Erken seçim mi geliyor?

Bütün göstergeler, ülkemizin hızla bir erken genel seçime doğru gittiğini gösteriyor. Bir tarafta koronavirüsle başlayan görece birlik ve beraberlik duygusu tırpanlanıyor. Mevcut iktidar şimdiye kadar toplumun tümünü kucaklayarak hiçbir seçime girmedi. Bilakis belli bir kutuplaşmadan fayda sağladı. Tabii erken seçim karşısında partilerin Eskişehir teşkilatları ne yapar? Partilerimizin tamamı koronavirüsle uğraşmaktan siyaseti unuttular. Erken seçim hepsini zorlar. Mesela AK Parti 3 olan vekil sayısını koruyabilir mi? Bu arada Nabi Avcı, Harun Karacan ve Emine Günay'a, "Siz yeteri kadar hizmet ettiniz" denir mi? Denirse bu isimler durumu nasıl karşılar? Öte yandan CHP'de işler nasıl gelişir? Çiçeği burnundaki İl Başkanı Recep Taşel, milletvekili sıralamaları için 'Hariçten gazel okuyan'lara karşı ne yapar? CHP iki vekille mi yetinir? MHP ve İYİ Parti muhtemelen vekil sayılarını artıramaz. Ancak var olan milletvekillerini acaba koruyabilir mi? Dahası yeni dönemde acaba kim milletvekili olur? Kabukcuoğlu ve Sazak mı? Yoksa başkaları mı? MHP ve İYİ Partililer kendi adaylarını kendileri mi belirler? Yoksa "Ankara'nın taşına bak / Gözlerimin yaşına bak" türküsünü mü çığırırlar?.. Biz Türkiye'ye dönelim... Şimdi "Komşularımdan 50 kadarını öldürürüm" edebiyatı alabildiğine işleniyor. Birileri toplumu germeye çalışıyorsa, bunun adı erken seçimdir. Başka belirtiler de var; mesela iktidarı destekleyen partiden "Damat hazretlerimiz çok başarılıdır" mealinde açıklamalar yapılıyorsa, artık son noktaya vardık demektir ki bunun da adı yine erken genel seçimdir... Tabii basın üzerindeki baskılar da artıyor. Mesela döviz kurundan bahsetmek yasaklandı. Böyle bir şey yapan kişi 2 ila 5 yıl arasında hapis yatabilir. Elbette havuz gazetesi mensubu olup da, "Döviz düşecek" dediğiniz zaman, sıkıntı yaşamayacaksınız. 4'üncü Murat'ın içki yasağı gibi yani. "Ben içerken yasak kalkıyor" demiş Sultan Murat. Şimdi de, "Bizim işimize gelince dövizden bahsedilebilir" diyorlar... Yine İstanbul Boğazında oturup bardağı bir asgari ücret eden viskisini yudumlayan pelikanlar, bir takım muhalif gazetecilerin mal varlığını bile ortaya koymaya başladılar. Namusla kazanılan paraya kimse yan gözle bakamaz. Bu pelikan amcalarımızın da mal varlığını araştıralım mı? Öte yandan "Erken seçim olmaz, hükumet için intihardır" diyenlerin fikirlerini de yabana atmamak lazım. Ancak bu yaklaşım, Saray'ın mantıklı hareket edeceği varsayımına dayanıyor. Kaybedilen İstanbul seçimlerinin iptal edilmesiyle birlikte gördük ki, Saray her zaman mantıklı kararlar almıyormuş. Ayrıca Milletvekillerimizin yaz aylarının ortasında iki senelik görev sürelerini dolduracağını da hatırlamakta yarar var. Milletvekillerimiz çok çalıştılar maşallah. Tahtalara vurmak lazım. 2 sene mesai harcadılar. Süper emeklilik hakları değil mi?
 

Bir haftada ne değişir?

Sebastian Pinto'nun Eskişehirspor yönetimine son bir hafta süre tanıdığını öğrendik. 5 – 6 senedir Pinto ve Boffin gibi futbolcularımıza paralarını ödeyemedik. Bir haftada ne değişir bilemeyeceğim artık. Öyle hızlı bir erezyona uğradık ki, "1'inci ligde kalalım" derken bir anda ikinci lige düşmemiz kesinleşti. Daha 2'inci lige düşmeyi hazmedememişken bu kez de 3'üncü lige düşmemiz büyük ihtimal olarak ortada duruyor. Belli ki Mustafa Akgören ve arkadaşları bu yükün altından kalkamıyor. İşin daha da kötü tarafı ufukta Eskişehirspor'un yükünü kaldıracak bir aday da görünmüyor. Bir hafta sonra ne değişecek? İnanın bir şeylerin değişeceğine ilişkin pek bir umudum kalmadı. Eskişehirspor camiası olarak "Halil harcadı, Mesut harcadı bedelini biz mi ödeyeceğiz?" mantığını aşmadıkça iki yakamızı bir araya getiremeyiz. Allah muhafaza 3'üncü ligin bile hasretini çekebiliriz...
 

Onu beceremeyenler de var

Büyükşehir Belediyesi, kent genelindeki muhtarlara maske desteğinde bulunmuş. Aslına bakarsanız Büyükşehir yetkilileri kent merkezinde bu maskeleri dağıtmıştı. Ancak şimdi buna kırsal alandaki muhtarlarımız da eklenmiş. Yetkililer sadece maske değil, kolonya ve birtakım dezenfektanlar da dağıtmışlar. "Canım alt tarafı el kadarcık bir bez parçasıyla, bir şişe kolonya" diye küçümseyebilirsiniz. Fakat öyle söylememek lazım; bunu beceremeyenler de var...