Karşılıklı atışma Eskişehir’e vakit kaybettirir

Büyükşehir Belediye Meclis’inde birkaç gün önce yine bir “Kentsel dönüşüm” tartışması yaşandı. Başkan Ayşe Ünlüce, son derece açık konuştu:
-Kocakır’daki rezerv alan TOKİ’ye devredildi!
Son derece haklı ve yerinde bir serzeniş! Çünkü rezerv alan olmadan “Kentsel dönüşümün” hayata geçmesi mümkün değil!
Meclisteki tartışmaların dışında AK Parti il Başkanı Gürhan Albayrak da, bir açıklama yaptı ve başkan Ünlüce’ye yanıt verme ihtiyacı hissetti:
-TOKİ bu bölgeye sosyal konut yapacak. Eleştirileri anlayamadık!
Bu açıdan bakarsanız Albayrak’da haklı!
Ancak, kimin haklı ya da haksız olduğundan ziyade Eskişehir’in çözüm bekleyen acil bir sorunu var. Karşılıklı atışmalarla Eskişehir’in çok vakit kaybettiğini hep birlikte gördük! İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) tarafından yapılan kontroller sonucu hazırlanan rapora göre yaklaşık 5 bin bina ilk depremde yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya…
Bu binalarda vatandaşlarımız oturmaya devam ediyor…
-Hadi yıkalım, dediğinizde bu vatandaşlar nereye gidecek.
Yerinde dönüşüm yapılmayacak bölgeler de olabilecek. Bu alanlar yeşil alan, sosyal yaşam alanları olarak da değerlendirilebilecek. Bu vatandaşların gideceği yer belli…
-Rezerv alanlarda yeni konutlar yapılacak!
Rezerv alan yoksa, riskli binaların yıkımı şimdilik durur. İlerleme olmaz! Kocakır olmadıysa, başka bir rezerv alan bulunabilir.
Yeter ki yapılmak istensin!

 

KENDİ KENDİNE KONUŞAN DELİ!

Eskiden öyle diyorduk…
Kendi kendine konuşanı deli ilan ediyorduk! Kimi zaman kendi kendine konuşan biri olarak, bu konuda kendimden de çok şüphelenmedim değil! Yazacağım bir makale için yüksek sesle düşündüğüm çok olmuştur.
Meraklı gözlerin beni izlediğini fark ettiğimde iş işten geçmiştir artık! Susmanın pek bir anlamı kalmaz!
Takip ettiğim bir internet sitesi var.
Evrim ağacı…
Çağrı Mert Bakırcı’nın kendi kendisiyle konuşanlara ilişkin bir makalesi var! Okuyunca derin bir soluk aldım. Sağlıklıymışım…
Bir kısmını özetleyerek aktarmak istiyorum:
-Yalnız hissettiğinizde, sizin için çok özel olan birini göz ardı edersiniz ve ona hak ettiği ilgiyi vermezsiniz. Her zaman sizinle olan birine... Kim o kişi, bildiniz mi? Tabii ki, kendinizsiniz. Sizsiniz! Dolayısıyla, kendinizle konuşun. Sadece kafanızda da değil, açık açık, yüksek sesle! Bu kafayı yediğinizi, fıttırdığınızı, oynattığınızı, çıldırdığınızı mı gösterir? Hiç de bile!
-Kendi kendine konuşmak sadece yalnızlığı hafifleten bir unsur değildir; aynı zamanda sizi daha zeki yapar. Çünkü aklınızdaki fikirleri netleştirmenizi, temizlemenizi sağlar. Karar vermeye çalıştığınız konularda zihninizi açar. Göremediğiniz şeyleri görmenizi, fark edemediğiniz şeyleri fark etmenizi, keşfedemediğiniz şeyleri keşfetmenizi sağlar.
-Kendi kendinizle konuşmak evrimsel açıdan da son derece sağlıklı bir davranıştır. Konuşabilmeyi başardığımızda ve beynimiz, ses kutumuz, genel olarak fiziksel özelliklerimiz bunu yapabilecek şekilde evrimleştiğinde, aslında amacımız sadece karmaşık bir iletişimdi. Hatta muhtemelen konuşma, beyin evrimimizin sadece bir yan ürünü olarak var oldu.
 

YETKİSİ OLMAYANLAR! 

Türkiye’de uzun yıllar Teknik Direktörlük yapan Slaven Bilic’e, Türk futbolunun temel sorununun ne olduğunu soruyorlar.
Yanıt, hepimizin katılacağı türden:
-Türkiye'de temel problem şu; bilgili olanların yetkisi yok, yetkisi olanların da bilgisi yok.
…/…
Sanırım olay sadece futbolla ilgili değil!
Ülke genelinde de ne yazık ki durumumuz bu şekilde!
 

ACI KAHVENİN SIRRI

Kahvenin içindeki parçacıklar kaynama noktasına gelince patlar. Kaynama noktasına hızlıca getirilirse acı bir tad oluşur; bu yüzden yavaş pişirilmelidir.
 “Bir acı kahveni içmeye gelicem” sözü de buradan gelir. Çabuk pişirirsin, ziyaretimi kısa tutacağım demektir.
 

GÜNÜN SÖZÜ

Herkesin, gidebileceği bir yeri olmalı. Çünkü öyle bir an olur ki, insanın mutlaka bir yere gitmesi gerekir. Dostoyevski
 

GÜNÜN KARİKATÜRÜ