Eskişehir’e hiçbir katkıları yok!

Ekonomimiz yaraları sarıp iyileşmeye çalışıyor. Tüketici fiyatlarında dünyadan farklı bir durumumuz var. Tüm dünyada gıda fiyatları düşüyor, ülkemizde ise artıyor…
Neden böyle?
Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Yönetim Kurulu üyesi Güven Erdoğan ile karşılaştık. Kendisi de gıda üretimi yaptığı için bu durumu ona sordum…



Erdoğan, bunun iki nedeni olduğunu söyledi, birincisi:
-Açgözlülük çoğaldı. Fahiş fiyatlandırmalar var. Terbiye edilmesi gerekiyor.
İkincisi:
-3 harfli marketler!
Şaşırdım, biraz açar mısınız?
-Bu marketler ülkemizin başına bela! Gıda enflasyonunun yüksek çıkmasının sorumlusu onlar. Şu anda maliyetler artmıyor ama etiketler değişiyor! Bakın Ali bey, markette domates 50 liraya satıldı. Aynı gün çiftçi tarlasındaki domatesi 1 liraya satamadı, çöp oldu!  Çiftçi ağlıyor.
-Bu konuda Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’ta açıklamalarda bulundu. Vergilerini bile Eskişehir’e ödemiyorlar. Temizliğini yapıyoruz ama bize faydaları yok, diyor!
-Başkan Kurt, doğru söylemiş. Ama ruhsatı da onlar veriyor. Ruhsat konusunda kolaylık sağlanmamalı. Yerel market varsa yanına başka market açılmasına izin verilmemeli!  Sadece market açmıyorlar. Eskişehir’de bir de bisküvi fabrikası açtılar. Bizim işletmelerimizin yetişmiş personelini aldılar. Eskişehir’e hiçbir katkısı yok. Kimseden hiçbir ürün almıyorlar.
-Sizce çözüm nasıl olmalı?
-Yerel yerelle çalışsın ancak böyle kalkınırız. Bunun içinde odalar, iş insanları ve belediyeler hep birlikte hareket etmeliyiz

İÇİMİZDEKİ KOMBİLER!

Amerikalı akademisyen ve psikolog Abraham Maslow’un anlattığı bir hikayedir:
Yatırıldığı akıl hastanesinde ölü olduğuna inanan, bu nedenle de yemek yemeyen ve hiç bir yaşamsal faaliyete katılmayan bir akıl hastası, tüm uzman psikiyatristlerce girişilen her çabaya rağmen, ölü olmadığı konusunda bir türlü ikna edilememiş.
Hastanın bu kararından vazgeçmeyeceğini anlayan ve tedavisini üstlenen psikiyatristlerden biri, sonunda hastaya, ölülerin kanayıp kanamayacağına dair bir soru yöneltir.
Hasta:
-Tabii ki kanamaz, çünkü ölülerin tüm hayat fonksiyonları durmuştur, der. Bunun üzerine psikiyatrist, küçük bir iğne alıp hastanın parmağına batırır. Bir müddet şaşkınlıkla parmağına bakan ve kanadığını gören hastanın tepkisi ilginçtir:
-Lanet olsun! Ölüler de kanarmış!
Kimi zaman sorgulamadan inandığımız olaylar var.
Bize istediğimiz kadar delil getirsinler, asla ikna olmayız! Sonuçta “ölü taklidi” yapan epey kalabalık bir kitleyiz…
Ya da zombiyiz!
 

VAY BE MUHALEFETE BAK!

Gelecek Partisi Milletvekili Doğan Demir, şu sitemde bulundu:
-Milletvekili maaşları çoğu vekile yetmiyor!
Vekilin maaşı 196 bin 775 lira…
Emekli millet bir yılda o maaşı ancak alabiliyor…
İnsan vekilden bu cümleleri duyunca…
-Vay be muhalefete bak demekten kendini alamıyor!
 

BİR DAHA GETİRMEM!

2024’te Türkiye’de online alışveriş oranı yüzde 51,7’ye ulaştı ancak kişisel veri ihlalleri, kaybolan siparişler ve teslimat sorunları arttı. Bazı çalışanlar kod almadan kargoyu asansöre bırakıyor, vatandaş tepki gösterince de "Bir daha getirmem" diyerek tehdit ediyor.Sadece kargo teslimatları üzerine bir milyonu aşkın şikayet  geldi.
 

KÖR DEĞİLSEN!

İnsanlar sana karşı ne hissettiklerini tam olarak davranışlarıyla gösterirler.Kör olmak istiyorsan sen bilirsin.
 

GÜNÜN SÖZÜ!

Unutma, insanların çıkarları değiştiğinde zihniyetleri ve davranışları çabuk değişir. Arthur Schopenhauer
 

GÜNÜN KARİKATÜRÜ