İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart 2025’te tutuklanması, dünya genelinde yankı uyandırdı. Avrupa’daki yerel yönetimler, düşünce kuruluşları ve uluslararası medya kuruluşları Türkiye’deki demokratik gerilemeye karşı sert açıklamalar yayımlarken, Türkiye içinde gençlik merkezli protesto dalgası büyüyor.
İmamoğlu’nun tutuklanması, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na aykırı bir adım olarak değerlendirilirken, başta VVSG (Flaman Belediyeler Birliği) olmak üzere Avrupa Konseyi, Bölgeler Komitesi ve Avrupa Belediyeler ve Bölgeler Konseyi (CEMR) ortak bir çağrıyla Türkiye'deki demokratik kurumlara yönelik baskıların durdurulmasını istedi.
Eurocities öncülüğünde Paris Belediye Başkanı’nın girişimiyle başlatılan uluslararası bildiriye şu ana kadar 75 Avrupalı belediye başkanı imza attı. Çağrıda, “İmamoğlu’nun keyfi biçimde tutuklanmasının” kabul edilemez olduğu vurgulanırken, Türkiye’de muhalif siyasetçilere ve yerel yönetime yönelik baskılara son verilmesi istendi.
İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası Türkiye genelinde başlayan ve özellikle gençler tarafından sürdürülen protestolar, dünya basınında geniş yer buldu. Fransız gazetesi Le Monde, gösterileri “şiir gibi” sözleriyle tanımlarken, Kanada merkezli Radio Canada gençlerin rejime olan öfkesini dile getirdiğini yazdı. World Socialist Web Site ve Sırbistan’dan Masina, lise ve üniversite öğrencilerinin protestolarda ön saflarda yer aldığına dikkat çekti.
Gösteriler sırasında çok sayıda öğrenci gözaltına alınırken, Almanya’dan Deutschlandfunk ve Le Figaro, protestoların kitleselliğine ve eğitim kurumları üzerindeki baskılara odaklandı. Kadıköy’de sokakta piyano çalmaya hazırlanan İtalyan asıllı sanatçı Davide Martello ise sınır dışı edildi.
İmamoğlu’nun tutuklanması, batılı düşünce kuruluşları ve uluslararası medya tarafından Türkiye’deki demokratik gerilemenin bir simgesi olarak değerlendiriliyor. The Conversation, Avrupa Birliği ve ABD’nin stratejik çıkarları gereği tepkisiz kaldığını savunurken, Institut Montaigne yazarı Soli Özel, bu süreci “Erdoğan rejiminin otoriterleşmesinde yeni bir eşik” olarak tanımladı.
Avustralya Dış İlişkiler Enstitüsü’nden Dr. Loqman Radpey, İmamoğlu’na yönelik suçlamaların, muhalefeti sistem dışına itmek için kullanılan yasaların bir parçası olduğunu ifade ederken, Yunanistan basını da Financial Times'ta çıkan “siyasi rehine” ifadesine sık sık atıfta bulundu.
Human Rights Watch, protestolara katılan öğrencilerin ve gazetecilerin kitlesel şekilde yargılandığını, çoğu iddianamede suç unsuru bulunmadığını belirtti. Kuruluş, Türkiye’de toplantı ve ifade özgürlüğünün ciddi biçimde ihlal edildiğini vurguladı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’yi defalarca mahkûm ettiğini hatırlattı.
Protestoların giderek büyüdüğü Türkiye’de muhalefet partileri erken seçim çağrılarını sıklaştırırken, İmamoğlu’nun tutuklanmasının Erdoğan iktidarına karşı geniş bir toplumsal tepkiye dönüştüğü gözlemleniyor. Yunanistan merkezli Protagon ve SL Press, demokratik bir Türkiye'nin sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de belirleyici olabileceğini vurguluyor.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...