Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nin Açıköğretim Fakültesi, yıllardır Türkiye'nin en büyük ve en saygın eğitim kurumlarından biri olarak kabul ediliyordu. Ancak son dönemde fakültede yaşanan değişiklikler, dikkatleri üzerine çekti. Anadolu gazetesi köşe yazarı Tarkan Demir, bu gelişmeleri ve ortaya çıkan soru işaretlerini köşesinde ele aldı.
"Anadolu Üniversitesi’nin, kurulduğu 1982 yılından itibaren dünyasının sayılı mega üniversiteleri arasına girmesini sağlayan Açıköğretim Fakültesi’nde çok acayip işler oluyor. AÜ’nün kaynak yetersizliği gerekçesiyle Türkiye genelindeki 90’dan fazla binasının satılığa çıkartılması yönündeki çalışmaları bu köşeden duyurmuştum. Şimdi de Açıköğretim kadrosunda bulunan, aralarında rektör yardımcılığı ve dekanlık yapmış önemli isimlerin de bulunduğu onlarca akademisyenin kadroları Açıköğretim Fakültesi’nden çok farkı fakültelere aktarılıyor. İletişimciler tarafından kurulan ve tarihsel süreçte çok farklı bilim insanlarını bünyesinde bulunduran, Türkiye’nin en önemli kurumları haline gelmesini sağlayan öğretim üyelerinden bahsediyoruz… Açıköğretim Fakültesi bünyesindeki anabilim dallarının kapatılması gerekçe gösterilerek önceki gün Rektör oluruyla yapılan görevlendirmeler sonucu Açıköğretim kadrosunda 160 öğretim üyesinden sadece 27 hoca kalmış. Kadro değişiklikleri sürecinde açık ve uzaktan eğitimi doçentlik bilim alanı olarak kabul ettirilmesini sağlayan ve sinema ve televizyon alanında doktora ve doçent olan öğretim üyelerinin kadroları İletişim Bilimleri Fakültesi’ne aktarılırken… Yine Açıköğretim sisteminde uygulamalı iletişim alanından doçent olan öğretim üyelerinin kadroları Açıköğretim Fakültesinin yeni kurulan açık ve uzaktan öğrenme anabilim dalında kalması çok manidar. Bu gelişmeler “Türkiye’nin göz bebeği Açıköğretim tasfiye mi ediliyor?” sorusunu gündeme getiriyor… Yazık."
KÖŞE YAZISINI GÖRÜNTÜLEMEK İÇİN TIKLAYIN...
Tarkan Demir’in köşe yazısı, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ndeki son gelişmeleri çok açık bir şekilde gözler önüne seriyor. Üniversitenin geçmişteki başarıları ve Türkiye’deki eğitim sistemine kattığı değerler göz önünde bulundurulduğunda, bu tür büyük değişikliklerin ne anlama geldiği daha net bir şekilde anlaşılabiliyor.
Açıköğretim Fakültesi, sadece Anadolu Üniversitesi için değil, ülke genelindeki eğitimdeki dijital dönüşüm için de önemli bir rol üstlenmişti. Ancak şimdi yaşanan kadro değişiklikleri, fakülte bünyesindeki bölümlerin kapanması ve kadroların başka fakültelere aktarılması, bu kurumun geleceği hakkında soru işaretleri oluşturuyor.
Bu tür adımların, Açıköğretim Fakültesi'nin uzun vadede hangi yönlere evrileceğini ve eğitim dünyasında nasıl bir iz bırakacağını hep birlikte göreceğiz. Ancak şu an için, Tarkan Demir’in köşe yazısındaki gibi, "Türkiye’nin göz bebeği Açıköğretim tasfiye mi ediliyor?" sorusu önemli bir kaygı olarak gündemde kalmaya devam ediyor.
Koskoca egitim kurumu kişilere mi bağlı ki eğitim gerilesin her zaman yenilikler yapılır kangren olan bir yer varsa gerekirse kesilir kimse vazgeçilmez degil