balık istifi gibi yer alan düşman gemilerinin arasından geçerek Karanlık Liman’a (Erenköy Koyu) 26 adet mayını sulara bıraktı. Tuzağımıza ilk düşen Bouvet zırhlısı oldu, ona yardıma gelen diğer iki düşman gemisi de mayınlara ve mermilerimize dayanamayarak geri çekildi. 6 saat içinde itilaf devletlerinin  3 büyük savaş gemisi Nusret’in büyük başarısıyla mayınlara çarparak Çanakkale’nin sularına gömüldü.

DARDANOS TABYASI

Konumu gereği savaşın en ağır yükünü çeken ve en fazla ateş altında kalan Dardanos tabyasındaki 6 adet topun neredeyse tamamı kullanılamaz hale gelmişti, askerlerin hemen hepsi ya şehit düşmüş ya da ağır yaralıydı. Yaralı olan Batarya komutanı Hasan Hulusi ile takım subayı Trabluslu Tğm. Mehmet Mevsuf kalan son iki topun başına geçip tek başlarına ateşe devam ettiler. Bu topların her biri 8 erle kullanılırken onlar tek başlarına büyük bir destanın başrolünde yer aldılar. Dardanos bölgesine dakikada düşen top mermilerinin sayısı 400-500’ü bulduğu belirtilmiştir. İki kahraman, topları kullanıp düşmanı bozguna uğrattıkları sırada, iki topun arasına düşen bir düşman mermisi iki kahraman subayımızı çok ağır yaralamış, ardından atılan son mermi ile şehit düşmüşlerdir. 

NAAŞI BOZULMAYAN ŞEHİT

18 Mart 1915 zaferinden üç yıl sonra Hasan, Mevsuf ve diğer şehitlerin naaşları Değirmenlik Mezarlığı’ndan alınarak Hasan-Mevsuf Tabyası’nın bulunduğu yamaca defnedildi. Ve buraya “Hasan-Mevsuf Şehitliği” ismi verildi. Nakil işlemi sırasında Üsteğmen Hasan’ın tabutu babasının isteği üzerine açıldı. Üniforması üzerinde olan şehidimiz bir halıya sarılı ve naaşı hiç bozulmamıştı. Baba İsmail Efendi, o gün oğlunu tüm canlılığını muhafaza eden yüzünden son defa öperek veda etti. (Bu tarihi bilgi, Hasan Hulusi’nin yeğeni Mukbile Cemile Hanım’ın kendi gördükleri, babası ve dedesinden edindiği bilgilerle ortaya çıkarılmıştır)

Çanakkale Zaferi'nin 103. yılında gazi ve şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz.

Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi