Peygamberimiz Hz. Muhammed Miraç'a nasıl çıktı, ne gördü? Miraç Gecesi neler oldu?

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Peygamberimiz Hz. Muhammed Miraç'a nasıl çıktı, ne gördü? Miraç Gecesi neler oldu?
A
a

Diyanetin dini günler takvimine göre her sene Recep ayında idrak edilen Miraç Kandilii 2024 yılında 6 Şubat Salı günü idrak edilecek. Bu özel günde Miraç gecesi yaşananlar ve faziletleri Müslüman alemi tarafından merak ediliyor. Miraç gecesinde en çok merak edilen soruların başında ise Peygamberimiz Hz. Muhammed Miraç'a nasıl çıktı? Hz. Muhammed Miraç'ta ne gördü?  Miraç Gecesi neler oldu? gibi sorular geliyor. Bu yazımızda Miraç Gecesi ve Miraç Kandili hakkında merak edilen konuları yazdık. İşte detaylar...

Sütiş Eskişehir

Peygamberimiz Hz. Muhammed Miraç'a Nasıl Çıktı?

Hazreti Muhammed'in Miraç'a çıkışı, İslam'ın temel inançlarından biri olan Miraç Kandili ile ilgili önemli bir olaydır. Miraç, peygamberin Allah'ın huzuruna yükseltilmesi anlamına gelir. İslam peygamberi Hz. Muhammed'in Miraç'a çıkışı, Kuran'da "İsra" suresinde de bahsedilen bir olaydır.

Miraç olayı, İslam geleneğine göre şu şekildedir: Bir gece, Cebrail (Gabriel) melek, Hazreti Muhammed'e gelerek kendisini Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya götürmek üzere davet eder. Burak adındaki beyaz bir binek, Hazreti Muhammed'i bu yolculukta taşıyacaktır. Peygamber Efendimiz, Cebrail'in rehberliğinde bu olağanüstü yolculuğa başlar.

Mescid-i Aksa'da Allah'a yönelik namaz kılan tüm peygamberlerin önünde imam olarak namaz kılan Hz. Muhammed, daha sonra sema katlarına çıkar. Yedi semaya yükselerek, birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci semada peygamberlerle ve meleklerle buluşur. İlahi huzura varır ve Allah'ın emirleri, farz kılınan namazlar ve diğer pek çok önemli konuda bilgiler alır.

Miraç'ın en önemli sonuçlarından biri, bu yolculuk sırasında Allah tarafından Hz. Muhammed'e beş vakit namazın farz kılınmasıdır. Bu, Müslümanlar için temel ibadetlerden biri olan günlük beş vakit namazın başlangıcıdır.

Miraç olayı, İslam'ın önemli bir mucizesi olarak kabul edilir ve her yıl Miraç Kandili'nde bu olayı anmak, dua etmek ve ibadetlerde bulunmak Müslümanlar arasında yaygın bir gelenektir.

Miraç Gecesi Neler Oldu?

Miraç Gecesi, İslam inancına göre Hz. Muhammed'in (s.a.s.) Cebrail'in refakatinde, gökyüzünü aşarak Allah'ın huzuruna yükseldiği olağanüstü bir gece olarak kabul edilir. Miraç Gecesi, Recep ayının yirmi altısı ile yirmi yedisi arasındaki gece olarak bilinir ve bu gecede gerçekleşen olaylar, İslam'ın temel inançlarından birini oluşturur.

Miraç Gecesi'nde yaşanan olaylar şu şekilde özetlenebilir:

  1. Cebrail Refakatinde Yükseliş: Hz. Muhammed, Cebrail'in rehberliğinde Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya götürüldü. Bu yolculuk sırasında Hz. Muhammed'in Peygamberlerle ve diğer varlıklarla karşılaştığına dair çeşitli hadisler bulunmaktadır.

  2. Yedi Semaya Yükselme: Mescid-i Aksa'dan sonra Hz. Muhammed, sema katlarına çıkarak yedi semada peygamberlerle ve meleklerle buluştu. Her semada farklı peygamberlerle görüştü ve ilahi hikmetleri öğrendi.

  3. Namazın Farz Kılınması: Allah'ın huzuruna ulaşıldığında, Hz. Muhammed'e beş vakit namazın farz kılınması emredildi. Bu, Müslümanlar için temel ibadetlerden biri olan günlük beş vakit namazın başlangıcı oldu.

  4. Allah'a Ortak Koşmayanların Bağışlanması: Miraç Gecesi'nde Allah, Hz. Muhammed'e, Allah'a ortak koşmayanların bağışlanacağı müjdesini verdi. Bu, tevhit inancının vurgulandığı önemli bir mesajdır.

  5. Bakara Suresi Ayetleri: Miraç Gecesi'nde Hz. Muhammed'e, Bakara Suresi'nin sonundaki üç ayet verildi. Bu ayetler, önemli ilahi mesajlar içerir ve Kur'an'ın bir parçasıdır.

Miraç Gecesi, İslam tarihinde büyük bir öneme sahiptir ve Müslümanlar bu gecede ibadet eder, dua eder ve bu mucizevi olayı anma geleneğini sürdürürler.

Hz. Muhammed Miraç'a Nasıl Yükseldi?

Mi’raç uyanıkken ve bebenle meydana geldiğini söyleyenler: Ashap ve Tabiinin büyük çoğunluğu Mi’raç’ın uyanıkken ve bedenle olduğunu kabul etmiştir. Doğrusu da budur.

Ashab-ı Kiramdan Abdullah b. Abbas, Cabir b. Abdullah, Enes b. Malik, Hz. Ömer, Ebu Hüreyre, Abdullah b. Mesud ve Malik b. Sa’sa gibi yirmi kadar sahabe ve alim bu görüştedirler. Tabiinden bir çok meşhur âlim de bu görüşü savunmaktadır. Dehhak, Said b. Cübeyr, Katade, Said b. Müseyyeb, Hasan-ı Basri, İbrahim en-Nehai, İbn Cüreyc ve İbni Cüreyc bu görüştedirler.

Bu görüşü savunan sahabe ve tabilerin delilleri ise şunlardır:

1- "Kul” manasına gelen 'abd' ruhla cesedin her ikisine birden ıtlak olunur. Yalnız cesede kul denilmediği gibi, yalnız ruha da kul denilmez. “İsrâ”da geceleyin bir cismi yürütmektir. Bu kelime hiçbir zaman yalnız ruhu yürütmek manasında kullanılmamıştır. Resulullah (sav) gerek Mekke'den Kudüs'e, gerekse Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'dan göklere vâki olan seyahatinde hem cesedi, hem de ruhu ile bulunmuştur. Ayette, “Bir gece kulunun ruhunu götürdü” denilmiyor, “ Bir gece kulunu götürdü” denilmektedir. Kulluk ruh ile olmaz, ruh ve bedenle olur.

Kur’an-ı Kerimde birçok yerde geçen “abd “ (kul) kelimesi, ruh ve bedenin tamamını ifade eden insan vücudu için kullanılmıştır. Alak suresi. 9.10.

2- Beden ile gerçekleşmesi Mi’raç’ı mucize yapan en büyük sebeptir. Mucizeler, insanların ulaşmakta aciz kaldığı olağanüstü hadiselerdir. Allah’ın peygamberlerine bir ihsanıdır ve davalarına tasdik olarak verilir. Miracı insanlar nazarında mucize yapan en önemli sebep ruh ve beden ile gerçekleşmesidir. Ruh beraberinde beden ile gitmek ve bütün sema mertebelerini geçip arş-ı âlâya yükselmek yalnız Peygamberimiz Hz Muhammed (sav)e mahsus bir mucizedir. Müşrikler zaten bu duruma itiraz etmişlerdir.

3- Mi’raç rüyada olmuş olsaydı mucize olmazdı. Peygamber (sav) in Peygamberliğine bir delil ve mucize olmazdı. O zaman Müşrikler de uykuda meydana gelen bir olayı yadırgamaz ve Peygamber (sav) i yalanlamazlardı. İmanı zayıf bazı Müslümanlar da Miraç olayını duyunca dinlerinden dönmezdi. Çünkü bu tür rüyaları herkes görebilir ve bu rüya yadırganmazdı.

4- Peygamber (sav) in Mescid-i Aksa’da Peygamberlere namaz kıldırması, Cebrail ( demesi) ın ona Burak’ı alıp getirmesi, göklere yükselip sema kapılarının açılması istendiği zaman Cebrail’e “Yanındaki kim?” diye sorulması, Onun da “Muhammed” diye cevap vermesi, Peygamber (sav)in diğer Peygamberlerle karşılaşıp konuşması, Peygamberlerin ona “Hoş geldin” demesi, beş vakit namazın farz kılınması meselesinde Hz. Musa (as) ile konuşması, işte bütün bunlar Mi’rac’ın uyanıkken ve bedenle meydana geldiğini göstermesi sebebiyle bu olayı duyanlar büyük bir imtihan geçirmişlerdir. Şifa-i Şerif Şerhi, 1/ 397.

5- Mi’raç’ın anlatıldığı bir hadiste Peygamber (sav) in “Cebrail elimi tuttu ve beni semaya çıkardı” diye söze başlayıp “Cebrail beni öyle yüksek bir yere çıkardı ki, orada kaza ve kaderi yazan kalemin cızırtılarını duymaya başladım” buyurması, onun Sidretü’l-Münteha’ya varıp cennete girmesi ve haber verdiği şeyleri orada görmesi de Mi’raç’ın hem ruh hem de beden ile olduğunu gösterir. Şifa-i Şerif Şerhi, 17397-98.

6- Abdullah b. Abbas (ra) şöyle demiştir: “Mi’raç, Peygamber (sav) Efendimizin rüyada gördüğü bir şey değil, mübarek gözleriyle gördüğü bir olaydır.” Buhari, Menakibü’l Ensar.42. Kader.10.

7- Hasan-ı Basri’nin rivayet ettiği Mi’raç hadisinde Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Ben Hicr’de uyuyordum. Cebrail yanıma gelip topuğu ile bana dokundu. Doğrulup oturdum, fakat bir şey görmedim. Tekrar uykuya daldım.” Bu olayın üç defa olduğunu belirttikten sonra sözlerine şöyle devam etti: “Üçüncüde Cebrail kolumdan tuttu ve beni Mescid-i Haram’ın kapısına götürdü. Bir de baktım ki, orada bir hayvan duruyor.” Daha sonra Peygamber (sav) Efendimiz Burak ile olan yolculuğunu anlattı. İbn Hişam, Es-Sire.II,38. Şifa-i Şerif Şerhi.1/398.

8- Ebu Zer (ra) nın rivayetine göre, Resulullah (sav) Efendimiz: “Ben Mekke’de iken evimin tavanı yarılıverdi. Cebrail (as) indi. Göğsümü yardı ve içini Zemzem suyu ile yıkadı.” Diye Mi’raç hadisesini anlatmağa başlamış, daha sonra da: “ Cebrail elimden tutup beni semaya çıkardı.” Diye sözlerine devam etti. Buhari, Salat,1; Hac, 76; Enbiya,5; Müslim, İman,263. Şifa-i Şerif Şerhi, 1/399.

9- Enes b.Malik (ra) da rivayetinde, Peygamber (sav) Efendimiz: “Beni alıp Zemzem suyuna getirdiler. Göğsümü yardılar.” Diye bu olayı anlatmıştır. Müslim, İman,260.

10- Kur’an rüyada vahy olmaz. Kur’an ayetleri hiçbir zaman rüyada vahyedilmemiştir. Peygamberlerin rüyaları da vahiydir. Ancak bunlar Kur’an ayeti değildirler. Bakara suresinin son iki ayeti Mi’raç’da vahyolunmuştur. Dolaysıyla Mi’raç rüyada değil uyanıkken ve bedenle olmuştur.

11- Mi’raç olayı rüyada olmuş olsaydı, Müşrikler endişelenmezler, olaya gülüp geçerlerdi. Peygamber (sav) den delil istemezlerdi. Peygamber (sav)in Mescid-i Aksa’ya gidip geldiğini duyan müşrikler şiddetle karşı çıkmış ve bunun ispatını istemişlerdir.

Ebu Hüreyre (ra) nın rivayet ettiğine göre, Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Mi’raç dönüşü kendimi Kâbe’de Hicr mevkiinde buldum. Mekkeliler bana İsra seyahatinde gördüklerimi soruyorlardı. Hafızamda iyice tutamadığım şeyleri anlatmamı istediler. Hayatımda hiç olmadığı kadar tedirginlik ve üzüntü yaşadım. Derken Allah Teâlâ aradaki engelleri kaldırıp Beytü’l-Makdis’i gözümün önüne getirdi; ben de ona bakarak Kureyşlilerin sorduğu sorulara cevap verdim.” Buhari, Menakibü’l-Ensar, 41; Tefsir,17; Müslim, İman,278. Şifa-i Şerif Şerhi. 1/400.

12- Miraç hakkındaki hadislerde gördüğümüz üzere, Efendimiz (sav)’in Burak adında bir bineğe bindiği bildirilmiştir. Burak, ancak beden için bir araç olabilir. Ruhun bir bineğe ihtiyacı yoktur. O hâlde Miraç, beden ile olmuştur. Zira eğer ruh ile olsaydı, bineğe ihtiyaç olmazdı.

13- Miraç’ın anlatıldığı İsra suresi 1. ayette “esra” kelimesi geçmektedir. “Esra” kelimesi, “Yürüttü.” manasındadır. “Yürüttü.” ifadesi de miracın bedenle olduğuna işarettir. Zira hayalen, keşfen veya rüyada bir kişiye bir yerin gezdirilmesi beyanında, “Yürüttü.” tabiri kullanılmaz.

14- Yine miracın anlatıldığı Necm suresi 17. ayette: “Göz ne kaydı ne de kamaştı.” buyrulmuştur. Göz ise ruhun değil, bedenin bir organıdır. O hâlde miraç bedenle olmuştur. Eğer ruh ile olsaydı, ayette “göz” tabiri kullanılmazdı.

15- İsrâ ve Miraç’ın ruh ve beden beraberce olduğu hakkında, sahabenin ve ümmetin icmâ’ı vardır. Başta Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali gibi pek çok kimse, bu hadisenin ruh ve bedenle meydana geldiği hususunda ittifak halindedirler. Ehli Sünnetin görüşü de böyledir.

16- Yüce Allah, İsrâ ve Mi’raç olayının geçtiği, İsrâ sûresine “Subhânellezî esrâ bi abdihî...” cümlesiyle başlamıştır ki, Araplar, hayrete mucip bir hadiseyle karşılaşıp ondan dehşete kapıldıklarında “Subhânellâh!” derler. Bu surenin de böyle bir cümleyle başlaması göstermektedir ki, burada acayip şeyler meydana gelecektir.

Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi