Eskişehir bizim!

Ne olduysa Maden Kanunu’nun 2004 yılındaki değişikliğinden sonra oldu.

Aslında bir dönüm noktası…

Yapılan değişiklikle "orman, muhafaza ormanı, ağaçlandırma alanları, özel koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, sit alanları, tarım alanları, su havzaları ve benzeri doğal ve kültürel zenginlikleri olan ve bu sebeple koruma altına alınmış alanlar" madencilik faaliyetine açıldı.

Alpu’ya yapılmak istenen kömür enerjili termik santrale karşı ciddi direnç oluşturmuş, bu konuda deneyime sahip Eskişehir şimdi de altın madeni tehdidiyle karşı karşıya.

Büyükşehir belediyesi öncülüğünde başlatılan hukuk mücadelelerde özellikle ÇED sürecinde olumlu sonuç alınırken…

Altın madenlerinin doğaya vereceği zarar konusunda bilinci artırmak, sadece çevre duyarlılığı yüksek kesimlerin değil, tüm Eskişehirlilerin dahil olacakları dayanışmayı örgütlemek adına TEMA ve Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu tarafından “Altın Madenciliğinin Eskişehir ve Sakarya Havzası’na Etkileri” konulu panel düzenlendi.

Eskişehir Hasan Polatkan Kültür Merkezi’ndeki panele ilgi yoğundu, salon tamamen doldu.

Etkinliğe, CHP Eskişehir Milletvekilleri ile CHP’li belediye başkanları tam kadro katıldı.

Hatta Kütahya Belediye Başkanı Eyüp Kahveci, Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu ile Saadet Partisi Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca da panelde yer aldı.

Panel, Eskişehirli TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç’ın, faaliyete başlamaları durumunda altın madenlerinin Eskişehir ve çevresindeki il ve ilçelerin doğasına nasıl zarar vereceğine ilişkin sunumuyla başladı.

TEMA Başkanı Deniz Ataç’ın verdiği bilgiye göre, bugün itibarıyla ne yazık ki ülkemizde doğayı, tarım alanlarını ve kültürel varlıkları madencilik faaliyetlerine karşı kanun seviyesinde koruyan tek bir koruma statüsü dahi bulunmuyor. 

Bu durum Türkiye'de koruma statüsü göz önünde bulundurulmaksızın pek çok yere maden ruhsatı verilmesine neden oldu.

Eskişehir’in yüzde 71’inin 4. grup, yani altın, gümüş, kömür gibi madenlere ruhsatlandırıldı.

Bu Eskişehir için aslında tehlike çanlarının çaldığı anlamına geliyor.

TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç, çevre ve insan sağlığı için önlenemez riskler barındıran vahşi madenciliğin son bulması, siyanür, sülfürik asit gibi zehirli kimyasallarla yapılan yığın liç yönteminin yasaklanması gerektiğini dile getirirken, şu uyarıyı yapmayı da ihmal etmedi:

“Ne yazık ki mevzuatımız bu durumu önlemek, bu tehdidi ortadan kaldırmak için herhangi bir önleyici, sınırlayıcı, korumacı bir tedbir öngörmüyor, aksine her yerde madencilik faaliyeti yapılabilmesine izin veriyor. Bu tehdidi ortadan kaldırmanın, ekosistemi korumanın ve yaşamın sürdürülebilirliğini sağlamanın tek bir yolu var; maden yapılamayacak yerleri belirlemek ve kanunla koruma altına almak. Çünkü biliyoruz ki; kanun korumazsa maden yaşatmaz.”

Panelden çıkan sonuç: 

“Doğası, çevresi, kuşu ve kelebeğiyle Eskişehir bizim. Kimselere kirlettirmeyiz!”

-----

Hatipoğlu transferin, Çavdar yakın ilişkisinin karşılığını MKYK’da aldı!

AK Parti’nin 75 kişilik karar ve icra organı Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) listesine Eskişehir’den Milletvekili Nebi Hatipoğlu ile AK Parti eski Odunpazarı Gençlik Kolları

Başkanı Mürsel Çavdar girmeyi başardı.

AK Parti’nin dünkü 8. Olağan Kongresi öncesi başka partilerden AK Parti’ye katılanların Erdoğan tarafından MKYK’ya alınacağı kulislerde konuşuluyordu.

Nitekim öyle de oldu.

İYİ Parti’den istifa edip AK Parti’ye katılan Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun yanı sıra Ankara Milletvekili Kürşat Zorlu, İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz, Kayseri Milletvekili

Dursan Ataş ve Konya Milletvekili Ünal Karaman MKYK’da yer aldı.

Aynı şekilde Gelecek Partisi’nde istifa edip AK Parti’ye katılan, Ankara Milletvekili Nedim Yamalı ve Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun ile Yeniden Refah Partisi'nden istifa eden Abdurrahman Akyüz ve İstanbul Milletvekili Suat Pamukçu da kendilerine MKYK’da yer buldu.

Gelelim Mürsel Çavdar’a…

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkilerinin iyi olduğu biliniyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7-8 yıl önce geçirdiği trafik kazası sonrası Çavdar ve ailesini Eskişehir’deki evinde ziyaret etmiş, Ankara’da tedavi olduğu hastanede her hafta ziyarete gitmişti.

İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın da desteğiyle Çavdar, MKYK’ya girdi.

Kendilerine hayırlı olsun…

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, ayda bir kez toplanan 75 kişilik MKYK üyelerine herhangi bir konuda danışıyor mu danışmıyor mu orası meçhul ancak…

Şu bir gerçek ki…

Hatipoğlu ve Mürsel artık partide bir adım öne geçmiş durumda…

Buradan görünen o.

Not: Bu satırları yazdığım sırada Merkez Yönetim Kurulu (MYK) yani Genel Başkan Yardımcıları belli olmamıştı.