Ekmek yoksa pasta yesinler!

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, vatandaşların boy, kilo ve vücut kitle indeksi (VKİ) ölçümlerinin yapılacağını duyurdu.
81 ilde eş zamanlı başlatılan ve 10 Temmuz’a kadar sürecek yeni sağlık tarama programına göre, sağlık personeli vatandaşların yoğun bulunduğu meydanlar, etkinlik alanları ve diğer kamusal noktalarda ölçümler yapacak.
Fazla kilolu yani obez bireyler belirlenerek Sağlıklı Hayat Merkezleri ve Aile Sağlığı Merkezlerine yönlendirilecek.
Bu kişilere diyetisyenler aracılığıyla beslenme danışmanlığı ve sağlık takibi hizmetleri sunulacak.
Hedef 10 milyon kişi.
İyi, güzel, hoş da…
“Bu millet neden kilo alıyor, obezite neden arttı?” diye soran yok.
Hemen söyleyeyim…
Doğru ve dengeli beslenecek paraları yok.
Gelirler düştü.
Özellikle dar ve yoksul kesim en ucuz beslenme şekli makarna ve ekmek yiyerek ancak karnını doyurabiliyor.
Bol karbonhidrat…
Bugün et, balık hatta tavuk almak mesele haline geldi.
14 bin 500 lira emekli maaşı, 22 bin lira asgari ücretle hayatta kalma mücadelesi veren milyonlarca insan var Türkiye’de.
Obezite önemli sağlık problemi ancak önce yoksullukla sınanan insanların dengeli ve sağlıklı beslenebilecekleri bir gelire kavuşmaları gerekiyor…
Türk Tabipler Birliği’nin “obezite oranı yoksullar arasında artmaktadır” tespitini de hatırlattıktan sonra…
Bakan Memişoğlu’nun bu çıkışının, “Ekmek yoksa pasta yesinler” demekten pek bir farkı yok!
Bilmem anlatabildim mi?
 

Metropoll’ün anketindeki merak uyandıran sorular!

Özer Sencar’ın sahip olduğu kamuoyu araştırma şirketi Metropoll öyle anlaşılıyor ki yeni bir anket yapıyor.
Türkiye genelinde telefonla yapılan anketin “talihlileri”nden biri de ben oldum.
Ankette sorulan sorulara bakılırsa “bir taşla birkaç kuş” vurulmaya çalışılıyor.
Ankette yöneltilen soruların ilgi çekenlerini sıralamak gerekirse…
“Erdoğan’ın aday olmaması durumunda AK Parti’nin başında kimi görmek istersiniz?” sorusunun şıklarında “Bilal Erdoğan, Selçuk Bayraktar, Süleyman Soylu, Hakan Fidan” yer alıyor.
Başka dikkat çeken sorular ise şöyle:
-İmamoğlu’nun cezaevinden çıkacağına inanıyor musunuz? Özgür Özel’in siyaset tarzını beğeniyor musunuz? Özgür Özel’e yapılan saldırının planlı olduğunu düşünüyor musunuz? Bu saldırının mağduriyet yarattığını düşünüyor musunuz? Mevcut başkanlık sistemi ile mi yoksa parlamenter sistemle mi ülkenin yönetilmesini istersiniz? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkeyi ekonomik, siyasi ve dış ilişkiler bakımından ülkeyi iyi yönettiğini düşünüyor musunuz? Kökeniniz nedir, kendinizi siyasi bakış açısı olarak nasıl tanımlarsınız? Ailenizin toplam geliri ne kadar? Ne iş yapıyorsunuz? Terörsüz Türkiye açılımını destekliyor musunuz?
Anlayacağınız…
Pek çok gelişmeye gebe Türkiye’de kamuoyu araştırma şirketlerinin anket çalışmaları çoğaldı.
Bana göre bu anketin en dikkat çekici yanı…
“Erdoğan’ın aday olmaması durumunda AK Parti’nin başında kimi görmek istersiniz?” sorusunun şıklarındaki “Bilal Erdoğan, Selçuk Bayraktar, Süleyman Soylu ve Hakan Fidan” isimleri oldu.
 

‘2026 referandum yılı olacak’

 
Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir, ESTV yayında “Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Kitabından ortasından başlarsak eğer…
Demir’e göre, bu süreç dış mihrakların oyunu.
Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerini de içine alan bir Kürt devleti oluşturma palanının bir parçası.
Demir, açılım sürecinde terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın Türkiye’den talep ettiği ve anayasal düzenleme gerektiren konuların iktidar tarafından 2026 yılında referanduma götürüleceğini şöyle savundu:
“Bu sürecin noktalanma sahnesi bir referandumla son bulacak. Parlamentoda 400 milletvekilini organize edip ‘Bu işi Anayasa’ya yazdık oldu, bitti’ demeye cesaret edemeyecekleri düşündüğümüz için bir referandum sürecinin başlangıcı olarak görüyoruz.
2026 yılı referandum yılı olarak gözüküyor. Tahminlerimiz nisan, mayıs veya haziran ayları içinde bir referandum olması. Referandum da PKK’nın önceki gün açıkladığı manifestonun yansımaları yer alacak.”
Demir’in öngörülerine katılırsınız veya katılmazsınız ancak şurası bir gerçek ki…
Artık her gelişmesi bir gündem yaratacak nur topu gibi bir gündemimiz oldu.
Bu durum, ülke yönetimine talip siyasilerin cezaevinde olması, ekonomik kriz, yüksek enflasyon, yoksulluk ve hukuksuzluğu gölgeler mi?
Hep beraber göreceğiz.