Adam bağırıyor

Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş’ı ES TV’de konuk ettik. ES TV Genel Yayın Yönetmeni ve ESGROUP Genel Koordinatörü Ali Baş ve Arif Anbar ile birlikte ‘verimli ve umutlu’ bir program yaptık.

Kesikbaş, bir buçuk yıldır kentin gündeminde. Önce sanayinin gündemini son aylarda da kentin gündemini belirlemeye başladı. O nedenle programın reytingi hayli yüksekti. Kesikbaş, televizyon binasına ‘yol arkadaşı’ Sinan Özeçoğlu ile geldi. Özeçoğlu her zamanki gibi pozitif ve espriliydi. Günün sonunda Özeçoğlu’nun kentin gündemine hâkimiyeti doğrusu beni biraz şaşırttı. Şimdilik şu kadarını söyleyeyim; patronlar ‘bazı şeylere’ el atmaya başlamış..

Kesikbaş, ESO’dan ES TV’ye göç ediyormuş gibi küçük çaplı bir bavulla geldi. Her zamanki gibi... Hazırlığını görünce ‘eyvah program bu program bitmez’ dedik. Dosyalar, çizimler, projeler, yasalar... Hepsi hazır olunca stüdyoya geçtik. Kesikbaş “Kravat takmadım ama...” deyince arkadaşlar takmasının daha iyi olacağını söyledi. Ali Baş’ın kravatlarından birini taktı ve program başladı.

Bir süredir yaptıkları fuarları anlatarak konuşmaya başlayan Kesikbaş, “Birbirimizi fazla tanımıyoruz, sanayicimiz komşusunun ne iş yaptığını bilmiyor. Seçim dönemindeki ziyaretler bize bunu gösterdi. Bir araya geleceğiz, konuşacağız, ortak aklı bulacağız. Birbirimize muhalefette yapabiliriz. Muhalefet yapmak demek ihanet etmek demek değildir. Tartışacağız, konuşacağı. O kasaba kültürlerinde oluyor. Her şeyi konuşabilme ihtimalimizin olması gerekir. Açık fikirli olacağız, birbirimizi saygı duyacağız” dedi.

Kesikbaş, kanayan bir yaramızı “Ortak iş yapma kültürümüz yok denecek kadar az” cümlesiyle özetledi. Tanıtıma önem verdiklerini ifade eden Kesikbaş “Bugüne kadar kendimizi yeterince tanıtamamışız. Sanayi Odası firmalara ifade özgürlüğü tanıyor. Eskişehir’in sanayi anlamında tanıtıma ihtiyacı var” diye konuştu.

AK Parti MKYK Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, ESO’nun fuarlarını kaçırmıyor. Kesikbaş, bu yöndeki olumsuz ‘mırıldanmalar’ için “Fuarlara herkes gelebilir. Her çarşamba saat 10’dan 16’ya kadar buyursunlar. Mevlana’nın kapısı gibi herkese açık. Gel, gel yeter ki gör...” dedi.

Kesikbaş’ın “Dünya değişiyor. Bundan sonra işbirliği dönemi ba şlıyor. Bireysellikler bitti. Tek başıma onu yaparım, bunu yaparım falan yok. Bundan sonra işbirliği yapılacak. Sinerji konuşulacak” cümlesi de çok önemliydi.

Kesikbaş’ın ihtisas OSB’ler kurma planı Büyükerşen ve Ataç tarafından eleştirilmişti. Kesikbaş, şunları kaydetti:
“Alın teri de çok değerli önemli ama artık akıl teri de çok önemli hale geldi. Ben şehircilik falan bilmem ama kentin geleceğinde mutlaka sanayinin yeri olması gerekiyor. Bu sadece Eskişehir değil memleket meselesi. Bundan sonra tüm kentlerde ihtisas OSB’lere ihtiyaç var.”

Kesikbaş’ın “Eskişehir Marmara havzasının içinde yer almak zorunda. Aksi takdirde Eskişehir orta gelir tuzağından kurtulamaz. O yüzden ne yapıp edip bizim Marmara bölgesine entegre olmamız gerekiyor” hedefi de aynı amaca hizmet ediyor.

İhtisas OSB’leri konuşurken Arif “Büyükerşen ile görüştünüz mü” diye sordu. Kesikbaş’ın cevabı şöyle oldu: “Kim olursa olsun, herkese saygımız sonsuz.Katma değer üretmiştir, kenti sevmiştir. Sanayi Odası’nın 700 üyesi var. Dolar kuru yükselmeden önce 26 milyar liralık ciro yaratıyoruz. 50 bin çalışanı var. 200 bin insan Eskişehir sanayisinden ekmek yiyor. Bizim de bir şey söyleme hakkımız olsun değil mi? Sanayiciler adına... Sanayici deyince böyle Hulusi Kentmen gibi oturalım beş cipimiz olsun, sekiz apartmanımız olsun... Bizim sanayicimiz böyle değil. Bizim sanayicimiz emekçi sanayici. Herkes orada tırnağıyla çalışıyor.”

Kesikbaş “Kimse Eskişehir’in demografik yapısını bozmak istemiyor” cümlesine Arif “Neden istenmiyor” diye karşılık verdi. Kesikbaş “Onların da kendilerine göre hesapları vardır. Arif Bey anlamışsındır sen” dedi.

Bu kez Arif “Seçmen yapısı için mi, seçimlere dönük mü” deyince Kesikbaş “Olabilir yani bu kadar basit. 800 bin kişi çok güzel yani. Demografik olarak bölünmüş kimin ne yapacağı belli” diye konuştu.

Kesikbaş “Yeni nesil OSB konusunda Eskişehir’de bir direnç yok. Eskişehir’de iş ve aş davası var. Eskişehir sanayileşsin ya da sanayileşmesin diye referandum mu yapacağız? Böyle bir dünya yok. Eskişehir için sadece birkaç kişi karar veremez. Bir kişinin dudağının arasında değil bu işler. Bu kentin geleceğini öyle bir kişi dudaklarının arasında söyleyemez” cümleleri de geleceğe dair ipuçları veriyordu.

Kesikbaş’ı bir buçuk yıldır takip ediyoruz, dinliyoruz, anlamaya çalışıyoruz... İki saatlik programda onlarca proje açıkladı, onlarca tespit yaptı... Adam kısaca “Dünya değişiyor. Bu işler böyle gitmez. Uyanma vakti geldi. Üretimi, tüketimi, kafamızı kısacası her şeyimizi değiştirmeliyiz. Treni kaçırmak üzereyiz” diye bağırıyor.

400 yıl önce “Dünya dönüyor” diyen Galileo’nun başına gelmeyen kalmamıştı. Bakalım “Dünya değişiyor” diyen Kesikbaş’a ne olacak?