Eskişehir’in adaylarını bu yöntemler belirleyecek!

Eskişehir’de büyükşehir ve Odunpazarı, Tepebaşı ilçeleri ile kırsal ilçelerde yerel seçimlerde kazanacak adaylara ilişkin çeşitli siyasi senaryo ve algoritmalar konuşuluyor, zihinleri kurcalıyor.
Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinin yapıldığı 14 Mayıs öncesine gidelim…
Hatırlayın, milletvekili adaylığı için kimlerin adı geçiyordu?
AK Parti’de Fatih Dönmez ve Ayşen Gürcan’ın adı gündeme gelip kulis bilgisi olarak konuşulmaya başlandığında, önce Eskişehirli olmamaları nedeniyle bazı çekinceler ortaya konmuştu.
Daha sonra adaylar belli olduğunda AK Parti’nin bir veya iki sırayı Eskişehirli olmayan adaylara verebildiği gerçeği hatırlanmıştı.
Kazanabilme ihtimali olan 3. sıra adayı eski emniyet mensubu, müteahhit Ali Demirel’in bile Eskişehirli olmadığı göz önüne alındığında AK Parti’nin burada seçim değerlendirme konusunda teşkilat ve milletvekillerinden daha ziyade, farklı kesimlerin düşüncelerini önemsediğine karar kılmıştık.
O dönem milletvekilliği için ismi geçen AK Parti’nin Eskişehir’deki önemli isimlerinin neredeyse tamamı liste dışı kalmıştı. 
Zaten ilk 3 sıraya giremeyenlerin pek umudu yoktu ama yine adı hatırlananlar buna da sevinmişti.
Bugün yerel seçim için bazılarının ismi halen geçiyor ancak maalesef zayıf bir ihtimal olarak.
Bu arada, Eskişehir’de fazlaca önemsenen “Eskişehirlilik” durumunun, insanın kentte yarattığı değer ve kendini nereli hissettiğiyle ilgili olarak değişebileceğine inananlardanım.
CHP’yi, Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü’den sonra İbrahim Arslan ile bir fazla milletvekili kazanımı olduğu için es geçip, MHP’ye baktığımızda da AK Parti’de olduğu gibi dışarıdan aday olarak görülen Bülent Maşaoğlu ile farklı bir durum söz konusu olmadı.
İYİ Parti’de ön seçim adıyla yapılan temayülden birinci sırada çıkıp genel merkezin sıralamayı değiştirmemesi soncu ipi göğüsleyen Nebi Hatipoğlu’nun da seçileceğine kesin gözüyle bakılıyordu. 
Nitekim öyle de oldu. 
Sonra AK Parti’ye geçti ama o başka mevzu…
Anlayacağınız…
Milletvekilliği seçimlerinde aday belirleme yöntemlerinde her parti için farklı kıstaslar göz önüne alınabiliyor.
Ancak, fakat, lakin…
İş yerel seçime geldiğinde, size peşinen söyleyeyim bu işler böyle olmaz…
Yarım asrı geride bırakmış bir ömür ve 30 küsur yıllık meslek hayatım boyunca izlediğim yerel seçimler bana gösterdi ki…
Bir parti veya partinin genel başkanı ne kadar güçlü olursa olsun, yerel seçimlerde birinci etken tanınırlığı yüksek, imajı olumlu, kendi siyasi düşüncesi dışındaki kesimlerden oy alabilecek adayın varlığı her şeyin önüne geçer.
Ekonomik kriz, yoksulluğun derinleşmesi ve gelir adaletsizliğinin artması ise iktidar partisi adayının önündeki en büyük etkenler olur.
Gelelim bugüne…
Eskişehir’de bu ayın sonunda büyük ihtimalle AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti’nin tüm adayları belirlenmiş olacak.
Ama nasıl?
Hangi yöntemle?
Bu soruya yanıtı, AK Parti’de arayarak başlayalım.
AK Parti, temayül ve anket çalışmasıyla bunu yapacak. 
Eskişehir sokaklarında geçen ay ki anketleri AK Parti İl Teşkilatı yaptırıp, nabız yoklamıştı. 
AK Parti genel merkezi, Eskişehir’de halihazırda telefonla anket çalışması yaptırıyor. 
Hatta birine ben de denk geldim. 
Sonra temayül yapacak.
CHP’de ise bu soru yeni seçilen Genel Başkan Özgür Özel’e soruldu. 
“Yerel seçimler için önseçim mi, temayül mü, anket mi yapılacak?”
Özgür Özel, bu soruyu özetle şöyle yanıtladı:
“Örgütümüzün tecrübeleri ön seçim demeyelim, sonucuna uyulacak temayül yoklaması.  Mümkün olduğu kadar erken karar verebilmek için sonucuna uyulacak temayül yoklamaları, eğilim yoklaması yapacağız. Ama ikinci çıkanı gidip de Yüksek Seçim Kuruluna bildirmeyeceğiz. Örgüt kimi seçerse o. Her yerde ön seçim doğru yöntem değil. İllerin, ilçelerin, görüşleri burada alınacak. Eğer aday devam edecekse anket gereği edecek. Kesin kazandığımız bir yerin kararını örgüt vermesi doğruysa ön seçimle, yok ‘örgütten o çıkar ama seçimi kazanamaz’ deniyorsa anket yöntemiyle. Ama herkesin objektifliğinden razı olduğu yöntemler kullanacağız.”
Buradan da anlaşılacağı üzere Eskişehir’de mevcut belediye başkanları devam edecek.
Cumhur İttifakı’nın AK Parti’den sonraki diğer ortağı MHP’ye baktığımızda…
MHP, genel merkez tarafından yapılan eğilim yoklamasını tercih edenlerden. 
İl Başkanı İsmail Candemir ve parti kurmaylarının kararı etkili olacaktır.
İYİ Parti’de ise durum değişti.
Yani Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun istifasından sonra teşkilatta bir moral bozukluğu hakim.
Hele bir de eski vekil adayları ve ilçe başkanlarınca ortaya atılan bazı iddialar durumu daha da karmaşık hale getirdi…
Eskişehir’de parti tabanının yerel seçim öncesi yaşadığı hayal kırıklığını İYİ Parti Genel Merkezi, kurmay ekibini buraya göndererek gidermeye, eski canlı yapısına kavuşturmaya çabalıyor.
İYİ Parti’de adayların belirlenmesi, “Genel Başkan Meral Akşener’in ve kurmay ekibinin inisiyatifinde” dersek sanırım yanılmış olmayız.
Şimdi diyeceksiniz ki…
Aday belirleme yöntemleri partilerin il teşkilatları yerine genel merkezin inisiyatifinde olduğu sürece değişen pek bir şey olmaz…
Bu yazının başında belirttiğim gibi, vekil adaylarını belirlerken yaptığı yanlışları göremeyen partiler, hangi yöntemi belirlerse belirlesin, yerel seçimde de farklı sonuç elde edemeyecektir.
Buradan görünen o.