Eskişehir’in 3 rektörüne 3 zor soru!

Eskişehir’de, Anadolu, Osmangazi ve Teknik olmak üzere 3 üniversite var.
Üniversitelerimizin bütçeleri hatırı sayılır büyüklükte.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi tıp fakültesi dolayısıyla sağlık, Teknik Üniversite teknik, Anadolu Üniversitesi de başta Açıköğretim olmak üzere her türlü ihtiyaçları için satın alım yapıyor.
Üniversiteler, kampüslerindeki inşaatlardan öğrencilerin yemeğine, kırtasiye ürünlerinden akaryakıta, sağlık malzemelerinden akademik eğitimdeki tüm materyallere kadar milyonlarca lira harcama yapıyorlar.
Malum bu ihtiyaçlar, bir kısmı doğrudan alım yöntemiyle ihalesiz, bir kısmı da düzenlenen ihalelerle karşılanıyor.
Milyonlarca liralık harcamalardan bahsediyoruz.
Ülkemizde kamu denetimleri Sayıştay tarafından yapılıyor.
Sayıştay’ın belirlemiş olduğu denetim alanları kapsamında devlet üniversiteleri özel bütçeli idareler içinde yer alıyor. Sayıştay düzenlilik denetimi ve performans denetimi olmak üzere iki tür denetim gerçekleştiriyor.
Bugün özellikle CHP’li belediyelere baktığınızda Sayıştay denetçileri tarafından “titizlikle” denetleniyor.
Adeta iğneden ipliğe tüm harcamaları didik didik ediliyor.
Aynı durum üniversiteler için de geçerli mi diye insan merak etmeden duramıyor.
Bu işin bir tarafı.
Diğer tarafı ise Eskişehir’deki üniversitelerimizde her rektör değiştiğinde düzenlenen basın toplantılarında biz gazetecilere üniversite-Eskişehir, üniversite-medya işbirliğinin önemine vurgu yapılır.
Eskişehir medya kuruluşlarını bundan ayrı tutmamız doğru olmaz.
Medya kuruluşlarının hatırı sayılır reklam gelirlerini devletin kurumu Basın İlan Kurumu’ndan aldıkları ihale ilanları oluşturuyor.
Üniversiteler hangi tür mal ve hizmet olursa olsun doğrudan alım yöntemini tercih ettiklerinde ihale düzenlenmediğinden Basın İlan Kurumu aracılığıyla Eskişehir’deki basın kuruluşlarına ihale ilanı vermek zorunda kalmıyor.
Böyle olunca Eskişehir medya kuruluşları olması gerektiğinden daha az ihale ilanı yayınlayarak daha az gelir elde ediyorlar.
Eğer 3 rektör, üniversite-Eskişehir, üniversite-medya işbirliğine önem veriyorlarsa doğrudan alım yöntemi yerine ihale yöntemini yaygınlaştırırlar.
Bu durum hem “tüyü bitmemiş yetimin hakkı” olarak görülen kamu kaynaklarının ne kadar doğru kullanılıp kullanılmadığını ortaya koyar…
Hem de bir şeffaflık yaratır.
Hasılı…
Eskişehir üniversitelerimizdeki 3 rektöre 3 sorum şu:
1-Üniversitenizin yıllık bütçe büyüklükleri ne kadar?
2-Üniversitenize 2024 yılında ne kadar liralık doğrudan temin yöntemiyle mal ve hizmet satın aldınız?
3-Üniversiteniz için ne kadar liralık ihale düzenlediniz?
Yanıt gelmemesi durumunda sorularımı bu köşeden zaman zaman hatırlatacağımı da belirterek…
Kalın sağlıcakla.
 

İbrahim Arslan “büyük oyun”a dikkati çekti!

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, “Büyük Oyun” başlığıyla yaptığı paylaşım son derece dikkat çekici.
Arslan, şunları ifade ediyor:
MHP’den ihraç edilen 3 bağımsız milletvekilinin Cumhur İttifakı’yla hareket edeceği düşünüldüğünde Cumhur İttifakı’nın toplam vekil sayısı 327’ye ulaşıyor.
İktidarın kendi istediği tarihte seçime gitmek veya gündemlerinden düşürmedikleri Anayasa değişikliğinin doğrudan TBMM’de yapmak için eksik kalan sayı 73, referanduma götürülebilmek için gereken sayı 33.
İktidarın sürdürdüğü görüşmeler sonucu DEM Parti’nin desteğini alması halinde DEM 57+DBP 2=59) ulaşılacak toplam milletvekili sayısı 386.
Bu sayı referandum yoluyla Anayasa’nın değiştirilmesi için gerekli olan 360’ın üzerinde.
İktidarın, DEM Parti’nin desteğini alması durumunda Anayasa’yı doğrudan TBMM’de değiştirmek için ise 14 milletvekiline ihtiyaç bulunuyor!
Bu planlı siyasal mühendislik ve stratejinin önümüz günlerde çok önemli siyasal gelişmelere yol açacağını, iktidar tarafından milletvekili transferlerinin de buna koşut olarak hızla sürdürüleceğini göstermektedir. Umarım yanılırım!”
Hasılı, büyük oyun şu:
AK Parti önderliğindeki Cumhur İttifakı, milletvekili transferi ve İmralı açılımıyla Anayasa’yı referanduma götürmeyi, eğer becerebilirse TBMM’de değiştirmeye çalışıyor.